Paylaş
İrem Derici’nin başarılı olmasını sağlayan bazı sırlar var. Bunlardan en önemlisi, bulunduğu noktaya varabilmek için verdiği büyük mücadele. İlgili dönem, ‘şarkıcı’ olma konusunda ailesini ikna edişi ve öyle gerekiyor diyerek güzellik uğruna bıçak altına yatışlarını da kapsadığından, aslında yıpratıcı bir süreçti İrem için. Hayalini kurduğu noktaya ulaştı ama bedelini de ödedi, ödüyor. Yeme bozuklukları, duygusal iniş çıkışları, patlamaları bu nedenle.
İrem’in şöhreti tek şarkılık değil. Kanıtları ortada. Ve belli ki başarıları bu kadarla kalmayacak... Bu yazı, iki-üç tekliyle pekâlâ zirvede geçirebilecekken 13 parçalık bir albüm yapmış olmasından da anlayabilirsiniz ki, dışardan ziyadesiyle standart görünen popçu duruşunun nereye evrileceği pek de tahmin edilebilir değil.
Diğer bir deyişle, amacı hiçbir zaman salt şöhret ya da para olmadı İrem’in. Onun meselesi; severek söylediği şarkıların geniş kitlelerce onaylanması, ona olan sevginin katlanarak çoğalması... Bu da bir ‘popçu’ için en doğru çıkış noktası. Para ve şöhret sonra nasılsa geliyor; geldiği gibi de gitmiyor temel motivasyon onay ve sevgi olursa. Hayranlarının onay ve sevgisi, en az babasınınki kadar önemli İrem için.
Esas olayı dobralık
Gelelim İrem Derici’nin esas olayına: Dobralık. Kendine zarar vereceğini bilse bile, sonradan fikir değiştirme ihtimalini umursamadan kafasındakini söyleme rahatlığı. Bu nedenledir ki İrem Derici, sevenlerinden özür dilemesini gerektirecek bir şey yaptığında affediliyor. Çünkü samimiyetine inanılıyor.
İkinci stüdyo albümü ‘Sabıka Kaydı’nda söz ettiği sabıka da duygusal bir sabıka. Sorguladığı kişisel geçmişinin sabıkası. Albümün başlangıcında yer alan ve sözlerini bizzat yazdığı ‘Mavi Ekran’da yaptığı gönderme, eski yıllarda ilkel bilgisayarlarımızın akıl tutulması yaşadığında büründüğü ekran rengine. Diyor ki; “Evet, zaman zaman ‘error’ verdiğim oluyor; yorganı kafama çekeyim, bir sonraki kışa kadar uyuyayım istiyorum...” Lakin bunları derken fonda göbek havası çalıyor. Galiba bu çelişki, durumu güzel özetliyor.
Ama sadece bunu demiyor yeni albümde İrem Derici. Sık sık da ‘atarlanıyor’. ‘Mavi Ekran’la giriyor; ‘Ben Tek Siz Hepiniz’le, ‘Tek Tabanca’yla, ‘Naş’la devam ediyor. Bu saydıklarım albümün en tezahürat kıvamlı, oturmaya mı geldik diye soran parçaları.
İrem, eli belinde bir tavırla “Pilates’e yazılıyorsunuz ama siftahınız yok; Instagram’dasınız ama hep mi mutlusunuz arkadaş; hepiniz mi incesiniz, hiç mi şişman yok aranızda” diye soruyor; sevmediği insanlara ‘Hadi şimdi naş, uygun adım marş’ diyor. Sadece hemcinslerine değil birlikte olduğu adama da sık sık ayar veriyor.
Bu şarkılar öne çıkar
Albümün ticari lokomotifi olacak bu şarkıların ötesinde müzikal olarak daha kayda değer bulduğum flamenko esintili ‘Nen Var Kuzum’, ‘Kör Değilim’, ‘Razıyım Ömür Boyu Yalnızlığa’, ‘Zavallı’ ve ‘Lay Lay Lom’u gözden kaçırmayın. ‘Yanlış Alarm’ ve ‘Yazsın Bana’ da illa ki öne çıkacak diye düşünüyorum.
Özetlemek gerekirse İrem Derici, ‘Elimde 13 şarkı var, bunları bir albümde toplayayım’ diye düşünerek yapmamış ‘Sabıka Kaydı’nı. 90’ların, 2000’lerin ve 2010’ların Türk pop sound’una orantılı gönderme yaptığı, duygusal balad sayısını epeyce sınırladığı albümde ticari, herkese bütünlük içinde hitap etme garantili şarkılardan İrem Derici formülünün sağlamasını yapmış. İddiasında haklı, sonuç başarılı.
Paylaş