MUSTAFA Kemal Atatürk bundan 85 yıl önce Türk kadınını çarşaflardan, örtülerden kurtarmıştı.
Türk kadınını modern giysilere kavuşturmuş, onu toplumda erkekle eşit konuma getirmişti.
Atatürk arka arkaya yaptığı reformlarla ümmet toplumundan modern bir millet yaratmıştı.
Devrim yasalarını yaşama yansıtmak, halka benimsetmek için büyük çabalar harcamıştı.
Mustafa Kemal’in bu çabalarının üzerinden 85 yıl geçtikten sonra 54 yaşındaki Tayyip Erdoğan bu kez Türk kadınını Atatürk’ün kurtardığı çarşaflara ve örtülere yeniden sokmak için çaba harcıyor.
İşin daha ilginç yanı "2.cumhuriyetçi-liberal" diye tanımlanan bir zamanların solcuları 54 yaşındaki bu başbakana alkış tutuyorlar.
Açık destek vererek övgüler düzüyorlar.
Bilgi çağını yaşayan bugünkü dünyanın aydın insanları geçinerek yapıyorlar bunu.
* * *
Oysa inancı, dünya görüşü ne olursa olsun akıldan ve bilimden yana olan bir insanın bu çağda kadınların örtünmesinden yana bir duruş içinde olmaması gerekir.
Örtünen kadının toplum yaşamından soyutlanacağı bir bilinmez değil.
Tesettürlü bir kadının çalışma yaşamında çeşitli sorunlarla karşılaşması kaçınılmazdır.
Çalışma alanları, yükleneceği görevler sınırlanır.
İş yemeklerine katılmak, iş gezilerine çıkmakta zorluklarla karşılaşır.
İşveren örtünen bir kadını değerlendirirken bu sorunları ister istemez düşünür.
Sonuç olarak, zaman içinde kadın toplumdan soyutlanmak ve evine kapanmak durumunda kalır.
Bunun örnekleri sayılamayacak kadar çoktur.
Bu çağda kadını örtmek, onu küçük yaştan itibaren örtünmeye zorlamak, teşvik etmek Türk kadınına yapılan büyük bir haksızlıktır.
Kişi haklarına da aykırıdır.
* * *
Biraz da madalyonun öbür yüzüne bakmakta yarar var.
AKP hükümeti, 2007 seçimlerinde yüzde 47 oyun faturasını halka kesiyor.
Yapılan hesapsız kitapsız seçim harcamalarıyla oluşan açığı kapatmak için IMF’nin emri doğrultusunda yapılan insafsız zamlar acımasızca halkın sırtına bindirildi.
Elektrik, doğalgaz, sigara, akaryakıt, taşıtlar vergisi zamları peş peşe geldi.
Elektrik, doğalgaz, akaryakıt faturalarını gören insanların gözleri fal taşı gibi açılıyor.
Hükümet bununla da kalmıyor, sosyal güvenlik sisteminin açıklarını kayıt dışı ekonominin üzerine giderek kapatmak yerine, çalışanların maaşlarını ve haklarını tırpanlıyor.
Çaresizlik içinde olan hükümet bunları da IMF’nin dayatması sonucunda yapıyor.
Bu gelişmeler çalışanların isyanına neden oldu. İnsanlar sokaklara dökülüp eylem yapmaya başladılar.
Başbakan bütün bunları gölgelemek için İspanya’dan türban tartışmasını başlattı.
Türban, yani kadının yeniden örtünmesi, evine kapanması.
AKP iktidarının bu ülke için ne büyük talihsizlik olduğunu anlamak için Mısır ve İspanya gezilerindeki fotoğraflara bakmak yeterli.
Özellikle de Hayrunissa Gül’le Suzan Mübarek’in yan yana görüntülendikleri o tek kare fotoğrafa...