Paylaş
Barack Obama için bir zafer… Çünkü Amerikan Başkanı, Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Amerikan Kongresi’nin, İsrail gibi bölgedeki güçlü müttefiğinin itirazına rağmen başardı.
Hasan Ruhani için bir zafer… Çünkü İran Cumhurbaşkanı, Tahran’daki sertlik yanlılarına, İran Rejimi’nin sokağa hamaset pompalayan milliyetçi kanadına rağmen başardı.
Avrupa için bir zafer… Çünkü ekonomik krizin sarstığı yaşlı kıta, şimdiye kadar saklanarak yanaştığı 80 milyonluk yeni bir pazara kavuştu.
Ve Rusya ile Çin için bir zafer… Çünkü Amerika’nın ekseninden uzak kalmış, bölgede en yakın çalıştıkları ülke uluslararası sisteme yeniden entegre olma yoluna girdi.
Statüko kaybetti.
Henüz yeni seçim kazanmış olsa da, siyasi kariyerini bu anlaşmayı engellemeye adayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu kaybetti.
Ve onunla birlikte, İran’la Suriye’den Yemen’e vekalet savaşı yürütenler, bölgede Sünni odaklı dış politakaya yönelenler kaybetti.
Neden “zafer” olarak görülebilecek tarihi bir özellik taşıdığına gelince…
Obama’nın Beyaz Saray Gül Bahçesi’nde bizzat açıkladığı anlaşmanın şartları herkes için tam anlamıyla bir sürpriz oldu.
Çünkü öyle maddeler var ki, şimdiye kadar İranlıların asla kabul etmeyeceği söylenen şartlar içeriyor.
Ve 30 Haziran’a kadar nihai bir anlaşmaya dönüşmesi planlanan çerçeve bu yönüyle herkese yeni Ortadoğu’yu haber veriyor:
İşte Beyaz Saray’ın açıkladığı taslağın maddeleri:
• İran, elindeki santrifüjleri 3’te 2 azaltacak. Böylece sayı 19 binden 6104’e düşecek. Bunların da 10 yıl boyunca sadece 5060’ı zenginleştirme faaliyetinde bulunacak. Ayrıca santrfüjlerin hepsi birinci jenerasyon olacak.
Yorum: İranlıların 10 bin santrifüjden aşağı inmeyeceği ve elindeki 1000 adet ikinci nesil santrifüjlerden vazgeçmeyeceği söyleniyordu. İkna oldular.
• İran, 15 yıl boyunca elindeki uranyum stoklarını yüzde 3.67’den fazla zenginleştirmeyecek.
Yorum: 15 yıl beklenmedik bir süre. İranlılar bu süreyi 10 yılın altında tutmaya çalışıyorlardı.
• İran elindeki 10 bin kg düşük zenginleştirilmiş uranyumu azaltıp, 15 yıl boyunca sadece yüzde 3.67 zenginleştirilmiş olarak 300 kg uranyum bulunduracak.
Yorum: Hafta başından beri müzakerelerden öyle haberler sızıyordu ki, İranlıların elindeki uranyum stoğunu azaltmaya yanaşmadığı söyleniyordu. Bu da doğru çıkmadı.
• Fazla santrifüjler ve zenginleştirme malzemeleri Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın gözetiminde duracak ve sadece bozulanların yerine ikamesi için kullanılacak. İran 15 yıl boyunca yeni zenginleştirme tesisi kurmamayı kabul etti.
Yorum: Santrifüjleri imha etmek yerine elinde tutma konusunda İranlılar Amerikalıları ikna etmiş oldu.
• İran’ın şu anda 2-3 ay olan, nükleer silah için malzeme edinme süresi bir yıla uzatılacak. Ve bu süre en az 10 yıl boyunca geçerli olacak
Yorum: Bir yıllık süreyi hedef olarak belirleyen Obama’ydı. İranlılar bunu da kabul etmiş oldu.
• İran Fordo tesisinde en az 15 yıl uranyum zenginleştirmeyecek. İran, Fordo’yu araştırma merkezi, fizik, teknoloji gibi barışçıl alanlarda çalışan bir tesise dönüştürecek. İran, 15 yıl boyunca uranyum zenginleştirme konusunda Fordo’da araştırma geliştirme yürütmeyecek. Ve 15 yıl boyunca Fordo’da füze malzemesi bulundurmayacak.
Yorum: İran nükleer programının nükleer bomba hedefine hizmet edebileceği düşünülen en tehlikeli ayaklarından biri de Fordo'ydu. İranlılar bu konuda da taahhütte bulunmayı kabul etmiş oldu.
• İran, sadece Natanz’da uranyum zenginleştirme faaliyeti yürütecek. Natanz’daki 1000 adet 2. nesil santrifüjleri sökecek ve bunları 10 yıl boyunca UAEA’nın gözetiminde tutacak.
Yorum: Anlaşmada iki tarafın buluştukları orta nokta. Amerikalılar böylece İran’ın uranyum zenginleştirme hakkını sonunda kabul etmiş oldular.
• UAEA’nın Natanz, Fordo dahil İran’ın tüm nükleer tesislerine düzenli erişimi olacak. Müfettişlerin, İran’ın nükleer programını destekleyen tedarik zincirlerine de erişimi olacak. İran, deklare edilmiş veya edilmemiş olsun UAEA’ya geniş teftiş yetkileri tanıyan Ek Protokolü uygulamayı kabul etti.
Yorum: En çok endişe edilen, deklare edilmeyen yeni tesisler ve Fordo’daki tesise teftiş izni verilmemesiydi. İranlılar bunları da kabul etmiş oldular.
• İran, nükleer silah yapımında kullanılabilecek plütonyum üreten Arak’taki ağır su reaktörünü P5+1’in kabul edeceği şekilde yeniden tasarlamayı ve inşa etmeyi kabul etti.
Yorum: Obama’nın anlaşmayı açıkladığı konuşmasında ilk açıkladığı madde oldu. Çoğu gözlemci, İranlıların bunu kabul edeceğini düşünmüyordu. Bakalım niha anlaşmada yeniden inşa masrafını kim üstlenecek.
• İran taahhütlerine uyarsa yaptırımlar yumuşatılacak. UAEA’nın bunu doğrulamasının ardından ABD ve AB’nin nükleer program ilişkili yaptırımları askıya alınacak. İhlal olursa yaptırımlar anında yeniden devreye girecek. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden çıkan tüm yaptırımlar da İran’ın anlaşma şartlarını yerine getirmesinin hemen ardından kaldırılacak. ABD’nin İran’a terörizm, insan hakkı ihlalleri ve balistik füzeler nedeniyle koyduğu yaptırımlar ise kalacak.
Yorum: İranlılar tüm yaptırımların anlaşma imzalanır imzalanmaz kaldırılmasını istiyordu. Amerikalılar bunu da uygulamaya bağladılar. Ayrıca ABD yaptırımlarının kaldırılmadan önce askıya alınması aşamasını getirdiler.
Paylaş