CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile salı günü yaptığım görüşmenin ardından, önceki dönemin sessiz sakin, bugünün ise bekleşen partililerle dolu katlarını dolaşıp MYK üyeleriyle kısa sohbet olanağı yakaladım.
Kalabalıklar milletvekili adaylığı ile bağlantılı görülebilir; ancak Kılıçdaroğlu sonrası koridorlardaki bu tablonun süreklilik kazandığı da bir gerçek. Hem Kılıçdaroğlu, hem de MYK üyelerinden edindiğim izlenim milletvekili adaylık kulisi, çalışma enerjisi önünde engel oluşturmaya başlıyor. Tavsiyem, adaylık düşünenlerin CHP Genel Merkezi yerine illere gitmesidir. İzlenimlerime de ‘Neden’ sorusuna yanıt olsun diye bu noktadan başlayayım. ADAYLAR ANKETLERDEN ÇIKACAK Şu anda profesyonel bir kuruluş illere göre aday belirleme yöntemini araştırıyor; yani hangi ilde önseçim, hangi ilde merkez yoklamasına gidilecek. Bu çalışma yakında tamamlanacak ve verilecek kararın ardından yine profesyonel bir çalışmayla ‘Hangi ilde kim en sevilen, en uygun aday olur’ araştırılacak; tabii ki bu çalışma tek veri olmayacak, ama çok önemli. Güneydoğu özelinde, sonuç almak için çok daha detaylı çalışma yapıldığını da aktarmakla yetinip, Kılıçdaroğlu’nun seçim öncesi 81 ili gezeceğini, CHP’nin zayıf olduğu illere potansiyeli yüksek adaylarla çıkarma yapılması için oralarda isim belirleme işleminin öne çekileceğini belirteyim. Kılıçdaroğlu’nun bazı illere iki kez gitmesi de yüksek olasılık. Seçim gezileri olsa da her ilde sivil toplumla temasa özel önem verilecek. Çünkü, Kılıçdaroğlu bu temasları çok önemsiyor ve esnaf örgütlerini, ticaret ve sanayi odalarını, sendikaları bir adım öne koyuyor. Bu örgütlere en çok, “Yeni CHP’den ne bekliyorsunuz” diye sorulacak. Örneğin işveren örgütlerine, “Sizin yolunuzu açacağız, ayrım yapmayacağız. İstihdam ve üretim sizin işiniz” denilirken, sendikalara mesaj şu olacak: “Sendikacılık öldürüldü, iktidarımızda yeniden güç kazanacak, taşeronluk yok edilecek. Ancak ücret sendikacılığı anlayışının yanlışlığı da ortada. Esas olan şirketlerin yaşamasıdır. Tamam, sonuna kadar örgütlü toplum, ama örgütler, kendi kendilerini yok eden yollara da girmemeli.” ABD GEZİSİ ZOR Esnafın AVM sıkıntısının boyutunu önemseyen çözüm sözü de verecek olan Kılıçdaroğlu, en çok da kurultayda sıraladığı vaatlerinin ilgili kesimlere ulaştırılmasına özel ağırlık veriyor. Bu nedenle, toplumun alt gelirli ve yoksul kesimlerini ilgilendiren, çoğu parasal kaynaklı vaatleri özetleyen broşürler, milyonlarca bastırılacak, evlere dağıtılması için CHP örgütlerine en kısa zamanda ulaştırılacak. AKP’nin AB hedefini boşladığı düşüncesiyle AB’ye destek veren kesimlere, sık sık “AB kriterleriyle hedefini gerçekleştirecek tek parti CHP” denilecek. Son olarak, dün bazı gazetelerde gördüğümü aktarmak istedim. Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi kesin değil, ilk izlenimim ‘Bu gezi olmayacak’ yönünde, ama CHP’de şu noktalar üzerinde kafa yorulduğunu belirteyim: Sosyal demokrat yönünü öne çıkaran bir liderin, seçim öncesi ABD’ye gitmesi farklı, daha çok da olumsuz algılamalara neden olabilir. Gezi, Başkan Obama ile temas olacaksa anlam kazanır, eğer o temas yoksa en fazla, Washington’suz, üniversitelerle sınırlı bir program gerçekleştirilebilir.