Modası geçmeyen bir grup ve onun senfoni formülü

Metallica, ilkinden tam 20 yıl sonra, bu kez hemşerisi San Francisco Senfoni Orkestrası’yla bir konser kaydına imza attı: ‘S&M2’... Tutan bir formülün yeniden yorumu büyük bir heyecan yaratmaz ama hayranları mutlu edeceği kesin.

Haberin Devamı

Modası geçmeyen bir grup ve onun senfoni formülü
Metallica için gelmiş geçmiş en büyük heavy metal grubu demek mümkün. Tüm zamanların en iyi gruplarından biri de aynı zamanda. Heavy metal’in tavrını ve sınırlarını yeniden belirlediler, bunu yaparken de özlerini yitirmediler. Billboard satış listelerinde arka arkaya beş albümle bir numara olmaları da, tüm kıtalarda kapalı gişe konser verebilmeleri de bundan.

En ilham verici albümlerden biri

Son 30 yılı ‘süper lig’de olmak üzere yaklaşık 40 yıldır üreten Metallica’nın yetenek ve performans başarısının yanı sıra kendisini bu denli büyük yapan bir özelliği daha var: Konfor alanlarında kazandıkları paraları saymak yerine yeni fikirlerin peşinde koşan, değişen, riske giren, başarısız olduğunda özeleştiri vermeyi de bilen bir grup olmaları. Kâğıt üzerinde harika görünen ancak sonucuyla hayal kırıklığı yaratan Lou Reed’le kaydettikleri ‘Lulu’ buna güzel bir örnek. Ancak sahip oldukları iştah ve cesareti de gösteriyor.

Haberin Devamı

Sonucu güzel ancak doğası gereği riskli bir işe Nisan 1999’da da girişmişlerdi. Metallica’nın ‘S&M’i (Senfoni ve Metallica) benim için son 25 yılda yaptıkları en ilham verici albümlerden biri. Ancak o yıllarda bunu yapacak güçte de olsa bir metal grubunun bir senfoni orkestrasıyla eşleşmesi çok yeni bir fikirdi. Bu nedenle de farklı bir algı yarattı. Metallica’nın da etkilenmiş olduğu Deep Purple’ın ‘Concerto For Group And Symphony’siyle birlikte senfonik rock tarihinin mihenk taşlarından oldular. Ancak geçen yıllar içinde Kiss, Scorpions, Dream Theater gibi gruplar birçok canlı senfonik iş üretti.

Metallica, fikrin miadını doldurduğunu düşünmemiş olacak ki  geçen yıl ‘S&M2’ performansını gerçekleştirdi hemşerileri San Francisco Senfoni Orkestrası’yla. Olumlu taraflarından başlayacak olursak James Hetfield’in canlı kayıtta tabanca gibi şarkı söylediğini görüyoruz.

Şarkı listesinin yarısı ilk konserle aynı

Hatta 1990’lar ve 2000’lerde sahnedeyken zaman zaman aksayan kısık ve hırıltılı vokali bu albümde asgari hata veriyor. Özellikle ‘The Unforgiven 3’ baladında orkestrayla tek başınayken çok iyi. Sözün kısası ilkinin 20’nci yılında gelen kıymetli bir devam konserinin albümü ‘S&M2’. Öte yandan şarkı listesinin yarısı ilkinin aynı ve bu anlamda daha önce senfonik uyarlaması yapılmış şarkılarla tekrar oynamak bana biraz gereksiz geldi. Ayrıca senfonik enstrümanlar, gitar, davul ve vokalin birbirine üstün gelmek için kavga ettikleri intibaına kapılıyorsunuz ve bu miksajla ilgili bir sorun. İlk çalışma gibi bir heyecan yaratacağını düşünmesem de benim gibi Metallica sevenleri mutlu edecektir.

Haberin Devamı

TÜRKÜLER DİMDİK AYAKTA!

Hızla değişen dünyanın getirdiği kötülüklere uyum sağlamayıp yalnızlığı tercih edenlerin müziğidir Erkan Oğur’un müziği. Bu nedenle ‘kimse kalmadı’ diyebiliriz ve ‘insanlığa ağıt’ yakmanın zamanı gelmiştir. Ama türküler, şarkılar dimdik ayakta, halden hale geçip insanlığın yardımına yine onlar koşacak. Modası geçmeyen bir grup ve onun senfoni formülü
İkisi Anadolu ozanlarına ait, biri anonim, diğer üçü beste olan şarkılarıyla ‘Kimse Kalmadı’nın düzenlemeleri halk müziği ve cazla ilgili yeni dalga boyları üretmeye devam ediyor. İlgili düzenlemelerin kayıt esnasında İTÜ MİAM Stüdyoları’nda doğaçlama yapıldığını da hayranlıkla belirtmek lazım. Erkan Oğur’un perdesiz gitarları, efsanevi kopuzu ve kendi adıyla anılan sazına piyanoda Can Çankaya, davulda Turgut Alp Bekoğlu ve kontrbasta Matt Hall eşlik ediyor.

Haberin Devamı

RAKINROL MUSİKİ CEMİYETİ

Gaye Su Akyol üretken bir müzisyen. Nisan sonunda pandemi falan dinlemeyip ‘İstikrarlı Hayal Hakikattir’ albümünden şarkılarla iki TSM eserinin uyarlamasını da katarak ‘Rakınrol Musiki Cemiyeti’ video serisini yayımlamıştı YouTube’da. Video serisi deyip geçmeyelim zira İdil Ergün’ün yönetmenliğindeki videolar yarattığı üç boyut hissi, efektleri ve görsel bütünlüğüyle göz dolduruyor. Bu seriden ‘Bir İlkbahar Sabahı’ ve ‘Gamzedeyim Deva Bulmam’ı tekli olarak dijital platformlara taşıyan GSA’ya dikkat kesilin derim. Şimdilerde, 30 Ekim’de Türkiye’de ve Glitter Records etiketiyle tüm dünyada yayımlanacak yeni EP’si ‘Yort Savul: İsyan Manifestosu’nun heyecanı içinde. Üç yeni şarkı içeriyor, prodüktörlüğünü de bizzat yaptığı EP’nin tüm söz, müzik ve düzenlemeleri imzasını taşıyor. Modası geçmeyen bir grup ve onun senfoni formülü

Yazarın Tüm Yazıları