Paylaş
ASLINDA mitolojik öyküler sandığının kapağını açıp içinde ne var ne yoksa ortaya saçmaya başlayacak olsak, denizle ilgili çok fazla şeyle karşılaşırız. Dünyanın tüm mitolojilerinde deniz önemli bir yer alır çünkü deniz, besleyiciliği ve güzelliğinin yanında gizemin de temsilcisidir aynı zamanda. Nasıl olmasın? Mitolojik öyküler, insan hayal gücünün ürünü ve henüz insanlar ufkun ötesine pek gidemedikleri dönemlere aitler. Düşünün ki, tüm karaların çevresini tek bir denizin sardığına inanılıyor binlerce yıl. Konu tam bir gizem. “Sonuna gidilse ne olur acaba? Aşağı mı düşeriz? Yanar mıyız? Canavarlar bizi yutar mı? Ne olur?” Tabii sonra akıl ve bilimle gördük ki dünyanın sonu diye bir şey yokmuş, boşuna heyecanlanıp durmuşuz.
YUNAN PANTEONUNDAN ÖRNEKLER
Bugün size mitolojinin doğrudan denizle ilgili ilahlarını anlatmak niyetindeyim. Zaman zaman diğer unsurlarını da ele alırız birlikte. Her ne kadar Yunan mitolojisi, panteonunun (tanrılar grubu) önemli kısmını Mısır’dan ve Yakın Doğu’dan aldıysa da, verdikleri eserlerin ve kültürel yayılımlarının etkisiyle en çok onlarınkini biliyoruz. Sağ olsun, Hollywood da döne döne Yunan tanrılarının filmlerini çekiyor, haliyle kültür hayatımızda en çok bu anlatılar etkili oluyor. Bu nedenle bir başlangıç noktası olarak Yunan-Roma geleneğindeki mitolojik ana unsurlara bakacağız bu yazıda.
YER VE GÖK
Yunan tanrıları yaratılmıştır. Titan adı verilen daha büyük, daha güçlü, daha etkin bir grubun çocuklarıdırlar. Ama durun hele, bu Titanlar da yaratılmıştır çünkü gökyüzü Ouranos ile Toprak Ana Gaia’nın çocuklarıdır onlar da. Yani yer ve göğün çocuklarıdırlar. (Türklerin de İslâmiyet öncesi Gök Tanrı -köktengri- ve Toprak Ana inançları olduğunu hatırlayalım.) Titanlar arasında zamanı temsil eden Kronos’u (kronometre adını bundan alır. Mesela Zeus, bunun oğludur) ve Okeanos sayılabilir. Okeanos, dünyanın çevresini saran denizlerin efendisidir ki fark edildiği üzere “okyanus” sözcüğüne adını veren hayal ürünü zattır. Bu arada, bizim dilimizde ve Yakın Doğu kültüründe, Arapça gayya kuyusu vardır, bilirsiniz. Cehennemin en derin kuyusudur o. Gayyanın Gaia ile bir ilgisi var mı, bilmiyorum. Bazen böyle isim benzerliklerinin arkasından çok ilginç öyküler çıkabiliyor. Öğrenirsem hepinizle paylaşacağım.
CEHENNEMİN DİBİ
Poseidon ise daha popüler bir tiptir. Az önce bahsettiğimiz Kronos ile Hera’nın çocuğudur. Bolca kavga-gürültünün ardından Kronos tahttan indirilince üç oğlu dünyayı aralarında bölüşürler. Zeus gökyüzünü, Hades yeraltını, Poseidon da denizleri alır. Garibim Hades, ölüler diyarının ve cehennemin efendisidir. Nedense cehennem, yerin altındadır. İyilerin öldükten sonra “yukarı” yükselmesi, kötülerin ise yeraltına inmesi, başka deyişle “cehennemin dibine” gitmesi, insan zihninde çok eski bir kalıptır yani.
ASİ VE ÖFKELİ POSEİDON
Bu üç oğlan, hesapta dünyayı birlikte yönetmeye karar verirler ama gerçek hayatta olmadığı gibi, bunlar arasında da tam anlamıyla huzur olmaz. Sözde Zeus’un liderliğini kabul etmişlerdir fakat bizim Poseidon, sık sık Zeus’a baş kaldırır, hatta bir keresinde onu zincire bile vurur. Atları Poseidon evcilleştirmiştir, boğalara güçlerini o vermiştir ve depremleri de onun öfkesi yapmıştır. O yüzden Poseidon, atların çektiği arabalarla denizde dolaşırken resmedilir. Üç uçlu mızrağı ile meşhurdur.
Yunan kültürü, zaman içinde Roma kültürüne nakledildiğinde, Poseidon, Neptün adını alır. Poseidon nasıl resmediliyorsa, Neptün de aynı şekilde resmedilir. Güneş Sistemi’nin en ucundaki gezegene Neptün adının verilmesi, muhtemelen onun buradan bakınca masmavi görünmesindendir. Açın bakın internete, koyu bir deniz mavisidir Neptün.
POSBURUN
Denizle iç içe yaşayan bütün Ege halkları, antik çağda hayatları, geçimleri, varlıkları denize bağlı olduğundan onunla iyi geçinmek zorundadırlar. Bu nedenle Poseidon’a özellikle hürmet ederler ki başlarına seyir sırasında iş gelmesin. Deniz kıyısındaki pek çok yerde ve özellikle de bir tanrının şanına yakışır olduğu için denize çıkıntı yapan görkemli burunlarda “Poseidonion” isimli yerleşimler kurar insanlar. Bugün bizim dilimizde “Bozburun” ismiyle bildiğimiz birkaç noktanın geçmişine bakın, hepsi bir vakitler mutlaka Poseidonion’dur. Yani Bozburun’larımız, isimlerini Poseidon’dan alır.
Birlikte, yılın son yazısında okyanuslardan Bozburunlara kısa bir yolculuk yaptık. Yeni yılda, yeni yolculuklarda görüşmek üzere, kalın sağlıcakla.
2018 BİTERKEN
MUTLU YILLAR
2018’in son hafta sonuna giriyoruz ve ardından Dünya, Güneş’in etrafındaki bir tam turunu bir kez daha tamamlamış, bize yeni bir takvimin ilk yaprağını açtırmış olacak. 2019’un tüm ulusumuza, tüm dünya insanlarına barış, mutluluk, sağlık ve neşe getirmesini dilerim. Gerçekleşmesi zor bir dilek belki ama olanaksız değil. Aslında bizim elimizde. İstersek neden olmasın? Ama kuru kuru istemek olmaz elbet, çaba göstermek lazım. “İstemekle yapmak arasında okyanus vardır” der eski bir atasözü. İnsanlık, okyanusları aşalı çok zaman oldu. Aşamadığı belki de kendi egosu ve kibri. Gelin 2019’da dünyayı daha güzel, daha yaşanası, huzur dolu mavi bir gezegen haline getirmek için çaba gösterelim. Bütünün hayrına yaptığımız her şey bireysel olarak bizim de mutluluğumuzu getirecektir. Yeni yılımız kutlu olsun.
BU HAFTA SONU HAVA VE DENİZ
NASILSA ÖYLE
BAŞLIK anlatıyor sanırım. Birkaç gündür hava nasılsa, hafta sonunda da öyle görünüyor. Yılbaşı için kar yağışı bekleyenlere, ancak 31 Aralık gecesi bir sürpriz olabilir, o da Güney Marmara’nın sadece doğusunda. Bursa’ya yağacak gibi görünüyor ama sahil kesimi ne olur bilemem. Denizciler için soğuktan gayrı bir tehdit yok, bu soğukta ağ tutan ellere kolaylıklar dilerim. Tüm denizcilere selamet dilerim. #tayfuntimocin
Paylaş