Hamasetin etkileri

TÜRKİYE’nin İsrail ve Rusya ile barışması çok isabetli oldu.

Haberin Devamı

Hatta keşke daha erken yapılsaydı.

Umarım sırada Mısır vardır.

Umarım yaşanan dört-beş yıllık tecrübelerin, yani Türkiye’yi “onurlu yalnızlığa” sürükleyen psikolojik ve ideolojik faktörlerin bir muhasebesi yapılır.

Psikolojik ve ideolojik faktörler demekle kastettiğim, hamaset ve meydan okuma davranışlarıdır: Neo-Osmanlıcılık, ümmet coğrafyası, oyun kuruculuk, yüzyıllık parantezi kapatmak gibi söylemlerle formüle edilen ve “Eyyy!” hitaplarıyla uygulanan bir politika tarzı.


TARİH VE DİPLOMASİ


Osmanlı’nın bize bıraktığı kültürel ve hukuki miras büyüktür. Cumhuriyet’in bütün esaslı siyasi, idari, hukuki ve eğitim kurumları Osmanlı döneminde kuruldu. Bunun yanında Osmanlı’da daha 18. yüzyılda bağımsızlık talepleri başlamıştı. İmparatorluğun devamı mümkün değildi.

Türkiye Cumhuriyeti olarak artık kimsenin ağabeyi olmadığımızı bilmeliyiz. Eski hâkimiyet çağlarının kültürüyle meydan okuyarak değil, modern diplomasi, ekonomi ve kültür alanlarında eşitlerin işbirliğine dayalı ilişkilerle “dostlarımızı artırabiliriz” ancak.

19. yüzyılda bile diplomat Sadrazam Âli Paşa’nın 1856 Paris Konferansı’ndaki davası, Osmanlı’yı “Avrupa devletler hukuku içinde eşit üye” olarak kabul ettirmekti.

Abdülhamid, Tanzimat reformlarını sürdürdü.

Lozan’da İsmet Paşa, Âli Paşa’ya referanslar yaparak, kapitülasyonların kaldırılması ve tam bağımsızlık tezlerini “eşit millet” kavramına dayandırdı.
Askeri zaferler sahibi Atatürk’ün 9 Kasım 1935 günkü konuşması şöyledir:

“Türkiye Cumhuriyeti uluslararası ailenin ancak faydalı, çalışkan ve iyi geçimli bir unsuru olmak amacındadır. Uluslararası toplumda ciddi barış ve elbirliği isteğiyle çalışıyoruz.”

Faşist İtalya’nın Balkanlar ve Doğu Akdeniz’deki tehditlerine karşı Sadabat Paktı ve Balkan Paktı bu yaklaşımla kuruldu, İngiltere’yle ittifak girişimlerinin üslubu buydu. Hatay bu diplomasiyle alındı.


KOMPLO DUYGUSU

Haberin Devamı


Muhafazakâr topluluklarda tarih anlayışının “ayakları yere basmayan” nitelikte olduğunu tarihçi bilim adamları Şükrü Hanioğlu ve İsmail Kara hocalarımız da yazdılar.

Komplo zihniyetine de değinmek lazım, yani olgulara dayalı olarak düşünmek yerine, zihnimizdeki bir komplo şablonunu olgulara yapıştırmak.

Atatürk Havalimanı’ndaki korkunç barbarlığı üç yabancı terörist gerçekleştirmiş: Özbekistan, Dağıstan ve Kırgızistan’dan...

Kaldıkları evi bir ay önce kiralamışlar.

Taksi şoförü “Yabancı bir dil konuşuyorlardı” diyor; Rusça olsa gerek.

IŞİD canavarı böyle bir küresel tehdit!

Bu teröristler öğleden sonra Kılıçdaroğlu’nu dinleyip akşam eylem yapmış imiş!

Amerika bir gün önce vatandaşlarını uyarmış, havaalanlarından çekmiş, ertesi günü bu terör eylemini yaptırmış imiş! AKP iktidarını sarsmak için!

Siyasi hareketler taraftarlarını komplo şablonlarıyla motive etmek yerine, rasyonel düşünmeye yönlendirmelidir.


MESELA MERKEL

Haberin Devamı


Dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olan Almanya’da Merkel’in ve seleflerinin böyle konuşmalarını hiç duydunuz mu?

Çağımızda büyük devlet olmanın göstergesi üstünlük davranışları değildir. Eğitim, bilim, hukuk ve teknolojideki seviyesidir. Bu yeterli değilse, işte bir noktadan itibaren “dost aramak” ihtiyacı kendini kabul ettiriyor.

Şimdi Rusya ve İsrail’le ilişkilerimizi düzeltmek gibi çok doğru bir başlangıç yaptık. İnşallah genel bir rasyonelleşmeye dönüşür. PISA sınavlarında başarı için bile rasyonel düşünce biçimlerini genelde geliştirmek lazım.

NOT: CNN Türk’te “Eğrisi Doğrusu” programı bu hafta yıllık tatile girdi. Yaz aylarında “Kurtuluş Savaşı” belgeseli için çalışacağım.

Yazarın Tüm Yazıları