Babıáli’nin koca çınarı devrildi

DÜN sabah gazeteden arayıp Orhan Duru’yu kaybettiğimizi söylediler.Dondum kaldım.

Uzun zamandan beri kanserle boğuşuyordu. Direndi ama sonunu getiremedi.

Babıáli’nin dev bir çınarı daha devrildi.

Böyle hüzünlerde insanın yüreğini kaplayan ateş, yaşamı çekilmez hale getiriveriyor.

Benim 40 yıllık dostum, sırdaşım, iyi günde kötü günde hep sırt sırta verdiğim kader arkadaşım yok artık...

İhanetlerin en bol yaşandığı bir meslek olan gazetecilik yaşamımızda bir kez bile birbirimize bilerek veya bilmeyerek ihanet etmedik.

Dürüst olduk, dost olduk, birbirimiz için hep yüreğimizi çekinmeden ortaya koyduk.

1986 yılında Güneş Gazetesi ikimize de teklif yaptı.

Orhan’la birlikte Güneş’e geçtik.

* * *

Sanırım 1970 yılıydı. Milliyet’te palazlanmaya başlayan gepegenç bir muhabirdim.

Bir gün yazı işleri müdürümüz Hasan Pulur, yanında esmer, zayıf, uzun boylu biriyle geldi.

Hepimize tanıştırdı, "Orhan Duru. Artık bizimle çalışacak" dedi.

Adını biliyordum ama kendisini hiç görmemiştim. El sıkıştık, başarılar diledim.

Orhan Ankara büroda çalışmaya başladı. Haber müdürüydü.

Çok iyi ve saygın bir gazeteciydi. Olağanüstü bir kalemi ve anlatım gücü vardı.

Usta bir kara mizahçıydı. Ayrıca harika hikáyeler yazıyordu. Çok sayıda ödülü vardı.

Zaman zaman telefonla konuşurduk. Ankara’ya gittiğimde büroya uğrardım, uzun uzun sohbet eder, dertleşirdik.

Bizim meslekte dertler hiç bitmez. İki gazeteci bir araya geldiği zaman sabahlara kadar gazeteyi konuşurlar.

1980 yılında İstanbul’a geldi. Genel yönetmen Turhan Aytul ayrılmıştı. Orhan ile Brüksel’den gelen Mehmet Ali Birand, birlikte bu görevi yürüttüler.

Dostluğunda, arkadaşlığında hiçbir değişiklik olmadan o dönemi yürüttü Orhan.

Ama ikili yönetim yürümedi. Mehmet Ali Brüksel’e döndü. Orhan ise ekonomi müdürlüğüne getirildi.

* * *

Sonra yukarda anlattığım gibi Güneş macerasını yaşadık birlikte.

1988’de önce ben ayrıldım Güneş’ten, iki üç yıl sonra da Orhan ayrıldı.

Kaderin cilvesi işte, ikimiz Hürriyet’te buluştuk.

1990’da ilk özel televizyon olan Star kuruldu. Milliyet ve Güneş’te birlikte çalıştığımız Yekta Okur Star’ın başına getirildi.

Bir gün beni aradı rahmetli Yekta.

"Senden Orhan Duru’yu almak istiyorum. Onu almaya kararlıyız" dedi.

Orhan’a söyledim. Yekta ile konuştular ve Orhan bizden ayrılarak Star’a geçti.

Televizyoncu olmadığı halde haberleri başarıyla yönetti.

3-4 yıl sonra yapılan habercilik için "Bu benim işim değil" diyerek meslekten çekildi.

Onurlu, yürekli, dürüst, dört dörtlük bir adamdı.

Hem Babıáli’nin, hem de Türk edebiyatının koca bir çınarı devrildi.

Sevgili arkadaşımı yarın toprağa vereceğiz.

Tanrı’nın onu cennetinde ağırlayacağına bütün kalbimle inanıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları