Paylaş
Oysa kızacak bir şey yok. Özetle “ey kadınlar, akıllı olun. Erkeğe kendini üstünmüş gibi hissetmesi için izin verin, geminizi yürütün” diyor.
Bu zaten ezelden beri tıkır tıkır işleyen bir çark. Kadın erkeğin sırtını sıvazlar hep: “Sen süpersin aslanım, hadi yürü bizon avına!”
Onlar da haklı. Motive olacağız ki musluğu tamir edelim, sinekleri öldürelim, sefere çıkalım. Çocuk için malzeme verelim.
Hem şu dünyada özgüveni örselenmiş erkek kadar çekilmez bir yaratık yok. İnanmayan erkek arkadaşına 10 dakika Kıvanç Tatlıtuğ’u övsün ve görsün gününü.
Erkekten randıman alacaksan özgüvenine oynayacaksın. Aksi takdirde roller de karışır, işler de.
O zaman da Sema Hanım’ın dediği gibi, bozulur sistem. Bunun inançla falan ilgisi yok. Stratejiyle ilgisi var.
Hatta modern kadının kendi kalesine gol attığını söylemek bile mümkün. “Eşitlik” ve “cinsel özgürlük” uğruna erkeğin özgüvenini sarsıp kendi işlerini zorlaştırıyorlar.
Oysa tersini yapsalar, her işe yarayan bir avatarları olacak. İşte modern kadının ninesinden öğrenmesi gereken sır.
Eski kadınlar erkeklerle yarışmanın çocukça olduğunu anlamıştı. Kazansalar da kaybedecekleri bu yarışa girmek yerine kafayı kullanmayı seçtiler.
Erkeğe erkek muamelesi yapıp kendileri için savaşmasını, kuleler dikmesini, lokomotifi, penisilini ve matbaayı icat etmesini sağladılar. Onu avatar haline getirdiler yani.
Bildiğiniz, filmdeki avatar: İçine girip kumanda ettiğiniz, fiziksel olarak sizinkinden daha kuvvetli beden.
Kanuni ve Avcı Mehmet atlarının üstünde gururla ilerlerken, Hürrem ile Kösem analog kumandaları sayesinde zaten hakimlerdi olaya. İşte feministlerin atladığı nokta.
Bülent Ersoy devrimcidir
Beğenin ya da beğenmeyin, Bülent Ersoy’un devrimci bir şahsiyet olduğu tartışılmaz.
Sen Müslüman bir ülkede “transgender” olarak ünleneceksin, sonra da bunu kabul ettirip yıllarca zirvede kalacaksın. Darbeler, sahne yasakları, saldırıya uğramalar da ayrı...
Kimse kusura bakmasın ama buna devrimci ruh denir. Haliyle, 68’lilerin Deniz Gezmiş muhabbetine bozulmasına gerek yok.
Zaten o yaş grubunda olup da Deniz Gezmiş’i tanıdığını iddia etmeyen az kişi vardır. Varsın Bülent Hanım da gazozunu içsin, ne çıkar?
Babalar ve kitaplar
Yılmaz Güney’in kızı Elif Güney Pütün, Ayşe Arman’ın karşısında bir nevi ruhsal striptiz yapmış.
Pavyon şarkıcısı anneyle halk kahramanı baba arasında sıkışmış çocukluğunu anlatıyor.
Anlattığı şeyleri yaşamak için Yılmaz Güney’in kızı olmaya gerek yok. Her çocuk anne-babasının davasının bedelini öder. İlk kitaplar da zaten genellikle bu hesaplaşmanın sonucunda yazılır.
Elif Hanım babasının adını kullanmadan yazsa da bir şey değişmezmiş. Sadece Ayşe Arman’a röportaj veremezmiş, o kadar.
tatlı Sözlük
Kurtuluş Son Durak: Haysiyetli halk sinemasına bir örnek.
Paylaş