TÜRK halkı 2007’de yapılacak iki seçim konusunda çok tedirgin.
Herkes birbirine şu soruyu soruyor: "Ne olacak?"
Bu sorunun açılmışı ise şöyle:
"AKP yeniden tek başına iktidar olur mu?Olmaması için ne yapmak lazım?"
Halkın kafasında aslında bu sorulara yanıt da var:
"Solda ve sağdaki partiler birleşmeli. AKP’ye karşı alternatifler oluşturulmalı."
Bu yanıt gazetecilere dönük istek de getiriyor:
"Aman bu birlik konusunu devamlı işleyin."
Halkın bu tedirginliğinin ne kadar haklı gerekçelere dayandığı AKP iktidarının ülkeyi götürmek istediği yere dönük niyetlerden kaynaklanıyor.
Hem cumhurbaşkanlığı, hem de genel seçim halkın tedirginliğini haklı hale getirecek şekilde sonuçlanırsa bundan rejim de olumsuz etkilenecek.
Siyasi parti yönetimlerinin bir an önce halkı umutlandıracak adımları atmaları kaçınılmazdır.
* * *
Geçenlerde İstanbul Milletvekili ve araştırmacı Bülent Tanla ile konuşurken onun da aynı duyarlılık içinde olduğunu anladım.
Tanla, önümüzdeki genel seçim konusunda üzerinde durulması gereken çok ilginç değerlendirmeler yaptı.
Tanla’ya göre geçmiş seçimleri belirleyen etkenler şunlardı:
ABD...
Washington seçilmesini istediği partinin halkın eğilimine de uygun olmasına özen gösterirdi.
İkinci etken büyük sermaye...
Büyük sermaye kendi çıkarlarına ters düşmeyen partinin iktidar olmasında önemli rol oynardı.
Üçüncü etken Silahlı Kuvvetler.
* * *
Tanla’nın ilginç değerlendirmelerine devam edelim.
2007 Kasımı’nda yapılacak genel seçimlerde bu düzen değişti.
Birinci etken yine Amerika...
Ama Washington bu kez halkın eğilimlerini değil, kendi Ortadoğu politikalarını benimseyecek bir iktidar istiyor.
Yani Büyük Ortadoğu Projesi’ne uygun bir iktidar.
(Burada ben bir yorum yapmak istiyorum.Bana göre Washington malum nedenlerden kerhen de olsa hala AKP’yi destekliyor.Bunu düşünerek halkımızın çok bilinçli hareket etmesi gerekiyor.)
İkinci etken "yeşil sermaye"...
Bundan önceki seçimlerde etkili olan büyük sermayenin yerini AKP iktidarında "yeşil sermaye" aldı.
Bir de belediyelerin elindeki devasa fonlar...
Belediyelerin parasal gücünün yeşil sermayenin parasal gücü ile aynı doğrultuda kullanıldığından en ufak bir kuşku duymamak gerekir.
Üçüncü etken tarikat ve cemaatler...
AKP iktidarında tarikatların ve cemaatlerin ne kadar güçlü hale geldiği malum.
Bülent Tanla çok çarpıcı bir gerçeğe de dikkat çekiyor:
"Seçimde harcanacak para 500 milyon dolar.Partilerin devletten aldıkları yasal para ise 200 milyon dolar.Demek ki partilere artı 300 milyon dolar para gerekiyor."
Partiler içinde sadece ve sadece AKP’nin para sorunu olmadığını biliyoruz.
Bu paranın gücüyle oluşacak iktidarı önleyecek tek güç ise halkın oylarıdır.