Paylaş
Kariyerine; müzik sektörünün gelenekselden dijitale geçiş sancıları yaşamak üzere olduğu bir dönemde başladı Ece Seçkin. Sektörün eski anaakım sound’unu, eski tip müzik videolarını, ‘Bir kilo demir mi yoksa bir kilo pamuk mu ağırdır’ türünde sorular sorabilen magazin programlarını pazarlama enstrümanı olarak kullanabildi. Öte yandan kendini bugünün dijital trendlerine yakın konumlamayı da başardı. Buna oyunu kuralına göre oynamak deyip geçemeyiz çünkü birçok isim yeni kurallara ya uyum sağlayamadı ya da sağladım sanarak yer yer gülünç duruma düştü. Kendisi bir tebriki hak ediyor.
Ece Seçkin’in Rozz Kalliope ile yaptığı ‘Benjamins 3’ eşliğinde algoritmaya verdiği mesaj gayet netti. Ardından ‘Acayip İyi’de Ozan Doğulu düzenlemesiyle iyi bir ‘global pop’ örneği verdi. İki Ece Seçkin döneminiyse Emrah Karakuyu ve Tanerman işbirliğinden doğan, doğru sound’uyla ‘Yastık’ temsil etti. Faruk Sabancı’yla imza attığı ‘Bon Voyage’ ise bana “Tamamdır, Ece Seçkin artık bir yola girdi” dedirtti.
Çünkü bir yandan algoritma beklentilerine yaklaşırken diğer yandan eski dönemine ustaca göndermeler yapmayı ihmal etmiyordu. ‘Bon Voyage’dan hemen sonra dijital oyun dünyasını içten fethedip PUBG Mobile Avrupa Şampiyonası’nın resmi şarkısı ‘Zafer İçin Doğanlar’ı icra etti ve büyük resmi tamamladı.
Şimdi ‘Sen Hâlâ Ordasın’ yayımlandı. Açıkça ifade etmem gerekirse geldiği noktada böyle bir düzenleme, nakarat ve okumayla kariyerinin erken dönemine sert dönüş izlenimi veren şarkılar seçmesini çok doğru bulmuyorum Seçkin’in. Diğer bir deyişle; durum böyle olunca o elektronik altyapılar özünde ‘elektrosaz’ arzusu içindeki düzenlemeyi kurtaramıyor ve iş eski yılların zorlama dans remiksleri gibi duyuluyor. Söz ve müziği Bilal Sonses’e ait şarkı için kötü ya da ticari başarı kazanamaz demiyorum. Ancak bence o alanı Yıldız Tilbe’lere bırakıp yola devam etmesi gerekli Ece Seçkin’in. Dinleyin, karşılaştırın, siz karar verin.
YILLAR SONRA BULUŞTULAR
Kurulduğu 80’li yıllarda ‘yeraltı’nda pişen ama özellikle 90’lı ve 2000’li yıllara damga vuran Red Hot Chili Peppers (RHCP); etkisini bugüne kadar sürdürmeyi başaran gruplardan. İlk yıllarında daha yakın oldukları funk, punk ve heavy metal’i doz ayarı yaparak buluşturdukları özgün sound’un yanı sıra onları zirveye taşıyan prodüktörleri Rick Rubin ve solist Anthony Kiedis’in spot altındaki rolünü iyi sırtlaması bu başarıda etkili oldu denebilir. Uyuşturucu nedenli sorunlar ve sık değişen grup kadrosu; kuruluştan bugüne geçen 40’a yakın yılda grubu en çok zorlayan unsurlar oldu. Şimdi 2022 model teklileri ‘Black Summer’ı dinlediğimde RHCP’nin iyi şarkı üretmekte zorlanmadığı gibi sound’unu eskitmediğini de görüyorum. 16 yıl sonra simge gitaristleri John Frusciante, RHCP’ye döndü. Yaratıcı ve uçuk kaçık gitar riff’leri, pek anlam kaygısı gütmeyen ama kulağa şahane gelen şarkı sözleri ve yine solist Kiedis’in üstünü başını çıkarmasına imkân veren bir videoyla 1 Nisan’da yayımlayacakları yeni albümleri ‘Unlimited Love’ın müjdesini ‘Black Summer’da veriyorlar. Şarkıda; Kiedis’in özellikle kullandığı İrlanda aksanının sebebi anlaşılamasa da ilgi çektiği kesin. Eğer yeni albüm güçlü olursa yaz boyunca yapacakları stadyum turnesinin RHCP’yi nereye götüreceğini hep birlikte göreceğiz. 40 yıl sonra halen stadyum turnesi yapabilen bir grubun dahasına ihtiyacı var mıdır; o da ayrı bir tartışma konusu tabii.
POP VİRÜS’TEN YENİ MERHABA
Sevgili Hürriyet okurları, 22 yıldır kaleme aldığım müzik eleştirisi yazılarımı kendi isteğimle bu hafta noktalıyorum. Bunu gazetecilik etiğine dair bir hassasiyet olarak görebilirsiniz çünkü bundan böyle Türkiye müzik sektörü içinde ‘taraf’ olmamı gerektiren profesyonel roller alacağım. Ancak pek yakında Hürriyet sayfalarında ‘Pop Virüs’ imzasıyla bambaşka yazılarda buluşacağız. O zamana kadar kalın sağlıcakla.
Paylaş