Paylaş
Ben kendisiyle 1995’te tanıştım. Sonra birçok vesileyle bir araya geldik.
Kitaplarının tamamını değilse bile çoğunu okudum. İlk okuduğum kitabı, doktora tezi olan Demokrasi idi.
Ateş, Kızıma Atatürk’ü Anlatıyorum adlı kitabını çocuklara Atatürk sevgisi vermek için yazmıştı.
Milli Mücadele’yi, Atatürk’ü ve inkılapları savunmak için yazdığı en önemli akademik eseri, Türk Devrim Tarihi’dir. Şöyle yazar:
“CHP’nin altı okunu şimdilik bir kenara bırakırsak, Kemalizm halkçılık, ulusçuluk, bağımsızlık ve çağdaşlık demektir...” (Sf. 41)
Altı Ok’tan hangi ilkeleri çıkarıp diğerlerinin içinde erittiğine dikkat ettiniz mi?
Ateş’in bu kitabı büyük boy 350 sayfadır, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden yayınlanmıştır.
Atatürkçülük anlayışı
MERHUM Ateş, aynı kitabında satırlarına şöyle devam eder:
“Aradan yarım yüzyılı aşkın bir süre geçtikten sonra 1930’ların düşünce yapısıyla sınırlı kalınırsa buna Atatürkçülük değil, ‘Atatürk yobazlığı’ adı verilebilir.”
İnsani olarak sahip olduğu hoşgörünün fikri temellerini onun bu satırlarında görmek mümkün: Katı kalıplarla düşünememek, zamanın değişmesine ve değişimin gün ışığına çıkardığı çeşitliliğe anlayışla bakmak.
‘1930’ların düşünce yapısını tek doğru değil de bir dönemin özelliği olarak almak onu toplumun farklı gerçekleriyle, değişik hassasiyetleriyle diyaloğa götürdü.
Toktamış Ateş 1995 yılında Fethullah Gülen’e bağlı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın hoşgörü ödülünü aldı, ödül töreninde Gülen’le el ele fotoğraf çektirdi!
Atatürkçü Toktamış Ateş ve Fethullah Gülen... O zaman daha büyük bir şok yaratmıştı bu fotoğraf.
Hoşgörü tercihi
1995 Türkiyesi’nde fikirler daha keskin, akımlar arasındaki çizgiler daha kalındı. İki yıl sonra 28 Şubat fırtınası esecekti... Toktamış Hoca, öyle bir zaman kesitinde, kendi ‘mahalle’sinden gelecek sert tepkileri bilerek atmıştı bu cesur adımı.
Fikirlerinden vazgeçmedi, Türk Devrim Tarihi kitabının Bilgi Üniversitesi’nden yayın tarihi 2000’dir. Ateş’in 68’li Olmak adlı kitabı da Biz Devrimi Çok Seviyoruz adlı kitabı da sonraki yıllarda baskılarına devam etti.
Hoşgörü tercihi de hiç değişmedi, devam etti.
Aziz dostum Toktamış Ateş, Türkiye’ye büyük bir manevi miras bıkarak gitti: Fikirleri kılıç gibi kullanmaktan sakınmak, düşünceleri savaş diliyle değil müzakere diliyle anlatmak... Anlayış, hoşgörü, diyalog gibi insani meziyetleri daima diri tutmak...
Allah rahmet eylesin.
Eşi Prof. Nevin Ateş, Cumhuriyet tarihinin ‘lanetli’ konularından biri olan Terakkiperver Fırka konusunda bizde ilk objektif akademik araştırmayı yapan bir bilimkadınıdır; Toktamış Hoca’nın gözü arkada kalmayacaktır. Değerli kardeşim Nevin Hanım’ın acısını paylaşıyorum.
Paylaş