Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Yeni bir 28 Şubat olmayacak

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın, AKP grup toplantılarında yaptığı hemen hemen tüm konuşmaları dinlemiş bir gazeteci olarak, dün ilk kez gerginliği artırmadan, kızgınlık gösterisine girmeden konuştuğuna tanık oldum.

Erdoğan, cumhuriyet değerlerine sahip çıktı; 73 milyonun Başbakan’ı olduğunu, "öteki" kavramını tanımadığını söyleyip sağduyu çağrısı yaptı.

"Kimse, yarın pişman olacağı ifadeleri kullanmasın" da diyen Erdoğan’ın, bu sözleri acaba bir özeleştiri olarak görülebilir mi?

Bugünkü Türkiye’de, çoğu kişi de "Keşke böyle olsa" diyecektir.

"Keşke Başbakan, bazı şeyleri önceden okuyabilseydi" ekini de ben yapayım.

ÖZKÖK’ÜN MESAJI DOĞRU OKUNAMADI

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün Danıştay’a yapılan saldırı sonrası gösterilen tepkinin sürekliliğini dileyen sözlerinden yola çıkalım.

Eğer Başbakan bu sözleri doğru okusaydı, Özkök’ün, "Hükümeti protesto edin" değil, "Bizden devreye girmemizi beklemeyin. O devir bitti. Cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkılacaksa ilk görev halkın" dediğini görürdü.

Erdoğan, demokrasiye yaklaşımını iyi bildiği Orgeneral Özkök’ün, "Yeni bir 28 Şubat yok" anlamına gelen mesajını anlamadığı için eleştiri yoluna gitti.

Bence Başbakan, Danıştay üyesi Mustafa Özbilgin’in cenazesine katılanların verdiği mesajı da doğru okumadığı için yine "ötekiler" hatasına düştü.

Bu değerlendirmeyi de şundan yapıyorum:

Erdoğan, saldırı sonrası Mısır’a uçarken, haklı olarak, bir bayanın başörtüsünü çıkarma girişimini eleştirdi.

Doğru da yaptı; bu aklı başında kimsenin savunacağı bir tutum değildi.

Ancak, aynı Başbakan 15 gün önce AKP’li belediyelerin, "Başı açık kadınlar günahkárdır" içerikli kitap dağıtmasını da eleştirseydi, "Hah, işte Başbakanımız başı açığın da başı kapalının da hakkını koruyor" dedirtmez miydi?

GİDEREK DAHA ÇOK MİLLİ GÖRÜŞÇÜ

AKP hükümetiyle ilgili sorun da tam bu noktada başlıyor.

Cenaze töreninde on binler, "Bizim yaşam tarzımızın değiştirileceği konusunda şüphelerimiz var. Hükümet bu konuda güven vermiyor" demek istedi.

Peki sizce dün, 73 milyonun Başbakan’ı olduğunu söyleyen Erdoğan, aktardığım iki tutumu karşısında Kocatepe Camii’nin avlusundaki on binlerin içinde büyük bir grup oluşturan başı açık kadınları ikna etmiş olabilir mi?

Hele bu kadınlar, Erdoğan’ın harem-selamlık oturma düzenini savunduğunu da unutmamışlarsa.

Burada daha pek çok örnekle konu detaylandırılabilir.

Ancak Başbakan Erdoğan’ın dünkü konuşması bir milat olabilir.

Orgeneral Özkök’ü eleştirirken, "Sorumluluk mevkiinde olanların sözlerinin bir bedeli vardır" diyen Erdoğan, belki Başbakan olmasına rağmen "Hálá söyleyemediklerim var" diyerek neyi kastettiğine de açıklık getirir.

Çünkü; bu söylem ortada durdukça, 3.5 yıl değil, 5 yıl da geçse, giderek daha çok Milli Görüşçü olan AKP "gizli ajandamız yok" güvenini veremez.

Bunu kabul veya ret AKP’nin sorunu; ama dışarıdan bakıldığında tablo bu. Unutulmamalı ki AKP’yi iktidar yapan asıl oylar Milli Görüş dışındakiler.
Yazarın Tüm Yazıları