Paylaş
Şehirler ayırabilir mesela. Akşam trafiğinde yalnızlıklar. Gündelik koşturmalar ve üç kuruşluk hesaplar. “Politik doğruculuk” ve sayın muhbir vatandaş.
Savaşlar ayırabilir: Bir de bakmışsın başka orduların askeri, başka davaların neferiyiz. Çıkmışız aynı dağa ayrı yanlardan.
Yollar ayırabilir sonra: TIR şoförü gibi “ömrümü yıllara değil, yollara verdim” desen de giden sadece ömür olur, ayrılık bir yere gitmez. Haklıdır şair, akan zaman değil mesafelerdir.
Ülkeler girebilir araya: Başka diller konuşan, başka suçlar işleyen, başka Tanrılara aynı duaları eden milletler.
Bir İbrahim türküsü, bir Murathan şiiri, bir Çağan filmi gibi pençeler gönülleri ayrılığın ihtimali.
Her ihtimalin gerçeğin tetikçisi olması.
Alışveriş bile ayırabilir: Kim bilebilir hangimizin hangi markaların bağımlısı olacağını?
Bir Louboutin bizi toprak diyerek çiğneyebilir. Bir Bulgari ayrılığın vaktini gösterebilir. Bir Kalaşnikof alnımızdan vurabilir. İnce bilekler, silikonsuz göğüsler, Acem halısına sürtünmekten kızarmış diz kapakları, dar kalçalar, adaleli kollar bizi dakikada ufalar...
Aşk bile ayırabilir bizi: Sadece birbirimizden ayırsa neyse: Ayırır atomlarımıza bile.
Sonra o atomlar boşlukta fizik yasalarına rağmen birleşir, karşımıza dikilir.
Bağrımızda reaktör patlamış, radyasyon hücrelerimize yayılmış, dalgalar kalelerimizi yerle yeksan etmiştir. Harap ve bitap düşmüştür ruhumuz.
Cebren ve hile ile kulağımızın dibinde Kalaşnikof misali gürültü ediyor olabilir hayat.
İşte o zaman bile gönüllerin görevi, birbirleri için atmaya devam etmektir.
Barikattaki çocuğun romanı
Ayhan Bozkurt’la gençliğimizden tanışırız. O bizden delikanlı çıktı, şiirleri gibi durmakta direndi. Şimdi de ilk romanı: “Barikattaki Çocuk”.
12 Eylül öncesi Çorum. Panzer gölgesinde bir çocukluğu, şair ustalığıyla anlatmış Ayhan. Çocuğun bakış açısına sadık kalarak en iyisini yapmış: Acı gerçeklerin böyle bir naiflikle anlatılması daha da koyuyor insana.
Hele öyle güzel bir ilk bölüm var ki: Ev aranırken kahramanın annesinin koynundan düşen ve teğmenin görmezden geldiği o mermi, kalbinize saplanıyor.
Adaletsizlik oldukça barikatlar kurulur. Hep çocuklar da olur barikatlarda. Yani sokakların o en güzel şeyleri. Masumiyetin küçük generalleri. “Barikattaki Çocuk” işte onlar hakkında.
İncir Çekirdeği
Sayın Cumhurbaşkanım, “Kitaba müthiş kampanya” yazısını ben hiciv diye yazmıştım. Pardon.
Paylaş