Paylaş
İsteyenler, şu adrese girerek tam metnini okuyabilirler:
http://www.hsyk.gov.tr/duyurular/2012/mart/2012-yaz-kararnamesi-duyurusu/
HSYK’nın bu kararına göre, hâkim ve savcılar hakkında, hastalık, mazeret, haklarında soruşturma açılması gibi sebepler olmadıkça, sadece yaz aylarında atamalar yapılacaktı. Halbuki kış ortasında atamalar yapılıyor şimdi.
HSYK NE DEMİŞTİ?
HSYK tarafından “Duyuru” olarak bütün yargı camiasına ilan edilen söz konusu karardaki ifade aynen şöyle:
“Atama kararnamelerinin daha öngörülebilir bir yapıya ulaşması doğrultusunda, eşi kamu kurumlarında çalışan hâkim ve savcıların eşlerinin atanma süreçleri ile çocuklarının öğrenim durumları da gözetilerek, bundan sonra yılda sadece yaz dönemine münhasır bir kararname yapılmasına karar verilmiştir... (Diğer aylarda) sadece mazeret ve disiplin durumlarına münhasır kararname çıkarılacaktır.”
Eski HSYK’nın ikide bir çıkardığı “irtica kararnameleri” benzeri şokları yargı mensupları artık yaşamasın diye alınmış doğru bir karardı.
Fakat HSYK, bu sene 16 Ocak ve 21 Ocak tarihlerinde çıkardığı iki kararnamesiyle toplam 110 hâkim ve savcının yerini değiştirdi, atamasını yaptı! Hani yaz ayları dışında atama yapılmayacaktı?
Evet, bu atamaların yarısından fazlası “mazeret” sebebiyledir, yani yaz kararnamesini beklemeye gerek yok. Fakat mazeret kararnamesinin içine konularak yapılan “sebepsiz” atamalara ne demeli: İstanbul, İzmir, Adana, Diyarbakır, İzmit gibi illerden yapılan atamalarla belirli savcılar belirli soruşturmalarından dolayı başka yerlere atandılar...
KENDİ KURALINA UYMADI
Atanmaları dikkat çeken bu savcılar hakkında bir disiplin soruşturması mı var? Zekeriya Öz dışında yok!... Mazeret sebebiyle atanmalarını mı istediler? Hayır...
Bu savcılarda mesleki kusur görülmüş olabilir; illerdeki başsavcılar tarafından dosyaları değiştirilebilirdi... Fakat “eşlerinin atanma süreçleri ile çocuklarının öğrenim durumları” bile gözetilmeden, üstelik kış ortasında değişik illere ve çoğu uzak illere atandılar!
Dahası... HYSK’nın Atama ve Nakil Yönetmeliği’nin 7. maddesine göre “yer değiştirme” bir disiplin cezasıdır. Müfettiş soruşturma yapar, savunma alır, suçluysa kınama, yer değiştirme falan gibi cezalar verilir. Adalet hizmetinde kusuru olanlar ya da mesleki geleneklere uymayanlar için bu normal usuller uygulanabilirdi. Hayır, normal yol seçilmedi, HSYK kendisinin kabul ettiği doğru kuralı dikkate almadan kararnameler çıkardı.
ADALETE GÜVENSİZLİK
HSYK, 18 Aralık günlü açıklamasında, savcıların “tayin, görev değişimi, soruşturma vb gibi bir baskıya maruz bırakılmalarının” söz konusu olmayacağını açıklamıştı. Fakat 15 Ocak’ta Sayın Adalet Bakanı Bozdağ’ın başkanlık ettiği Genel Kurul toplantısında üye kompozisyonu değiştikten sonra, HSYK’nın kendisi “baskı” dediği nitelikteki atamaları yaptı.
Siyasette fırtınalar esebilir fakat devletin belkemiği olan kurumlar istikrarlı ve kurallı olmalıdır.
Evet, iktidar bu soruşturmaları “paralel yapı”nın komplosu olarak görüyor, engellemek için emniyette ve yargıda olağanüstü atamalar yapıyor... Fakat Türkiye’nin bir yarısı buna inanıyorsa, öbür yarısı da iktidarın yolsuzluk soruşturmalarını örtmek için bu atamaları yaptığına inanıyor.
Netice, Türkiye’nin tamamında yargıya, kurumlara, hatta hukuk kurallarına güvenin sarsılmasıdır!
Bilhassa iktidardaki hukukçular düşünmeli, böyle bir tablonun toplumsal planda nelere yol açabileceğini.
Paylaş