Paylaş
Bugüne kadar çıkan ve kuvvetler ayrılığı ilkesini bozan kanunların belki de en önemlisidir. Çünkü yetkisiz ve sorumsuz cumhurbaşkanına, “istihbarat, güvenlik, olağanüstü hizmetlerle ilgili devlet icapları” gibi çok geniş alanlarda, sorumlu başbakanın yetkilerine paralel yetkiler vermektedir.
Bu kanunla Başbakanlık ve hükümet kurumlarının yetkisine Cumhurbaşkanı müdahale ettiği gibi, Başbakanlık ve hükümet kurumlarının prestiji de hayli gölgelenmiş oldu.
‘TORBA YASA’ UCUBESİ
Göreve gelmesiyle beyaz sayfa açmaya çalışan Başbakan Davutoğlu, artık torba yasa çıkarılmaması için talimat vermişti. Bakanlar Kurulu toplantısından sonra hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın açıklaması aynen şöyleydi:
“Başbakanımız talimat verdi. Torba kanun olarak nitelendirilen çok maddeli yasaları artık Meclis’e getirmeyeceğiz... Haklılık payı da olan, ‘torba’ gibi bir lafı yasama literatüründen çıkaracağız... (Kanunlar) uzun çalışmaların sonucunda en iyi şekilde uygulanmak üzere çıkarılmalıdır. Bundan sonra bu kadar maddeli bir tasarıyı görmeyeceksiniz. Sayın Başbakanımızın talimatı budur.” (15 Eylül 2014)
Davutoğlu’nun bu çok doğru kararı maalesef uygulanamadı. Tıpkı şeffaflık paketi, nepotizm ve yolsuzlukla mücadele, gerilimi düşürme çabaları gibi bu “torba yasa” ucubesine son verme kararı da havada kaldı. İşte Saray’a örtülü ödenek yetkisi “torba”ya gece yarısı atılan bir madde ile Meclis’ten geçiriliverdi.
HÜKÜMETİN DURUMU
Demokrasilerde önemli kanunlar, hele de yetki kanunları devletin uzman birimlerinde hazırlanır. Bakanlar Kurulu’nda enine boyuna tartışılır. Sonra ‘Meclis Komisyonları’nda müzakere edilerek olgunlaştırılır. Ondan sonra Meclis’ten geçer.
Halbuki “torba kanun” ucubesinde, kanun yapmanın bu kademelerinin hepsi atlanarak bir gece torbaya bir madde atılıyor ve Meclis’ten geçiriliveriyor.
Örtülü ödenek yasasından Başbakan’ın haberi var mıydı? Oturup müzakere ettiler mi, bilmiyorum. Ama devlet yönetiminde çarkları birbiriyle tokuşturacak, hükümetin de nüfuzunu sarsacak bir kanun çıkarılıverdi.
Düşünün, falanca konuda Başbakan şu yönde örtülü ödenek uygulaması için talimat verecek... Cumhurbaşkanı ise öbür yönde talimat verecek! Aynı yönde talimat verirlerse mükerrer ödeme mi yapılacak?!
Anayasal olarak yürütme erkinin sahibi ve sorumlusu olan hükümetin maruz kaldığı durumu görüyor musunuz?
ANAYASAL SORUN
Cumhurbaşkanı buna niye ihtiyaç duyar? Bir konuda örtülü ödenek uygulaması yapılmasını gerekli görüyorsa, bunu Başbakan’a söyleyemez mi? Sorumlu Başbakan’ın onayı dışında bir örtülü ödeneğe Cumhurbaşkanı’nın niye ihtiyacı olsun?!
Belli ki, başbakansız ve hükümetsiz bir sistem isteyen Cumhurbaşkanı, anayasal yetki ve sorumluluklar değişmeden, başbakanı ve hükümetin etkisini aşındırarak yetkileri olabildiğince kendi elinde toplamak yolundadır.
İşte burada anayasal sorun vardır.
Örtülü ödenek uygulamasına konu olan bütün alanlarda, hükümet Meclis’e karşı sorumludur. Meclis’te soru önergesi, gensoru ve araştırma önergeleri verilerek hükümet denetlenir. Halbuki Cumhurbaşkanı sorumsuz olduğu için onun işlemlerine karşı yargıya gidilemeyeceği gibi Meclis’te soru, gensoru, araştırma ve soruşturma önergeleri de verilemez!
Ortaya çıkan problem, devlet çarklarının dönmesinde meydana gelecek çatışmalardan ibaret değildir, anayasadaki yetki ve sorumluluk düzenlemelerine de aykırıdır.
NOT: Okurlarımın bilgisine: “1914-1915” belgeselinin ikinci bölümünün tekrar yayını pazar günü saat 19.00’da, üçüncü bölümün tekrar yayını saat 23.00’tedir.
Paylaş