Paylaş
Bazı muhafazakârlar ve liberaller CHP’nin “seçilmişler”i dışlayan, “atanmışlar”ı egemen kılan bir taslak hazırladığını düşünebilirler...
Öbür yanda, bir kısım Atatürkçüler ise CHP’nin “yargı organlarına sadece yargı organlarının üye seçmesini” amaçlayan bir taslak hazırladığını düşünebilirler. Zira 2010 referandumunda “Hayır” diyenlerin temel fikri buydu. (Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Hürriyet, 9 Eylül 2010)
CHP’nin taslağı
CHP’nin taslağı, bu iki önyargıyı da boşa çıkaracak netlikte. CHP’nin taslağında Meclis’in nitelikli çoğunluğu, Anayasa Mahkemesi’ne ve HSYK’ya üye seçiyor! Böylece, bu yargı kurumlarına sadece yargı organlarının üye seçmesi şeklindeki eski ve gerçekten oligarşik görüşün yanlışlığı, CHP’nin bu taslağıyla da tescil edilmiş oldu!
Hatta bugünkü Anayasamızda Danıştay üyelerinin bir bölümünü “tarafsız” cumhurbaşkanı atadığı halde, CHP’nin taslağında bu üyeleri Meclis seçiyor!
Bu taslak ‘Yeni CHP’nin bir belgesidir.
CHP taslağında çok yadırgadığım husus HSYK’ya üye seçme konusunda tabandaki onbir bin hâkim ve savcıya hiçbir hak tanımaması, üye seçme hakkını sadece yüksek yargıya vermesidir.
İçeriğine başka eleştirilerim de olabilir ama AK Parti’nin taslağından daha özenli, akademik kalitesi daha iyi bir taslak olduğunu belirtmeliyim. İki metni okuyacak her hukukçu bunu kabul eder sanıyorum.
AİHM eski yargıcı Rıza Türmen’in kaleminden çıkmış olmalıdır. Zira CHP’nin bilinen hukukçularından hiç böyle bir yaklaşım görmemiştik!
AKP ve CHP modelleri
AK Parti askeri mahkemelerin sadece disiplin suçlarına bakmasını öngörüyor, “askeri suç” kavramını kabul etmiyor. Bütün yagının üstünde tek Temyiz Mahkemesi kuruyor. CHP taslağında “askeri suç” kavramı yer alıyor, askeri yargı ve mevcut üst yargı kuruluşları muhafaza ediliyor.
AK Parti’nin taslağında, Meclis’in yargı kurullarına üye seçmesinde ilk turda üçte iki çoğunluk sağlanamazsa, izleyen turlarda salt çoğunlukla seçim yapılıyor. CHP taslağında her halde “beşte üç çoğunluk” (330 oy) şartı var. Bu, uzlaşmayı teşvik eder fakat eski tecrübelerde görüldüğü gibi, üye seçimini çıkmaza sokabilir.
AKP taslağında Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açılması sınırlandırılmıştır. CHP taslağında ise fazla geniş tutulmuş; “kendilerini ilgilendiren konularda” meslek kuruluşları bile iptal davası açabilecek...
Bana göre, adli mahkemelerde her zaman “itiraz yoluyla” anayasaya aykırılık iddiası ileri sürülebileceği için, doğrudan iptal davası açma hakkının bu kadar geniş tutulmasına gerek yoktur. Avrupa demokrasilerinde de sınırlıdır; mahkemenin dosyalara boğulmaması için.
Yapısal farklar
AKP taslağında “Yüce Divan” yetkisi Anayasa Mahkemesi’nde devam ediyor. CHP taslağında bu yetki Yargıtay’a veriliyor, itiraz yolu da getiriliyor.
AKP taslağında hâkim ve savcılar için tek kurul, HSYK devam ediyor, daireler ayrılıyor... CHP taslağında ise hâkim ve savcılar için iki ayrı kurul var. Adalet Bakanı, Hâkimler Yüksek Kurulu’na katılabiliyor ama oy hakkı yok, fakat Adalet Bakanı, Savcılar Yüksek Kurulu’nun tabii üyesi ve başkanı.
CHP taslağında kurullara seçilecek üye adayları için komisyonlar kuruluyor, üyeler bu komisyonlarda TRT’de yayınlanan mülakattan geçecekler; aleniyet ve belgeleme için... Komisyon, adaylar hakkındaki raporunu seçici kurullara verecek.
AK Parti ve CHP’den iki hukukçunun katılımıyla konuyu CNN Türk’te tartışmak isterim, açık davetiye olsun bu yazım.
Paylaş