Kadının sade adı değil, kendi de yok

BUGÜN Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 72’nci yılı.

Mustafa Kemal Atatürk Türk kadınına seçme seçilme hakkını 1934’te verdiğinde Avrupa’nın hiçbir ülkesinde kadınlara bu hak tanınmamıştı.

(Bu hak belediyeler için 1930’da, köy muhtarlığı için ise 1933’te verilmişti.)

Bugün örtünen ve örtünmeyi teşvik eden kadınların bu büyük olayı iyi düşünmesi gerekir.

Atatürk, toplumun yarısını oluşturan Türk kadınını sosyal yaşama sokabilmek, onları eşit ve onurlu vatandaşlar yapabilmek için ne büyük çabalar harcamış.

Bugün örtünen Türk kadınları, Avrupa kadınlarından önce bu haklara Atatürk sayesinde parmağını bile oynatmadan kavuştuğu için bunun değerini bilmiyor.

Oysa Avrupa’da, özellikle de Amerika’da kadınlar bu hakları elde edebilmek için çok ağır bedeller ödediler.

Can verdiler.

Belki bu yüzden bunun değerini bizdekilerden çok daha fazla biliyorlar.

* * *

Atatürk Türk toplumu için yapmayı düşündüğü devrimleri Kurtuluş Savaşı’ndan önce kararlaştırmıştı.

Mazhar Müfit Kansu’nun anılarından bir bölümü okuyalım.

"Erzurum’dayız...

- Mazhar not defterin yanında mı?

- Hayır Paşam.

- Zahmet olacak ama, bir merdiveni inip çıkacaksın.
Al gel, dedi. Defteri getirdiğimi görünce, sigarasından iki nefes çektikten sonra:

- Ama bu defterin bu yaprağını hiç kimseye göstermeyeceksin.
Sonuna kadar gizli kalacak. Bir ben, bir Süreyya (özel kalem müdürü), bir de sen bileceksin. Şartım bu!

Süreyya da, ben de bundan emin olabilirsiniz Paşam, dedik.

- Öyle ise tarih koy.

Koydum: 7-8 Temmuz 1919 sabaha karşı...


- Zaferden sonra hükümet biçimi cumhuriyet olacaktır. Bu bir. İki; Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır. Üç; Örtünmek kalkacaktır. Dört; Fes kalkacak, uygar milletler gibi şapka giyilecektir.

Seneler sonra Çankaya’da yemek esnasında birkaç defa ’Bu Mazhar Müfit yok mu? Kendisine Erzurum’da örtünme kalkacak, şapka giyilecek, Latin harfleri kabul edilecek dediğim ve bunları not etmesini söylediğim zaman defteri koltuğunun altına almış ve bana hayal peşinde koştuğumu söylemişti’ dedi."

* * *

Atatürk bir devrimciydi. 1934’te kadınlara verdiği hakkı ilk seçimde yani 1935’te uyguladı.

350 kişilik TBMM’ye 18 kadın milletvekili seçildi. Parlamentonun yüzde 4.6’sını kadın milletvekilleri oluşturdu.

Bugün ise 550 milletvekilli TBMM’de 24 kadın milletvekili var. Oran 4.4...

Türkiye, Atatürk’ün 72 yıl önce yaptığı devrimden sonra bugün 179 ülke içinde yüzde 4.4 kadın temsil oranıyla tam 140’ıncı sırada.

Bugün kadını örtmek, onu sosyal yaşamdan koparmak için çabalayan bir iktidar var Türkiye’de.

Şunu iyi bilsinler ve kendilerini boşuna yormasınlar ki kadınları örterek, toplumdan soyutlayarak Atatürk’ün gösterdiği "muasır medeniyetler seviyesine" de çıkamazlar, Avrupa Birliği’ne de giremezler.
Yazarın Tüm Yazıları