ERGENEKON davasının bazı sanıklarının CHP’den milletvekili adayı gösterilmesi konusunu geçen perşembe işlemiştim, ancak yankılarına ve gelişmelere bakıldığında bir yazı daha gerektiği anlaşılıyor.
Daha başından söylemeli ki konuya CHP seçmenine en sıcak gelen arkadaşımız Mustafa Balbay dahil olmak üzere ve ‘mağduriyet’ gerçeğini kabul ederek, ama duygusallıktan tamamen arındırarak bakmak gerek. CHP’de, Balbay dışındaki isimler için ‘Aday gösterelim’ diyen yok, onlarla ilgili talebin parti dışı isimlerden gelmesi CHP’deki tepkiyi daha da artırıyor. İsimlendirmek istemem, ama şu sözleri CHP kulislerinde sık duyabilirsiniz: “Merkez sağın güçlü isimleri, eğer bu sanıkları TBMM’ye göndermekte çok istekliyse, güçlerini kendi illerinde göstersin, onları bağımsız seçtirsinler, helal olsun. Daha önce de aynı isimlerin önerdiği kişiler CHP’den milletvekili seçildi. O milletvekilleri, bırakın bugüne dek, seçildikleri dönemin sonuna kadar dahi CHP’de kalmadılar. CHP’nin günahı ne?” METİN TOKER ÖRNEĞİ Bu eleştiriye haksız demek mümkün değil ve aslında aday yapılacak isimlerin de sürekli gündemde tutulacakları, bu iş için özel olarak bekleyen bazı çevrelerin yeni yeni iddialarıyla yıpratılacakları da gün gibi aşikâr. Anlayacağınız adaylık süreci, bazıları uzun süredir sessizliğe gömülmüş bu isimlere, hem hayır getirmeyebilir hem de pişmanlığın âlâsını yaşatabilirler. Tam CHP, projeleriyle ilk kez savunmadan çıkıp atağa geçmişken kendileri gibi CHP’yi de yeniden savunma konumuna itmeleri ise cabası olacaktır. “Merkez sağı kucaklayacak isim mi kalmadı” sorusunu da geçip diğer isimlere dönüp kulislere baktığımızda çarpıcı bir örnekle karşılaşıyoruz. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülsün Toker Bilgehan’ın babası, İsmet İnönü’nün damadı, gazeteci rahmetli Metin Toker’den söz ediyoruz. Toker, yazdıkları nedeniyle cezaevindeyken vekil yapılarak kurtarılmak istenmiş, ama öneriyi, hem Toker hem de İnönü, ‘Asla’ diye reddetmiş. CHP yönetimi, bu ayrıntıları Gülsün Hanım’a sorar mı, sorarsa yönetimde adaylıkları savunan neredeyse tek isim olan Süheyl Batum başka bir noktaya gelir mi bilemiyorum, ama her CHP’li bu örnek üzerinde düşünmeli. Sanırım Batum da CHP tarihinde bu çıkışları ile anımsanacak gibi. Neyse, 11 gün sonra Batum’un CHP’deki ağırlığı, gücü ne kadar göreceğiz? İL TERCİHLERİNE DE TEPKİ Tekrarlamakta yarar var, CHP’nin hukuksuzluğu, mağduriyetleri, tecritleri sürekli gündemde tutmasına tek satır itiraz eden yok, aksine destek büyük. Ancak, hele hele son akıl almaz ‘kitap taslağını imha kararının’, umulmadık kafalarda dahi soru işaretleri yarattığı bir dönemde bu adaylıklar, CHP’yi köşeye sıkıştırmak için Ergenekon’la bağlantılı görmek isteyen güç ve kudret sahibi, kamuoyu yaratma gücü sınırsız iktidara bulunmaz fırsat sunacaktır. MHP’nin o kadar titizlik gösterdiği bir alanda, CHP’nin kendisini tartışmanın göbeğine sürmesi ne kadar doğru? Söz adaylıklar üzerineyken bir-iki kulis bilgisini daha özetleyelim. Bu tartışmalı aday adaylarının bazılarının, seçim çevresi olarak, doğdukları veya görevliyken ünlendikleri illeri değil, art arda dört büyük ili sıralama kolaycılığına düşmesi de CHP’de ayrıca tepki görüyor, eleştiri alıyor. Bir de yıllarca TBMM’de olmuş, son dönemler dışarıda kalmış bazı isimlerin, ‘akil adamlık’ yerine yeniden sahne almasına kızgınlık büyük, duyurulur.