Büyük markaların global projeleri her zaman ilgi çekicidir. Hele bu proje yardım amaçlı ve müzik içeren bir projeyse?
Coca- Cola’nın, Doğal Hayatı Koruma Vakfı ile birlikte hayata geçirdiği “Bafa’ya Su, Ege’ye Bereket Projesi”de böyle bir proje. Geliri bu projeye aktarılmak üzere Özcan Deniz, Pamela ve Fuat’ın birlikte seslendirdikleri “Her Şey Değişir” adlı şarkı bir single haline getirildi. Coca-Cola bu projeyi çok önemsediğinin altını MIDEM Fuarı’ndaki bir panel sırasında da çizmişti.
Derken proje start aldı ve Amerika, Hong Kong, Kanada, Singapur, Çin, Türkiye ve kimi Ortadoğu ülkelerinde gerçekleşti. Tabii her ülkede konuşulan dile göre sözler ve desteklenen proje farklı oldu. Çünkü tek bir şarkı vardı projenin merkezinde. Bizim versiyonda parçanın orijinal düzenlemesine iki aranjör, Ömer Ahunbay ve Hakan Özer müdahale etti. Çünkü şarkının bu pazarda ilgi görüp fark edilmesi için düzenlemenin bizim pop sound’una yakın olması gerekiyordu.
Buraya kadar tamam. Global bir proje olduğu için ve yukarıdan yönetildiği için işin Türkiye ayağında bu işi kotaran insanlara yapılacak bir eleştiri de yok.
Ama iki nokta var ki, söz etmeden geçemeyeceğim. Birincisi, armonik yapısı itibarıyla hangi düzenlemeyi yaparsanız yapın form değiştirmeyecek bir şarkıdan söz ediyoruz. Hangi üçlü bir araya gelip söylerse söylesin, kim hangi kafayla düzenlerse düzenlesin zor. Ayrıca iyi bir şarkı olduğunu söylemek de pek mümkün değil. Kampanya şarkısı tadında bu tarz şarkılardan, hani adı “We Are The World” falan değilse satış başarısı beklemek de öyle?
İkincisi ve en önemlisi ise Coca-Cola’nın bu projeyi tanıtmak için harcadığı paranın (işin içine büyük prodüksiyon ve klip maliyetlerini de katıyorum) o single’ın satışından elde edilecek gelirden kat be kat fazla olduğu da aşikâr. Hele bizde, hemen hiçbir şey satmazken bu şarkının satması bana göre küçük bir olasılık. Ne oldu bu durumda Bafa? Diğer projeler? Mesele gerçekten yardım etmekse daha kurnaz ve yaratıcı olmak gerek. Yoksa insanların bu tip projelerin samimiyetine inanması ve yürekten desteklemesini beklemek güç.
Gidin, Myndos’ta şarkılar söyleyin
Bundan yıllar önce çok sevdiğim Turgut Berkes, bir şarkısında söz etmişti Myndos’tan. “Beklenmedik şeyler olur bazen burada. Uzaklar çağırıyor seni. Koca Myndos sular altında; asıl öykünü bilen kim? Ne işin var Myndos yolunda?” diyor şarkı. Şimdi Latife Tekin yıllardır gönülle uğraştığı Bodrum Gümüşlük Akademisi’nde Myndos Umut Konserleri düzenliyor. Bugüne dek birçok önemli isim konser verdi. Myndos Antik Kenti’nin kamusallaştırılması için, o doğa üç kişinin rantı için heba olmasın diye müzisyen arkadaşlarımın dikkatini çekmek istedim. Orada şarkılar söyleyin. Siz de gidin bir Gümüşlük Akademisi’ne ya da telefon edin Latife Hanım’la konuşun. “Biz ne yapabiliriz” deyin lütfen?
ALBÜM
SEVDANA Sevil Ulucan
Keman sanatçısı Sevil Ulucan’ın piyanist Gülnare Şekinskaya ile kaydettiği çok farklı bir klasik müzik albümü. Tchaikovsky, Adnan Saygun, Vladigerov gibi Türk, Azeri, Bulgar ve Rus toplam 7 bestecinin kısa ve kolay dinlenir eserlerini yorumlamışlar. İlgiyi hak ediyor.
ALIŞMA BANA Recep Aktuğ
Yıllardır müzisyenliği ve şarkıları ile piyasanın içinde olmasına karşın birçok kişinin yüzünü yüksek reytingli “Aşk-ı Memnu” dizisiyle tanıdığı Recep Aktuğ, yaklaşık 33 yıldır Sezen Aksu, Ajda Pekkan gibi isimlerle aynı sahneyi paylaşıyor. Albümde kendi bestelerinin sıra başka şarkılar da icra eden Aktuğ’un yumuşak bir vokali ve yetişkin bir sound’u var.