Bir Dışişleri Bakanı ve değişen iklim

ALİ Babacan, modern görünümünün ötesinde aileden gelen dinci dünya görüşüne sahip bir insan.

Aile kuşaktan kuşağa koyu bir dindarlıktan ayrılmayarak ticari işlerini büyütmüş, varlıklı bir duruma gelmiş.

Ancak bu varlık, ailenin İslami yaşamını değiştirmemiş.

İslami yaşam tarzını sürdüren ailenin bütün kadınları tesettürlü.

Babacanlar AKP iktidarı ile genç Ali’yi siyasete sokmuşlar.

Ali Bey, bugün Avrupa Birliği Başmüzakerecisi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı.

Ancak kendisi Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı gibi hareket etmiyor.

Son olarak katıldığı Avrupa Birliği Hükümetlerarası Katılım Konferansı’nda anamuhalefet partisini, "AB uyum yasalarını Meclis’te engelliyor" diye yabancılara şikáyet ediyor.

Bugüne kadar hiçbir dışişleri bakanı bunu yapmadı.

Babacan AKP’nin sözcüsü değildir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı’dır.

Maalesef...

* * *

Aynı dünya görüşünün Türkiye’yi nerelere sürüklemekte olduğunu gösteren bir başka konu.

Geçtiğimiz günlerde Hürriyet’te Mısır’daki bir olay manşet oldu.

Kahire’de Nil Nehri kenarındaki 5 yıldızlı Grand Hyatt Oteli’nin sahibi olan Suudi kraliyet ailesinden bir şeyh, içki servisini yasakladı.

Şeyh, otelde bulunan 2500 şişe çeşit çeşit içkiyi tuvaletlere döktürerek imha ettirdi.

Mısır Turizm Bakanı ile Oteller Birliği Başkanı bu yasağa karşı çıktılar ve şeyhi uyardılar:

"Otelinde içki yasağı koymak gibi bir hakkın yok. Burası turizme bel bağlamış bir ülke. Ya içki servisini başlatırsın ya da otelinin yıldızlarından ikisini sileriz."

* * *

Bu manşetten sonra CHP Milletvekili Canan Arıtman aradı.

İstanbul’da Yıldız Parkı’ndaki ünlü Yıldız Porselen Tesisleri’nin nefis Boğaz manzarasına sahip bir lokantası var.

Canan Arıtman burada yemek yemek istemiş, ancak içki servisinin yasak olduğunu söylemişler.

Meclis’e bağlı olan bu lokantada içki verilmediğini öğrenen turistler, masadan kalkıp yemek yemekten vazgeçiyorlarmış.

Arıtman bir yasal engel olup olmadığını araştırmış. Öyle bir engel yok.

Anlaşılan Bülent Arınç döneminden kalan bir karar.

Canan Arıtman aynı kuralların Yıldız’daki TBMM konukevinde de yürütüldüğünü söyledi.

Hem Yıldız Porselen Tesisleri’nde hem de konukevinde türbanlı çalışanlar çoğunluktaymış.

Demek ki TBMM’de hálá Bülent Arınç’ın kuralları geçerli.

Arıtman, bu konuda Köksal Toptan’ın yanıtlaması isteğiyle bir soru önergesi vermiş.

Mısır yöneticilerinin, otel sahibi şeyhe karşı gösterdikleri tepki örnek olmalı.

Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin Meclis’ine bağlı tesislerde içki yasağı uygulamasının kaldırılması için Mısır’ı örnek göstermek üzücü ama yapacak başka bir şey yok.

Türkiye’de bu aşırı dinci anlayış iklimi AKP iktidarı ile giderek yaygınlaşıyor.

Çağdaş yaşamın sınırları her geçen gün daralıyor.

Örtünme hızla artıyor, sosyal yaşama aşırı dincilerin koydukları kurallar giderek ağırlaşıyor.
Yazarın Tüm Yazıları