Paylaş
DAVUTOĞLU ile Kılıçdaroğlu ve ekiplerinin görüşmesi 1 saat 40 dakika sürdü. Sadece bu bile her iki partinin de koalisyonu ciddiye aldıklarını gösterir.
Açıklamalar da bunu doğruluyor.
AKP lideri Davutoğlu’nun sözleri şöyle:
“Son derece samimi, yapıcı, dostane, çok sıcak bir ortamda görüşlerimizi paylaştık. Sıcak yaklaşımları ve misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum.”
CHP’li Haluk Koç’un açıklamalarında da iyimserlik vardı, AKP’yi rencide edecek tek cümle söylemedi.
Bundan sonraki temaslar için AKP’den Ömer Çelik gibi bir siyaset bilimcinin, CHP’den Haluk Koç gibi tecrübeli bir siyaset adamının görevlendirilmesi de iki tarafın iyi niyetinin işareti gibi görüyorum. İkisini de tanıyorum, yapıcı davranacaklardır.
AKP TARAFI
Evvela AKP lideri Davutoğlu’nun samimiyetle koalisyon istediğini belirtmeliyim. Bunu hem siyasi sorumluluk duygususuyla hem tabii kendisinin ve partisinin siyasi durumu itibariyle istiyor.
Başbakan’ın Saraybosna dönüşü İstanbul’da muhafazakâr kesimin önde gelen kanaat önderlerine verdiği iftara katılanlardan iki kişiyle görüştüm. Onlar da Davutoğlu’nun koalisyon isteğinde samimi olduğunu, çünkü “sadece eğilimleri görmek için değil, dinleyenleri koalisyona ikna etmek ister gibi konuştuğunu” söylediler.
Elli civarındaki davetliden sadece 4-5 kişi “erken seçim” demiş. Davutoğlu’nun bunlara “Seçimlere gidersek sandıktan tek parti iktidarının çıkacağına dair bir garanti yok” diye cevap vermiş olmasının altını çizmek gerekir.
AK Parti’nin önemli isimlerinden Sadullah Ergin de CNN Türk’te aynı şeyi söylemişti.
Muhafazakâr davetlilerin iftarında “CHP ile koalisyon fikrine karşı bir hava yoktu”, bunu da belirtmeliyim.
CHP TARAFI
Davutoğlu konuşmasında CHP’lilerin tavrına iki defa teşekkür etmişti, CHP’liler böyle olumlu davranmıştı.
Görüşmelerden sonra Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının değerlendirmesi ise şöyle oldu:
“İçeride ne konuşulduysa, Sayın Davutoğlu TV’ler karşısında tam bir dürüstlükle, tam aynısını anlattı. Bizi rahatsız edecek tek cümlesi olmadı. Bu tavrıyla Sayın Davutoğlu güven tesisi bakımından önemli bir adım attı. Görüşmeler sadece sıcak ve samimi değil, bu açıdan da olumluydu.”
Parti sözcüsü Haluk Koç da TV’lere açıklamasında bu “karşılıklı güven” unsurunu vurguladı.
Kutuplaşmanın bir kezzap gibi tahrip ettiği “güven” duygusunun adım adım inşası, sağlıklı bir koalisyonun olmazsa olmaz şartıdır.
Karşısındakini zor duruma düşürmek, atlatmak, emrivaki karşısında bırakmak gibi kurnazlıklar halen pamuk ipliğine bağlı olan “karşılıklı güven”i tahrip edeceği gibi, koalisyon kurulsa bile devam etmesine imkân bırakmaz.
Şu anda Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu siyasi olgunlukla hareket ediyorlar; “güvenilirlik” duygusunu inşa etmeye çalışırlar.
Buna herkes yardımcı olmalı.
CUMHURBAŞKANI’NIN ROLÜ
En çok da Cumhurbaşkanı yardımcı olmalıdır. Cumhurbaşkanı koalisyon görüşmelerine müdahale ederse, hükümet çalışmalarına müdahale edeceği kaygısını CHP’de yaratırsa, koalisyon için ekmek-su gibi zorunlu olan “güven” unsuru tesis edilemez.
Bütün anayasa ve siyaset bilimi kitapları, parlamenter sistemlerde cumhurbaşkanlarının “partisiz, tarafsız, iç politika çekişmelerinin dışında, hakem konumunda” olması ve böyle bir dille konuşması gerektiğini anlatırlar. Bunun hikmeti, sistemin işlemesini kolaylaştırmaktır.
Başkanlık sistemlerinde böyle bir sigorta yoktur.
Henüz ilk adım atıldı, önümüzdeki süreçte iki partinin uzlaşması zor olan konuları aşabileceklerinin garantisi yok.
Dileyelim, siyasi hayatımız artık uzlaşmayı, karşılıklı güvenilirliği, siyasi rasyonalizmi öğrensin... Türkiye dört yıllık bir reform hükümetine kavuşsun.
Paylaş