Paylaş
Türk ve Pakistan demokrasilerini kıyaslamak ilginç tabii, ama Erdoğan’dan asıl TBMM’deki barışı sağlamasını beklemek haksızlık olmasa gerek. Bakın, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, önceki gün bir kez daha, “Bu dönem çok sert geçiyor” dedi, bohçanın dört ucunu bir araya getirememekten yakındı.
MİLLİYETÇİ DAMAR
Çiçek, bu sözlerini tutuklu milletvekilleri konusunda söylemişti, ama TBMM uzlaşmadan her gün daha çok uzaklaştığı için genellemek de mümkün. Muhalefete, TBMM’deki performansı nedeniyle pek çok eleştiri yöneltsek dahi orada, her şeyi belirleyen gücün iktidar olduğunu hiç unutamayız.
“İktidar, ‘güç bende, muhalefet bana biat edecek’ anlayışını değil uzlaşmayı esas almalı” desek de, hele hele bu dönem, işler çığırından çıkmış durumda.
Erdoğan gibi damdan düşmüş, TBMM’nin kararı ile yolu açılmış bir siyasi dahi ülkesinin ‘tutuklu milletvekilleri’ ayıbına son verici tutum sergilemedi.
Oysa iyi bilinmeli ki AKP’deki pek çok isim, sert siyasetin sona ermesinin ilk kıvılcımının bu düzenlemeyle atılacağından çok emin ve umutluydular. Umutların kaynağı, Erdoğan’ın, ‘hele bir muhalefet partileri uzlaşsın’ tavrı üzerine Çiçek’in büyük çabasıyla, o partilerin bir ortak metne imza atmasıydı.
Erdoğan, partisinin MYK kararı ile o metni reddedip kenara koyunca bu AKP’liler hayal kırıklığı yaşadı, ama bazı arkadaşları çok mutlu oldu.
Son dönem TBMM grubunda ağırlıklarını daha çok hissettiren bu milliyetçi damar, burada da sonucu dört elle sarıldıkları anketler üzerinden aldılar. Her adımı anketlere göre atan AKP, ‘tutuklu vekiller’ için “Bırakılsın” diyenlerin yüzde 35, “Bırakılmasın” diyenlerin yüzde 65 olduğunu görmüştü. Bildiğim, hükümetten de uzantılı bu milliyetçi damar da, “Düzenleme PKK’ya da yarayacağı için özellikle İç Anadolu’da oy kaybederiz” teziyle sonuç aldı.
Meclis’e sevk edilen birçok demokratik düzenlemenin bu grup eliyle ve aynı nedenle tırpanlandığı veya geciktirildiği de ayrı bir bilgi.
ALAKADAR ETMİYORSA ANKET NE
Erdoğan, Pakistan’da “Haberal’a özgürlük” diyen doktorlara “Bizi alakadar etmiyor” yanıtı verdiğine göre de bu anketin anlamını sormak gerekmez mi?
Yargı ve özgürlük konularını anketlere göre sınırlayarak, oy hesabına tabi tutarak bir ülkeyi yönetmek ne kadar sağlıklı bir yol ayrı konu, ama ‘sizi alakadar etmeyen’ bir konuda böylesi anketler yapmak kafa karıştırıyor. Birileri de bunu yargıç/savcılara ‘halk arkanızda’ demenin yolu görebiliyor.
Demem o ki, ‘dışarıdan içeriden bazı aktivistlerin, şu veya bu kişilerin temennileri dikkate almayan’ bir Erdoğan bu anketleri de dikkate almamalı. Ülkeyi geren bir konuda süreci çözüme ulaştırması gereken Erdoğan’dan “Muhalefet karaya ak, aka kara diyor” yaklaşımını aşmasını da beklemeli.
Çünkü, muhalefet çözüm önerdiğinde, “Aklınızı kendinize saklayın” diyen Erdoğan, siyasette ak-kara tartışmasının ucu bucağı olmadığını iyi bilir.
İşte bakın Erdoğan, bu sözleri ettiği anda Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorunu ve tutuklu vekiller konusunda, “Getir çözümünüzü destekleyelim” çağrısı yaptı.
Bu çağrı karşılık bulmalı, yoksa yarın da Kılıçdaroğlu çıkar, “Erdoğan bugün ‘ak’ dediğine yarın ‘kara’ der. Hatırlayın ‘Ben olsam Öcalan’ı astırırdım’ dediği günlerde meğer MİT eliyle Öcalan ile görüşüyormuş. Dün ‘BDP muhatabım değil’ diyordu, bugün muhatap görüyor” diyebilir.
Paylaş