Hububat, ithalat, erozyona uğrayan toprak…

Radyoda ekonomi haberlerinde spiker hububat haberlerini okumaya başlamıştı           …

Haberin Devamı

“Toprak Mahsülleri Ofisleri’nin 1 Nisan’da başlayacak yeni sezona 900bin tonluk, tarihin en düşük stoğu ile girdiği bilgisi açıklandı. Bu stoğun 740bin tonu ise buğdaydan oluşuyor.Uzmanlar arz talep dengesinin bozulup, fiyatları etkilemesi açısından yağış durumu ve ürün gelişimine göre hububat üretiminin geçtiğimiz yıla nazaran daha umut verici olduğunu söylüyor…”

 

Nohut, en sevdiğim belki de. Ya Kanada, ya İspanya ya Hindistan menşei çıkıyor karşıma devamlı. Ürgüp’ten yerli bu diye aldığım nohutun ise nereden olduğunu hiç öğrenemeyeceğimi sanıyorum. Yer gök nohut-tu!

 

Yediğimiz leblebi bile ithal.

 

Haberin Devamı

Irak, yerel üretimi desteklemek içim domates ithalatını durdurmuştu, Mayıs ayında gene aynı haberlerde dinlemiştim.

 

Yerel üretimi desteklemek için.

 

O arada yerli üretimin bu sene halka yeteceğini de belirtiyor spiker.

 

Peki biz nasıl geldik buralara?

 

Ülkemiz ithal gıda ürünleri ve ithal besi hayvanları ile doldu…

 

Tarım ile çiftçiyle kendimize yeten ülkeden, yanlış tarım politikaları yüzünden geldiğimiz durum yürek burkuyor. Birkaç istatistik paylaşayım;

 

Türkiye’de etkili alanların, toprağın %59’unda erozyon var ve erozyonda toprağın en verimli olan üst tabakası kaybediliyor, verimi düşüyor. (kaynak: tarimtema.org)

 

Verim azaldıkça gübre kullanımı artıyor, ve buğday üretiminde 1960-1995 yılları arasında gübre kullanımı 7 kat artmış durumda, kimyasal gübredeki artış toprağın kimyasını bozuyor, sonuç gene düşen verim, azalan ürün. Bir de pestisit kullanımından dolayı yok olan toprak canlılarını ekle üzerine. (kaynak: tarimtema.org)

 

Haberin Devamı

Ali Ekber Yıldırım, tarimdunyasi.net sayfasında ithalat ve gümrük vergisi ile ilgili değerli açıklamalarda bulunmuş. Gıdadaki fiyat artışının gümrük vergisini indirmek ile bellki bir süre ucuzlayabileceğini ama bu verginin esas bizim olanı koruduğundan bahsediyor. Gümrük vergisini düşürmenin uzun dönemdeki etkilerinin düşünülmesini, uzun dönemde tarımın sonu olabileceğinin detaylı bir analizini paylaşıyor.

 

Mesela verdiği buğday örneğinde, eğer %130 gümrük vergisi 20-30’a düşürülürse,  Türkiye’nin açık bir pazar haline geleceğinden, buğday ithal etmek isteyeceklerin piyasaya hakim olacaklarından ve bu fiyatlar ile yerli üreticinin başa çıkamayacağını, takibende ekim yapmayı bırakacaklarını ve üretimimiz azaldığında veya bittiğinde ise (okumak bile beni korkutuyor) zaten dışarıdan bize o düşük paralara buğday satılmayacağını yazıyor.

 

Haberin Devamı

Yemde dışa bağlı olduğumuzu ve üretemediğimiz hiçbir besinin de fiyatını kontrol edemeyeceğimizi de hatırlatıyor.

 

0 gümrükle 100 bin ton arpa ithalatına izin verildi bu sene.

 

Hububat diyordum, bakın o aldığınız paketlerin arkasına nereden geliyormuş…

 

Şu an elinizdeki ceviz büyük ihtimal Şili’den, satıcı diyor ki, ama bizim cevizlere en yakın tat, bak beğeneceksin… Evet ama Şili nereeee, İstanbul nere? Sonra avutuyor beni, az kaldı bizim cevizlere, az sabır.

 

Bu kadar tarım-toprak yokluğuna bir de yetiştirilenin atılması, gıda israfı var, neresini tutsan gıdanın elinde kalıyor. Hatta medium.org'da okuduğum yazıda evlerdeki gıda israfının %53 olduğu yazıyordu. Evden başlamak lazım değişime…

 

Haberin Devamı

Elimizden, gözlerimizin önünde kaybolan biyoçeşitlilik, ataerkil tohumlar…

 

Hani tahıl ambarıydık? Yani daha çok yazacak şey, çalışacak çok dersimiz var…

 

 

İLLA Kİ!

 

Soğuk soğuk içecekler…

 

Rengarenk limonataların, ferah ferah buz gibi ayranların, şerbetlerinin tam zamanı.

 

Mesela erikleri komposto yapıp buz gibi içmek, kayısıdan granita yapmak, kahveyi soğuk demlemek ve bol buzla içmek, ayrana soda eklemek, ev yapımı soğuk çay yapmak, sulara reyhan, salatalık, nane, limon dilimleri eklemek…

 

Evde yapılan milkshake’ler, yoğurtla, muzla, buzla, veya çilekle, kayısıyla, dondurmayla…

 

Salatalık, zencefil, naneyi blendera atıp bol buzla içmek, donmuş böğürtlenleri unutmamak lazım.

 

Haberin Devamı

Bayramda misafirlere buz gibi ikram edersiniz, o kristal bardaklar, kullanılmayan, tozlanan, büfelerden çıkar belki?

 

Buzzz gibi limonata tadında bir bayram diliyorum.

 

Yazarın Tüm Yazıları