Batıda ateşkes doğuda savaş

Paris saldırılarından sonra Washington'ın IŞİD meselesini askeri ve diplomatik düzeyde son dört gündür nasıl ele aldığını… Ve tabii Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry'nin "Türkiye'yle operasyona giriyoruz" sözünün ne anlama geldiğini aktarmaya çalışacağım.

Haberin Devamı

Paris Olayı, bir defa hiç kuşku yok, G-20 Zirvesi’ni Obama için çok zor bir hale soktu.

Halbuki öyle bir hazırlık yapılmıştı ki…

Son iki haftadır IŞİD’e karşı Suriye ve Irak’taki saldırılar yoğunlaştırıldı.

Irak’ta Sincar IŞİD’den kurtarıldı.

Suriye’de Rakka üzerindeki baskı artırıldı.

Ve Obama elde edilen bu askeri başarıların yarattığı güvenle geçen perşembe ABC televizyonuna bir mülakât verip “Çevreledik” dedi.

IŞİD’in ilerlemesinin durduğunu, örgütün kapasitesine büyük darbe indirildiğini savundu.

Ancak bir gün sonra Paris olunca...

Herkes, önce geçen ay sonu Mısır’da düşürülen Rus uçağı, ardından geçen hafta Lübnan Beyrut’taki bir Şii mahallesinde yaşanan çifte bombalama olayını hatırladı.

Bunlara Paris’i ekledi.

Haberin Devamı

Ve birden bire “Bu pek çevrelemeye benzemiyor” diye Obama’ya ağır eleştiriler yöneltmeye başladı.

Nitekim POTUS’un pazartesi günü Antalya’da düzenlediği basın toplantısında Amerikalı gazetecilerden üst üste aynı yönde sorulara muhatap olması…

Sinirlenmesi…

“Ben buna cevap verdim” deyip yönetimin IŞİD stratejisini sorgulayan gazetecileri terslemeye çalışması da bunun bir göstergesiydi.

Ki bu atışmaların, gerginliğin kamuoyu önünde yaşanan şekli olduğunu düşünürseniz…

Obama’nın müttefik ve ortaklarıyla kapalı toplantılarda yaşadığı konuşmaların hangi boyuta ulaşmış olabileceğini de üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirsiniz.

İşte Washington, son dört gün içinde izlediği stratejiyi de bu baskıyı biraz olsun hafifletmek için belirledi.

Bunlar neler miydi?

Diplomatik ve askeri olmak üzere iki ayrı başlık altında ele alacağım:

DİPLOMATİK ÇABALAR

1) Ruslarla konuş: Planda yoktu. Ancak Paris olunca Obama, Rus lider Vladimir Putin’le Antalya’da ayaküstü 35 dakikalık kritik bir görüşme gerçekleştirdi. Beyaz Saray, Rusya’nın 30 Eylül’de Suriye’de başlattığı askeri harekâtın ardından iki lider arasında ilk defa gerçekleşen görüşmenin ardından geçtiği bilgi notunda da konuşma için “yapıcı” dedi. Ve toplantıda iki liderin Suriye’de bir ateşkes sağlanması için mutabık kaldıklarını” açıkladı. İlginç olan… Şimdiye kadar Suriye’de Ruslarla koordinasyon kurulmadığını her fırsatta vurgulayan Washington’ken… Ve daha fazla işbirliği için talepte bulunan Rusya’yken… Temasa üstten bakan tavır bu sefer Moskova’dan geldi. Çünkü Beyaz Saray’ın aksine Kremlin, bu görüşmeyle dramatik bir değişikliği kimsenin beklememesi gerektiğini açıkladı.

Haberin Devamı

2) Müttefiklerini sıkı tut: Rusların işbirliğini istediği gün, Obama Antalya’da aynı gün Avrupalı müttefik ülkelerle de topluca bir araya geldi. Çünkü Paris olayı sonrası bu ülkelerin kamuoylarının orta vadede IŞİD’e karşı yürütülen mücadeleye verilen desteği sorgulamaya başlayacağını gördü. Tıpkı koalisyondan çekileceğini söyleyen yeni Kanada Başbakanı gibi bu durumun demokrasiyle yönetilen bu ülkelerin liderlerini sıkıştıracağını anladı. Ve “Sıkı durum” demek için liderleri markaja aldı. İngiltere Başbakanı David Cameron, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, İtalya Başbakanı Matteo Renzi ve Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ile yaptığı görüşmede de, aynı mesajı verdi. Beyaz Saray, toplantıya dair gazetecilere yolladığı bilgi notunda IŞİD’le mücadele konusundaki taahhütlerini tekrarlarken, Suriye’de muhalefet ve hükümet arasında ülke çapında bir ateşkes yapılmasına yönelik desteğe vurgu yaptı. Ancak başta Türkler ve Körfez ülkeleri… Esad Rejimi’ni hedef alan müttefik ve ortaklarla olan dengeyi korumak için de şimdiye kadar yapmadığı bir şey yaptı. Ve bu kez süre de vererek, “Liderler, altı ay içinde yeni bir hükümet yapısı oluşturma ve 18 ay içinde seçime gitme hedefine bağlılar” dedi. Artı, ülkenin batısında rejim ve ılımlılar arasındaki çatışmaları bir ateşkesle sonlandırma çabalarının Türkiye’yi rahatsız edeceğini hesaplayarak, Dışişleri Bakanı John Kerry üzerinden bir mesaj daha verdi. Ve Kerry hem Paris ziyaretinde yaptığı açıklamada, hem de CNN’e verdiği mülakatta Türkiye’nin hassasiyeti, Fırat Nehri ve Azez arasındaki 98 km’lik bölgede Türkiye’yle beraber çalışılacağını söyledi. Operasyon dese de, bu daha çok sınır güvenliğini içeren ve Ankara’nın ateşkes çabalarına tepki göstermesini önlemek için düşünülmüş bir adımdı.

Haberin Devamı

3) Ilımlıları ikna et: Planın ilk ayağından sonra, saha çalışmasına geçti Washington. Ve Obama’nın bu görüşmelerinden bir gün sonra yönetim belirlenen hedefe yönelik ilk somut adımı attı. Devreye giren yine Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry oldu. Bakan, Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Halid Hoca ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. En önemlisi de, Hoca’ya bir statü, güç katacak biçimde bunu bir resmi Dışişleri bildirisiyle herkese duyurdu. Amerikan Dışişleri Bakanlığı, görüşmeye dair yaptığı açıklamada, “Bakan ve Hoca, Uluslararası Suriye Destek Grubu’nun cumartesi günü Viyana’daki toplantısının sonuçlarını ve Suriye muhalefetinin geniş ve kapsayıcı biçimde bir araya gelmesini, Suriye muhalefeti ve rejim arasında BM’nin denetiminde müzakerelerin başlaması ve bir ateşkesin yürürlüğe girmesi dahil önümüzdeki adımları görüştüler” dedi.

Haberin Devamı

ASKERİ ÇABALAR

1) Fransa’yı destekle: İşin Foggy Bottom’daki Dışişleri binasında takip edilen, Suriye’nin batısındaki savaşı ateşkesle sonlandırma yönündeki diplomatik boyutu dışında… Potomac Nehri’nin karşısındaki Pentagon binasının izlediği Suriye’nin doğusunda IŞİD’e yönelik süren sava açısından da bir askeri boyutu var elbette. İlk aşamada Pentagon, Fransa’yla süren işbirliğine odaklandı. Ve Fransa’nın saldırı sonrası IŞİD’e karşılık verme çabalarına destek olacak geniş bir alan açtı. Bu kapsamda, Pentagon Sözcüsü Peter Cook, ABD ve Fransa’nın Paris’teki olayın ardından iki ülke arasındaki istihbarat paylaşımını daha kolay ve hızlı hale getirecek bir düzenlemeye gidildiğini duyurdu. Pentagon yetkilileri, iki müttefik ülke arasındaki istihbarat paylaşımının, ABD’nin “five eyes” denilen İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda ile oluşturduğu istisnai ortaklıktaki gibi bir seviyeye çıkarılıp çıkarılmadığına açıklık getirmedi. Ancak Pentagon Sözcüsü Jeff Davis, bu paylaşımın iki taraflı işleyeceğini belirtti. Nitekim bu istihbarat paylaşımı mekanizmasının oluşturulmasının ardından, şimdiye kadar IŞİD’e karşı çabalarını Irak’a odaklandıran ve Esad Rejimi’nin bundan faydalanabileceği endişesiyle Suriye’deki IŞİD hedeflerini vurmayan Fransızlar, hafta sonu IŞİD’in merkezi, Suriye’deki Rakka’ya yönelik yoğun hava saldırıları düzenledi.

Haberin Devamı

2) Kürtleri güçlendir: İkinci aşamada, Amerikan kuvvetleri, Suriye’deki ortaklarını güçlendirecek adımlara odaklandı. Ve Türkiye’nin itirazlarına rağmen cumartesi günü Suriye’deki PYD güçleriyle çalışan Suriye Arap Koalisyonu’na ikinci kez mühimmat yardımı yaptı. Pentagon Sözcüsü Jeff Davis, operasyonla ilgili detay vermeyeceğini açıkladı. Ancak Hürriyet’e bilgi veren üst düzey bir Pentagon yetkilisi, sevkiyatın sadece cephane içerdiğini, yardımın Kuzey Irak Erbil’den gelen kamyonlarla teslim edildiğini anlattı. ABD, ilki 11 Ekim’de 50 ton olarak yapılan yardımın, Türkiye’nin terör örgütü saydığı PYD’ye değil Suriye Arap Koalisyonu’na gittiğini açıklamış, Türkiye ise silahları PKK uzantısı PYD’nin edindiğini belirterek ABD’nin Ankara Büyükelçisi’ni Türk Dışişleri’ne çağırmıştı. Görüştüğüm üst düzey Pentagon yetkilisi, ilk sevkiyattaki cephanenin kullanılmasının ardından Suriyeli Arap güçlere takviye yapıldığını ve yardımların devam edeceğini söyledi.

3) IŞİD’i daha çok vur: Üçüncü aşamada ise Paris’teki eylemin yarattığı havayı biraz olsun hafifletecek, IŞİD’e yönelik kapsamlı bir harekâta odanlandı yönetim. Ve Amerikan savaş uçakları, pazar akşamı IŞİD’e günde 1 milyon dolarlık bir gelir kazandırdığı düşünülen petrol kaçakçılığına yönelik şimdiye kadarki en kapsamlı operasyonu gerçekleştirdi. Ve Suriye’nin Irak sınırındaki Ebu Kemal bölgesinde, İncirlik Üssü’nden kalkan A-10 ve AC-130 uçaklarıyla 116 adet, IŞİD için çalıştığı düşünülen petrol kamyonunu imha etti. Pentagon, şimdiye kadar sivil ölümlerine de neden olabilecek bu tür operasyonlardan özellikle kaçınıyor ve hedef belirleme sürecinde katı kurallar uyguluyordu. Ancak Pentagon Sözcüsü Davis, operasyondan önce IŞİD’le bağlantısı olmayabileceği düşünülen şoförlere havadan uyarı yazılarının atıldığını ve sonra da kamyonların vurulduklarını söyledi. Operasyonun isminin de, 2. Dünya Savaşı’nda Nazilerin gelir elde ettikleri Romanya’daki petrol sahalarını yok etmeyi hedef alan “Gelgit Dalgası” (Tidal Wave) harekâtına gönderme yaparak “Gelgit Dalgası 2” olarak belirlendiğini bir kez daha hatırlattı.

Yazarın Tüm Yazıları