TURİNG'in ‘‘Bir Kolye'nin İncileri’’ adlı resimli kitabını Çelik Gülersoy'un yerinde olsam ilk önce Tayyip Bey'e gönderirim. Belki okur, fotoğraflara bakar ve belki de biraz vicdanı sızlar. Ve yine belki de Çelik Bey'in elinden aldığı belediyeye ait o güzelim köşkler, kasırlar, bahçeler, parklar için pişmanlık duyar.Çünkü 1994 yılına kadar Çelik Bey'in yönetimindeki o güzelim mekánların birçoğu şimdi uykuda.Tayyip Bey bu kitapçıkta belki bir şeyi daha fark eder; Çelik Bey'in Osmanlı mirasını nasıl yeniden yarattığını ve bugünkü nesillere nasıl kazandırdığını...Belki de o perişan durumdaki viranelerin Çelik Bey'in birikiminin, becerisinin sayesinde nasıl birer inci haline geldiği görür. Kitaptaki kolyenin incileri hakkında çok kısa bilgiler vereyim. Örneğin Soğukçeşme Sokağı, virane halden inanılmaz güzellikte bir Osmanlı mahallesine dönüşmüş. Topkapı'nın bahçe duvarının hemen dibindeki bu sokaktaki evler aslına uygun restore edilmekle kalmamış, turistleri ağırlayan pansiyonlar, konuk evleri, lokantalar, kafeler haline dönüştürülmüş. Bilmem Tayyip Bey 4 yıl belediye başkanlığı yaptığı İstanbul'un dünyaca ünlü o sokağını gidip gördü mü? * * *Sultanahmet'in göbeğindeki Yeşil Ev de tam bir Osmanlı konağı. Yıllardan beri otel olarak hizmet veriyor. Onun hemen yanındaki yıkık dökük medrese onarılmış, İstanbul Sanatları Çarşısı haline getirilmiş. Medresenin odaları Osmanlı sanatlarını yaşatan sanatçılara verilmiş. Oralarda Osmanlı el sanatları ile ilgili yapıtlar üretiliyor ve turistlerin beğenisine sunuluyor. Fenerbahçesi'ni bütün İstanbullular bilirler. Sanırım Tayyip Bey de bilir. Kupkuru, bakımsız bir boş alan, içinde kafelerin, oturma banklarının, yürüyüş yollarının bulunduğu nefis bir park haline getirilmiş. Özellikle tatil günlerinde binlerce İstanbullu o bahçede bir Osmanlı mesire yerinin güzelliklerini yaşıyor. Sonra Büyükada İskelesi. Tayyip Bey'e öneriyorum, arkadaşlarını alıp oraya gitsin. Oturup, Osmanlı'nın en son dönem mimarisini yansıtan bu nefis mekánda bir çay içsin. Yine, Büyükada Kültür Evi yıkık dökük kagir bir konaktı. Turing burayı restore etti ve kültür evi haline getirdi.Bebek İskelesi'nin yanındaki küçücük bilet gişesi iki yanı değerlendirilerek yazlık bir kafe haline getirildi. Ya Safranbolu'daki Havuzlu Konak. Aslına uygun onarılıp otel haline getirilmiş. Dünyanın her yanından gelen insanlara hizmet veriyor. * * *Kitabın son sayfasını çevirdiğiniz zaman, işte o zaman içiniz ‘‘cızzz’’ ediyor. Çünkü o sayfada Tayyip Bey'in bu kolyeden kopardığı inciler var:Malta Köşkü, Sarı Köşk, Emirgan Parkı, Yıldız Parkı, Çadır Köşkü, Beyaz Köşk, Hidiv Kasrı, Pembe Sera, Pembe Köşk ve Çamlıca.Yıldız Parkı'nın Turing tarafından teslim alındığı 1974 yılındaki perişan halinin fotoğrafının yanına 1994'te Tayyip Bey'e teslim edildiği zamanki muhteşem halinin fotoğrafı da konmuş.‘‘Bir Kolye'nin İncileri’’ çarpıcı bir kitap. Bilemiyorum Tayyip Bey bu kitabı görecek mi?Keşke görse... Yalnız o değil, arkadaşları da, ona oy verecekler de görse...