Paylaş
TERÖRE tepki gösterme konusunda hem olumlu hem olumsuz, hatta terörü büsbütün azdıracak tepkiler görülüyor.
PKK’ya tepki diye Kürt vatandaşlarımıza, onların simgelerine, işyerlerine, büyük kısmının oy verdiği HDP binalarına saldırmak insani açıdan çok çirkin olduğu gibi Türkiye’yi Suriyeleştirme tehlikesine maruz bırakacak kadar vahimdir de...
Maalesef etnik ve siyasi gerilim dönemlerinde saldırma duyguları kabarır. Anadolu’nun muhtelif yerlerinde böyle vahim olaylar yaşandı. Bunlar militan Kürt milliyetçiliğini besleyerek PKK’nın tabanını genişletmekten başka sonuç vermez!
YATAY ENTEGRASYON
Bu vahim olayların yanında doğru bir bilinç de gelişiyor. Buna esnaf ve iş dünyasının öncülük etmesi fevkalade anlamlıdır. “Girişimci orta sınıf”ın birleştirici yönünün bir tezahürüdür bu.
Doğu illerine sefer yapan otobüslerin taşlanmasından sonra, Yozgat ve Kayseri başta olmak üzere Kırıkkale, İstanbul, Kırşehir, Mersin ve Bursa’da ticaret odalarının öncülüğünde ve partilerin de katılımıyla doğu illerine giden ve gelen yolculara lokum, çikolata, gülsuyu, karanfil ikram edildi.
Daha önce de yazdım. Öz Diyarbakır adlı otobüs firması Türkiye’nin doğusunda, Erbil, Kerkük ve Süleymaniye dahil 17 il merkezine, batısında ise İzmir ve Kırklareli’ye kadar 39 il merkezine ve ayrıca büyük ilçelere otobüs seferleri yapıyor. Bu, yükselen etnik gerilimlere rağmen sosyolojik bir “yatay entegrasyon” dinamiğinin gelişmekte olduğunu gösterir. Elbette çiçekle karşılamak gerekir.
ÖCALAN’IN ÇAĞRISI!
Abdullah Öcalan beş yıl önce
“Kürtlerin batı illerine göçmemesi, göçenlerin de dönmesi” çağrısında bulunmuştu! (9 Ocak 2010)
Buna rağmen ve daha önemlisi siyasi sahada görülen etnik ayrışmaya rağmen, sosyolojik sahada Türkiye’nin bölgeleri ve insanları arasında “yatay entegrasyon” (iç içe geçiş) artmaktadır.
Bu uzun yolun içinde bulunduğumuz aşamasında, evet, gettolaşma ve etnik gerilimler yaşanıyor. Fakat Türkiye etnik içsavaşa sürüklenmeden demokrasi, hukuk düzeni ve ekonomik gelişme yolunda ileri aşamalara ulaşabilirse bu yatay entegrasyon adım adım “dikey entegrasyon”a, kaynaşmaya dönüşür.
Teröre tepki diye Kürtlere karşı değil şiddet, onları rencide edecek söylemlerden bile sakınmak gerekir.
Bu açıdan, doğu illerimizden gelen otobüsleri çiçekle karşılamak çok doğru bir harekettir.
BİRLEŞTİRİCİ DAVRANIŞLAR
Diyarbakır’da bugün 500’ün üzerinde STK, Türkçe ve Kürtçe açıklama ile PKK’nın çatışmayı bırakmasını isteyecekler. Üslupları elbette farklı olabilir, önemli olan halkın silahlı çatışma istemediğini KCK’daki savaş lordlarına göstermektir.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 14 işçi ve işveren kuruluşu adına, “bütün Türkiye’yi Ankara Sıhhiye meydanında saat 16.30’da buluşmaya” davet etti. “Teröre hayır, kardeşliğe evet” yürüyüşünde hiçbir partinin amblemi bulunmayacak. Hareketin partiler üstü olması bilhassa önemlidir.
Ülkede vatandaşlık ve aidiyet duygusunun güçlenmesi için, anayasal olarak adeta bayrak gibi milletin birliğini temsil makamında bulunan Cumhurbaşkanı’nın “partili” davranışlardan sakınarak her partiden kitlelerin gözünde partiler üstü bir duruşa sahip olması da son derece gereklidir.
KÖRÜKLEMEKTEN SAKINMAK
Akademisyen Anthony Birch, etnik nüfuslarda dışlanma ve içe kapanma gibi duygularının ayrılıkçı eğilimi körüklediğini anlatır. (Nationalism and National Integration)
Bundan sakınmalıyız.
Neticeten, etnik milliyetçiliği militanlaştıran siyasi ve sosyal faktörler hakkında net bir bilinç sahibi olmak ve etnik tansiyonu düşürecek davranışları geliştirmek hem PKK terörüyle mücadele için hem iç barış için zorunludur.
Paylaş