Acele seçim!

Haberin Devamı

ÖNCEKİ akşam AK Parti MKYK’sı toplantı halinde; Başbakan Davutoğlu koalisyon kurulmasının gerekli olduğunu kuvvetli ifadelerle anlattıktan sonra taktik de veriyor, mealen:
“Koalisyona çok istekli olduğumuz izlenimini verirsek görüşmelerde CHP’nin eli güçlenir. CHP ile koalisyonun olmayacağı izlenimi verirsek MHP’nin eli güçlenir. Biz elimizi açmayalım, sadece Türkiye’nin hükümetsiz kalmaması gerektiğini belirtelim.”
Davutoğlu böyle diyordu fakat dün sabah gazetelerde Cumhurbaşkanı’nın Çin’de yaptığı açıklamayı okuduğunda ne hissettiğini bilemem. Erdoğan bizde koalisyonların istikrarsız olduğunu hatırlatarak şöyle diyordu:
“Koalisyon görüşmelerinden olumlu sonuç çıktı çıktı. Çıkmazsa hemen milli iradeye müracaat edelim ki şu durumdan kurtulalım. Bir veya daha fazla parti desteğiyle bir azınlık hükümeti ülkeyi seçime götürebilir.”

Haberin Devamı

CUMHURBAŞKANI’NIN TAVRI

Bu sözlerine bakınca, Cumhurbaşkanı AKP-CHP görüşmeleri sonuçsuz kalırsa demokratik teamüllere göre hükümet kurma görevini Kılıçdaroğlu’na vermeyecek mi? 45 günde hükümet kurulamazsa, Anayasa’nın öngördüğü bütün partilerin, bu arada HDP’nin de katılacağı bir hükümete yol açmamak için MHP’nin destekleyeceği bir AKP seçim hükümetini mi düşünüyor?...
Bunlar sonraki konular, şu aşamada önemli olan: AKP, Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerinin dışına çıkarak CHP ile bir koalisyon kurabilir mi?!
AKP üzerindeki gücü bilinen Cumhurbaşkanı’nın bu tavrı, AKP ile koalisyon konusunda CHP’liler üzerinde caydırıcı etki yaratmaz mı?
Cumhurbaşkanı’nın bu tavrı karşısında, AKP ve CHP sözcülerinin “görüşmelerimiz medeni ve içerikli geçiyor, iktisadi reformlarda anlaştık” gibi açıklamalarının bir ağırlığı kalmış mıdır?!

ERDOĞAN’IN AĞIRLIĞI

Cumhurbaşkanı baştan beri “tekrar seçim” yanlısı oldu; buna “onun görüşü” deyip geçemeyiz.
Olgunlaşmış demokrasilerde anayasal kurumların yetki ve sorumluluk kuralları oturmuştur. Alman cumhurbaşkanı bu konularda konuşmayacağı gibi konuşsa bile sağcı Angela Merkel ve solcu Sigmar Gabriel koalisyonu kurarlar, tıkır tıkır da işler, işliyor zaten.
Fakat bizim demokrasimizde kurumlaşma zayıf olduğu için kişiler çok etkili olduğu gibi, Tayyip Erdoğan da “cumhurbaşkanı” kavramını aşan bir siyasi güce sahiptir. Partisi hâlâ birinci derecede onun etkisi altındadır.
Onun için Erdoğan’ın sözü koalisyon olup olmayacağı konusunda çok önemlidir ve işte koalisyon ihtimalinin zayıflaması hemen piyasaları olumsuz etkiledi.

Haberin Devamı

AKLIN GEREĞİ!

Sayın Cumhurbaşkanı Çin’deki konuşmasında, “çözüm süreci”ni HDP’nin istismar ettiğini anlatırken şöyle diyor:
“Bedelini seçimlerde ağır ödedik!”
Belli ki “partisiz cumhurbaşkanı” AKP’nin oy kaybını ifade ediyor.
Şimdi, çözüm süreci askıda olduğuna göre ve biraz da MHP ile yaklaşarak yapılacak bir “hemen seçim”de AKP’nin oyları artar mı?
Fakat kutuplaşma artarsa sorunlar daha ağırlaşmaz mı?
Davutoğlu seçimlerden hemen sonra ülkede hissedilen ferahlama konusunda şu doğru yorumu yapmıştı:
“Siyaset rasyonelleşti ve meşruiyet sınırları içinde yapılabileceklerin araştırıldığı bir psikolojiye evrildi siyaset, bu güzel bir şey.”
AKP-CHP görüşmeleri bu şekilde yürüyordu. Gerçekten, ülkenin şartları bellidir. Kısa vadeli oy hesabı yerine, ülkede gerilimin düşürülmesi, uzlaşma yönünde somut gelişmeler sağlanması için “yapılabilecekleri araştırmak”, bir AKP-CHP koalisyonu için samimiyetle gayret etmek gerekiyor. Türkiye o zaman teröre karşı daha caydırıcı olur. Dün 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de “Kuvvetli bir hükümet kurulmalı” uyarısında bulundu.
Tabii koalisyon ihtimalinin epey zayıfladığı görülüyor. Ben bunları tarihe not düşmek için yazıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları