Paylaş
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, hükümet kurma görevini henüz hiç kimseye vermedi. Halbuki seçim sonuçlarının resmen açıklanmasının üzerinden siz bu satırları okurken 20 gün geçmiş olacak. Muhalefet gecikmeyi eleştiriyor.
Sürecin akışına bir bakalım.
12 Haziran: Sayın Cumhurbaşkanı “Herkes egolarını bir kenara koyup, bir an önce ülkemizde hükümet kurulmalı ve kaldığımız yerden ‘devlette devamlılık esastır’ anlayışıyla bu süreç devam etmelidir” diye açıklama yaptı.
Çok doğruydu bu sözler.
18 Haziran: YSK kesin seçim sonuçlarını açıkladı. Teamüllere göre Cumhurbaşkanı bir hafta içinde Sayın Davutoğlu’nu çağırıp hükümet kurma görevi vermesi gerekirdi.
Halbuki bugün 8 Temmuz’dur... “Bir an önce” hükümet kurulmasını isteyen Cumhurbaşkanı henüz bir görevlendirme yapmadı.
YANLIŞ YORUM
Haberlere göre Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanlık Divanı’nın oluşmasını bekliyormuş. Halbuki Anayasa’da böyle bir hüküm yok. Tam tersine, Anayasa’da hükümet kurmayı kolaylaştıran hükümler var. Mesela başbakan hükümet kurma görevini aldıktan sonra 7 gün içinde, yani geciktirmeden Meclis’ten güvenoyu istemek zorundadır.
Önceki bütün cumhurbaşkanları da en fazla 7 gün içinde büyük partinin liderine hükümet kurma görevi vermişler, böyle bir “teamül” oluşmuştur.
Anayasa’nın 116. maddesinde şöyle bir hüküm var:
“TBMM Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine kırk beş gün içinde Bakanlar Kurulu’nun kurulamaması halinde... seçimler yenilenir.”
Cumhurbaşkanı’nın çevresinde bu madde, hükümet için görevlendirmenin de “teamül”e göre 7 gün içinde değil, ta Meclis Başkanlık Divanı seçildikten sonra yapılacağı şeklinde yorumlanıyormuş. Hayır, bu madde, hükümet kurma çalışmalarının başlamasıyla değil, oluşacak yeni bakanlar kurulu için Meclis’te yapılacak güven oylamasıyla ilgilidir.
Belli ki hükümet kurma çalışmalarının başlamasını geciktirmek amacıyla, 116. madde üzerine böyle zoraki yorumlar üretiliyor.
MUHALEFETİN TEPKİSİ
Cumhurbaşkanı, ağustostaki Askeri Şûra’ya şimdiki hükümetle gidilmesi için böyle davranıyor olabilir mi? Medyada bu yönde haberler, tahminler var.
Fakat Askeri Şûra’nın iç politikayla ne ilgisi var?
Hükümet kurma çalışmaları ayrı bir konudur, kuralları, teamülleri bellidir.
Bugüne kadar bütün cumhurbaşkanlarının uyduğu “teamüller”e aykırı olarak hükümet kurma çalışmalarını geciktirmesi, ister istemez muhalefetin tepkisini çekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nı yine siyasi eleştirilere hedef yapıyor. Seçimlerden sonra yumuşama ve koalisyon için uzlaşmacı bir ortam beklenirken gerilim yine tırmanmaya başlıyor.
Halbuki parlamenter sistemde cumhurbaşkanı gerilimleri yumuşatan bir konumda olmalıdır.
CUMHURBAŞKANININ ROLÜ
Anayasa hukukumuzun büyük hocalarından merhum Prof. Ali Fuat Başgil, kitaplarında Menderes’in uzlaşma girişimlerini takdirle anlatırken, Celal Bayar’ın sert tavırlarını eleştirir. 1960 başında yayınlanan “Esas Teşkilat Hukuku” adlı ders kitabında, parlamenter sistemde cumhurbaşkanının “partiler üstünde, iç politika çekişmelerinin dışında, hürmet edilen bir hakem mevkiinde bulunması” gerektiğini sayfalarca anlatır. “Müşkül anlarda liderlerle temas ederek yatıştırıcı ve arabulucu hizmetler” yapmasının hayati derecede önemli olduğunu, aksi halde ülkenin tehlikeli gerilimlere sürüklenebileceği uyarısında bulunur. (s. 346)
Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümet kurulması çalışmalarını hızlandıran, eşit mesafede durarak koalisyon kurulmasını kolaylaştıran bir yol izlemelidir.
Paylaş