Uçsuz bucaksız bir okyanus. Üzerinde küçücük bir yelkenli. Teknenin içinde 14 yaşında bir çocuk. Tek başına...
Siz, bu tekneyi biraz uzaktan takip ediyorsunuz benzer bir tekne ile. Siz babasınız, o çocuk oğlunuz.
Hava sert değil ama okyanus, tiyatro sahnelerinde iki ucundan çekiştirilen janjanlı kumaşlarla yapılan deniz taklitleri gibi inip çıkıyor. Küçücük teknenin aslında 10 metreyi bulan direği, bu iniş çıkışlar sırasında bir kayboluyor, bir gözüküyor. İnatla, ağır ağır Batı’ya gidiyorsunuz.
Gece oluyor. Seyir ışıkları ticaret rüzgárlarının düzenine kendini kaptırıp gitmiş teknelerde açık. Radarınız yok. Sonar da yok. Ne büyük gemileri, ne son yıllarda büyük ticaret gemilerinden düşerek, denizlerin en önemli tehlikesi haline gelen dev taşıma kutularını fark edebilmek mümkün. Otopilot çalışıyor; rota hep aynı. Arada uyukluyorsunuz. Çocuğunuzun dümen suyundasınız. Arada telsizle haberleşiyorsunuz.
Bunlar oluyor çünkü siz bir tekne yapmışsınız ve bu teknenin tasarımı ve üretim kalitesi ile küçüklüğüne rağmen okyanus aşabileceğine inanıyorsunuz. Bunu, oğlunuz ile birlikte kanıtlamak için yola çıkıyorsunuz ve "14 yaşında bir çocuk kendi başına Atlas Okyanusu’nu geçti" cümlesi işin artısı oluyor.
Siz olsaydınız bunu yapar mıydınız?
*
İngiliz çocuk Mike Perham’ın öyküsü gerçekten bu. Geçen hafta ondan kısaca söz etmiştim size. Şimdilik sınavlarına çalışıyor ama dünyayı gezmeye de kararlı... imiş... Göreceğiz.
17,5 yaşında bindiği tekneden 20 yaşında inen Tania Aebi de, babasının yönlendirmesiyle (zoruyla mı demeli) bu geziye çıkmıştı. Wikipedia, onun için, "Bir şeyi tamamlayabileceğini babasına bu başarısı ile kanıtladı" diyor. Bildiğim kadarı ile şu sıralarda Pasifik’te bir adada onunla dünyayı dolaşan kedisi Tarzoon ile yaşıyor. Bir daha dünya turuna çıkmadı; herhalde babasına başka şey kanıtlamasına gerek kalmamıştı. Bir de yanında kedisi olduğu için tek başına dünya turu tamamlayan en genç kız unvanını alamadı.
Yazdığı kitabı yıllar önce okuduğum Tania’yı aklıma, Mike’ın öyküsü getirdi. Babalarının yönlendirmesiyle denizlere açılan iki çocuk.
Rotalarının böyle olmasını gerçekten onlar mı istedi acaba? Yoksa babalarının rotasında mı kendilerini tehlikeye attılar?
*
Soru çok basit: Siz olsaydınız yapar mıydınız?
Orta sınıf ailelerin çocuklarının etrafında hayatsavar önlemler aldıkları günümüz dünyasında bu soruya pek çok kişinin vereceği yanıt belli kuşkusuz: Hayır. Bence de...
Ama neden? Binbir emekle büyütülen bir çocuğun yitirilmesi korkusu mu, o çocuğun hayatı daha yaşamadan, serpilip büyümeden kaybolup gideceği düşüncesinin yarattığı dehşet verici iç sıkıntısı mı?
Belki soruyu değiştirmek gerek. Mike Perham’ı 14 yaşında, Tania Aebi’yi 17,5 yaşında teknelere bindirip okyanuslara bırakan babaların derdi neydi? Çocukları ile alıp veremedikleri bir şeyler mi vardı?
Tüm 15 yaşındakiler gibi ben de 1975’te her konuda çok doğru kararlar verdiğimi düşünürdüm ama artık biliyorum ki, o yaştaki bir çocuğun özellikle yaşamını tehlikeye sokabilecek konularda doğru kararlar vermesi olanaksız. Yani Mike ve Tania, bu yola baş koyarken, ya da koymuş görünürken yalnız değillerdi. Onları buraya yönlendiren babalarının hayat alışverişinde hissettikleri eksikliklerdi. Babalar kendi açıklarını, çocuklarının başarısı üzerinden kapatmaya çalışıyordu.
Yani babalar kendi ödemedikleri bedeli, çocuklarını bir para gibi değişim aracı olarak kullanıp, ödemeye kalkmışlardı.
Ne yazık!
Avrupa’da 2007’nin tekneleri belirlendi
Dünyanın en büyük tekne fuarlarından biri olan Düsseldorf Tekne Fuarı’nda Avrupa’da yılın tekneleri açıklandı. Beş kategoride yapılan yarışmanın bağımsız jüri üyeleri, büyük ölçekli üretim yapan şirketleri sıkıştıran küçük şirketlerin yeni ürünlerini de değerlendirdiler. Jürinin tasarım, yelken performansı, kullanım kolaylığı, işçiliğin kalitesi ve fiyat gibi temel değişkenleri göz önünde bulundurarak karar verdiği yarışma, 10 metre altı, 10-12 metre, 12-14 metre, 14 metre üstü ve Kavramsal Tasarım ve Yenilik kategorilerinde ödül veriyor. Bu ödülün maddi bir değeri kuşkusuz yok ama yarışmada kısa listeye alınan tekneler de, seçilip birinci gelen tekneler de piyasada birkaç adım öne geçiyor. Muhtemel alıcılar, listelerine bu tekneleri hemen ekliyor.
KAVRAMSAL TASARIM VE YENİLİK
Bu ödülü, dünyanın en büyük tekne üreticilerinden Beneteau’nun First 50 modeli ile alması şaşırtıcı. Çünkü büyük şirketler genellikle yenilik yapmakta zorlanır. Broşürlerine bakıp hayran kaldığım bu tekne, Beneteau’nun gezmek yerine hızlı gezmeyi öne çıkartan First serisinin tepe modeli 50. Gerek dış tasarımı gerek içinin güzelliği gerek pratikliği ve gerekse performansı ile daha önce yayımlanan tüm değerlendirme yazılarında büyük övgü almıştı. Ama en önemlisi fiyatının uygunluğu; uygunluk lafının nispi olduğunun altını da hemen çizmem gerek. İngiltere fiyatı KDV hariç 193 bin sterlin.
10 METRE VE ALTI
Bu kategoride İstanbul Boat Show’da sergilenen Beneteau First 34.7, Dufour 325, Etap 28S, Hanse 315 ve Elan 340 yarıştı. Jüri, yarış-gezi tipi olarak tasarlanan Elan 340’ın yarışmak istemeyen aileler tarafından da, üstün yelken performansı nedeniyle tercih edilebileceğini belirtti. İngiltere satış fiyatı, KDV öncesinde 60 bin 510 sterlin.
10-12 METRE
Bu kategoride Avrasya Boat Show’da gördüğümüz Jeanneau Sun Odyssey 39, Malö 37, C & C 115, Winner 10.10 ve Salona 37 yarıştı. Salona 37 birinci olurken, ilk bakışta pek dikkat çekmediği ama zaman içinde kendisini sevdirdiği, ama hayatı kolaylaştıran tasarım ayrıntıları ile yelken performansının çok iyi olduğu belirtildi. En çok teknenin satıldığı bu boy aralığında, piyasaya yeni giren bir Hırvat markasının başarısı, kalite ile markalaşma arasındaki ilişkiyi göstermesi nedeniyle önemliydi. İngiltere satış fiyatı, KDV öncesi 82 bin 650 sterlin.
12-14 METRE
Almanya’nın yenilikçi ama biraz pahalı yat markası Dehler’in yeni 44 tipi bu kategorinin birincisi. Modern görünüşten ve yüksek yelken performansından hoşlananların ilgisini çekeceği kesin olan bu teknenin rakipleri Grand Soleil 40, Jeanneau Sun Odyssey 42DS, Maxi 1300 ve Najad 440AC’ydi. Dehler 44, tasarımı, pratikliği, huzurlu veya yarış amacıyla heyecan içinde kullanım kolaylığı nedeniyle birinci seçildi. İngiltere satış fiyatı, KDV hariç 184 bin 550 sterlin.
14 METRE ÜZERİ
Bu yılki listenin en pahalı teknesi bu. 16,76 metrelik X-55 İngiltere’de 490 bin 568 sterline satılıyor. Dufour 525, Halberg Rassy 54 ve Hanse 630’un da bulunduğu kategorinin birincisi X-55, Danimarkalı X Yachts tarafından üretiliyor. Birinciliği, görünüşü, hızı ve inşa kalitesi sayesinde kazandı.