KONYA’da iki türbanlı kadın doktor testisleri şişen ve sancılar içinde kıvranan hastanın ultrasonunu çekmemiş.
Namahrem diye... Günaha girerler diye...
Ettikleri doktorluk yeminini unutmuşlar.
Zavallı hasta iki gün kıvranmış.
Sonunda durum başhekime iletilmiş.
Evden erkek radyolog çağırılmış ve ultrason öyle çekilebilmiş.
Bu arada hastanın doktoru ürolog vaka gecikiyor diye saçını başını yolmuş.
Ultrason çekilince durumun vahim olduğu ve hemen ameliyata alınması gerektiği anlaşılmış.
Ama türbanlı doktorların yüzünden meydana gelen gecikme nedeniyle 17 yaşındaki hastanın sol testisini almak zorunda kalmış doktor.
Malum kafa:
- Canım ne var bunda... Kadın doktorlar inançlarının gereğini yerine getirmişler.Bir kadın, doktor da olsa namahreme el süremez.Madem hasta erkek, hastane erkek doktor da bulundursaydı...
* * *
Bolu İl Müftüsü "Hazreti İsa çama inecek diye yılbaşında çam süsleme Müslümanlığa yakışmaz" demiş.
Müftü Bey "Çam katliamı dinimize aykırı olduğu gibi, bu işi Hıristiyanlık davranışı olarak Hazreti İsa’ya atfen yapmak da, Hazreti İsa’nın doğum günü diye evlerimizi, sokaklarımızı birtakım süslemelerle bezemek de Müslüman olarak kesinlikle caiz değildir" diye devam etmiş.
- Canım ne var bunda... Müftü dinin emirlerini hatırlatmış.Müslümanlara yılbaşı kutlamaları caiz değildir.
(Müftü Bey Müslümanların yılbaşını yeni bir yılın başlaması nedeniyle kutladıklarını, süslenen çamların ya saksılarda yetiştirilen ya da yapma çamlar olduğunu herhalde bilmiyor.)
* * *
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde bir yardımcı doçentin eşi kendisini peygamber ilan etmiş.
Birtakım dindar insanları da etkisi altına alıp onları dolandırmış.
Yalancı peygamber kendisine inanan bazı erkeklerle de halvet olmuş...
Bazı üniversitelerde tarikat mensubu bilim adamları evlerine günah diye televizyon bile sokmuyorlarmış...
Bir başka üniversitemizde bir profesör trenlerde rahat namaz kılamadıklarını, onun için mescit kurulmasını istemiş...
- Canım bunların hepsi uydurma... Kartel basınının uydurması...
* * *
Bu örnekler o kadar çok ki... Hepsini yazmaya kalksak bizim köşeye sığdıramayız.
Sizler eminim ki çok daha fazlasını hatırlıyorsunuzdur.
Şimdi benim esas vurgulamak istediğim şu:
Bugün Türkiye’yi "Minareler süngümüz, kubbeler kalkanımız" diyen, kendi kafasına göre laiklik isteyen, Türkiye’nin üzerine İslam şalını geçirmeyi düşleyen, bunun için cumhuriyet kurumlarıyla sürekli kavga eden bir başbakan yönetiyor.
Başbakan’ın atadığı eğitim bakanı çağdaş eğitim yerine imam hatipleri yerleştirmek, üniversiteleri İslam üniversiteleri haline getirmek için gece gündüz çalışıyor.
Başbakan’ın müsteşarı, devlet kadrolarını imamlarla dolduruyor.
Üstüne üstlük seçmenlerin dörtte birinin oyunu almış olan bu başbakan, cumhurbaşkanı olmak istiyor.
Kimse "Canım ne var bunda? Halk öyle istiyor" demesin.