Paylaş
MHP lideri Devlet Bahçeli seçim gecesi ne dediyse, istikrarlı olarak bu çizgisini sürdürüyor. Dün AKP lideri Davtuoğlu’na da “hükümette bulunmama” önceliklerini anlattı.
Hem MHP’nin bilinen bu tavrından hem de “büyük koalisyon” kavramının uyandırdığı umutlar sebebiyle, kamuoyunda AKP-CHP koalisyonu daha muhtemel görülüyordu.
Ben de baştan beri bu görüşteyim; istikrarlı ve icraaatçı bir koalisyon kurulabilecekse, bu AKP-CHP koalisyonu olabilir, olmazsa kasımda seçim...
Sandıktan neyin çıkacağının da kimse için garantisi yok.
BÜYÜK KOALİSYON
Niye AKP-CHP? Sadece baştan beri koalisyona açık oldukları ve görüşmeleri “çok sıcak” geçtiği için değil... AKP-CHP koalisyonu şu sebeplerle de mümkündür ve kamuoyunca desteklenmelidir.
-İki parti ideolojilerinde belli yumuşamalarla uzlaşabilirler. Çözüm sürecini gözden geçirerek yürütmek, ekonomide yapısal reformları yapmak gibi. Davutoğlu’nun “CHP’nin 14 ilkesi bizim de müktesabatımızdır” diye özetlenen sözleri önemlidir. Davutoğlu böyle konularda taktik yapacak bir şahsiyet değildir; akademik kanaatini samimiyetle söylemiştir.
-İki büyük partinin koalisyonu, sistem içinde hükümet kurumunun ve parlamentonun gücünü ve ağırlığını arttırır. Parlamenter sistemin dengesini bulması için zorunludur bu.
-Tarihten gelen laiklik ve muhafazakârlık gerilimi sosyolojik olarak yumuşama yolundadır. Bu iki parti koalisyon kurarsa, siyasi kutuplaşma yumuşayacak, Türkiye ideolojik çatışma yerine somut konuları konuşmaya başlayacaktır. Ekonomi ve demokrasi gibi.
KOALİSYON PROTOKOLÜ?
Bu yazdıklarım elbette teoriktir, siyasetin pratik gerçekleri katı ve acımasızdır, fakat yönetilemez değildir. Samimiyet ve iyi niyetle beraber, koalisyon protokolünün çok iyi çalışılmış ve ayrıntılı olması da gerekir. Türkiye’de uzun ömürlü ve uyumlu tek koalisyon, 1991-1995 arasında ülkeyi yöneten DYP-SHP koalisyonudur. Koalisyon protokolü 36 sayfaydı.
Halbuki uyumsuz ve kısa ömürlü 1977 Milliyetçi Cephe protokolü 13 sayfaydı. 1996 Erbakan-Çiller koalisyon protokolü 6 sayfaydı!
Koalisyon protokolü, yolda çıkacak ihtilafların çözümüne rehberlik edecek nitelikte olmalıdır.
Türkiye’nin bir koalisyon protokolü aşamasına ulaşması için, mevcut yumuşak siyasi ortamın devam ettirilmesi, sakin ve medeni bir üslupla konuşulması zorunludur.
DAVUTOĞLU VE KILIÇDAROĞLU
AK Parti’deki bir endişe CHP’nin “çoksesli” olmaktan öteye “çok parçalı” olmasıdır. Yıllardır iktidar yüzü göremeyen CHP “ülkeyi yönetebilir” parti olduğunu millete göstermek istiyorsa, insicamlı davranmak zorundadır. Demokraside “parti disiplini” diye bir kavram da vardır.
Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının sağduyulu ve kapsayıcı davranışları, CHP’li bir koalisyon bakamından Türkiye için şanstır.
AKP tarafında da Davutoğlu ve arkadaşlarının koalisyon görüşmelerinde sergilediği yapıcı tavır ve rasyonel üslup da koalisyon kurmak konusunda Türkiye için şanstır.
Kavgacı yaklaşımlarla ülke yönetilebilir mi?
MEDENİ DİL
Davutoğlu, Bahçeli’yle görüşmesinden sonra, Bahçeli’yi eleştirme anlamında tek kelime etmedi, “MHP’nin ilkelerinin bu olduğunu” ama “diyaloğa devam edeceklerini” söyledi.
Gerçekten MHP başta ne dediyse şimdi de öyle davranıyor.
Siyasette yarın elbette tartışmalar, eleştiriler olacaktır.
Türkiye kavgacı siyasetten, çatışmacı üsluptan çok çekti.
Dileyelim, bugünkü yumuşak ortam ve seviyeli dil önümüzdeki dönemde tabii olarak ortaya çıkacak tartışmaların da gelişmiş ülkelerdeki gibi medeni nitelikte olmasını sağlasın.
İran’la ABD bile anlaştı!
NOT: Anayasa Mahkemesi’nin dershanelere ilişkin kararı doğrudur. Gerekçeli karar yayınlandığında analizini yazacağım.
Paylaş