Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Suriye’de de Özerk Kürdistan

BİR Gülen cemaati organizasyonu olan Abant Platformu’nu ilk kez katıldım.

“Yeni Anayasa’nın Çerçevesi” başlıklı bu yılki toplantılarda da, Türkiye’de tabu görülen birçok konunun dillendirilmesine yeniden tanıklık ettik.
Platform, yeni anayasa yapılırken en büyük tartışmanın vatandaşlık tanımı ve anadilde eğitim konusunda yaşanacağının da kanıtı oldu.
Bunu platforma katılanlar arasında önemli bir görüş ayrılığı yaşandı anlamında değil, genel bir tespit olarak söylüyorum.
Yoksa katılımcıların hemen hemen tamamı, etnik vurgudan uzak bir vatandaşlık tanımını yeterli bulurken anadilde eğitime ‘evet’ dedi.
BU PLAN GERÇEKSE
Bu uzlaşmaya, vatandaşın etnik/mezhep kökenleri ile milli güvenlik arasında bağlantı kuran şüphe ve korkulardan vazgeçilmesi temelinden varıldı. ‘Yeni ve herkesi evinde hissettirecek bir yurttaşlık’ tanımı ile anadilde eğitim gibi sorunların aşılmasını sağlayacağını söyleyenlere, azınlık temsilcilerinin verdiği kimi üzücü örnekler de haklılık kazandırdı.
Tartışmalarda, ülkenin bir numaralı sorunu olduğu için Kürt sorunu yine damgasını vurdu ve Kürt konuşmacıların tamamı, birlikte yaşama yönünde mesajlar verdi; ancak tablo keşke bu kadar pembe olsa.
Örneğin; “Sokaktaki Kürt’le Türk’ün sorunu yok” sözüne, gelinen noktada kuşkuyla yaklaşıyorum ve bu tehlikeye yazılarımda çok kez dikkat çektim.
Tek dileğim yeni anayasa sürecinin bunu geriye çevirmesi; ancak Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar ile BDP TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu (AUK) üyesi milletvekili Altan Tan’ın sözlerine dikkat çekmek isterim.
Aktar da, Tan da öngörülerine dayandıklarını belirterek, Kuzey Irak’ın ardından Suriye’de de özerk Kürdistan kurulacağını söylediler.
Bu sözler bende, “ABD’nin uzun erimli planının sonuçları” hissi yarattı.
Irak ve Suriye’den sonra sıra hangi ülkeye gelir siz bilin; ama eğer Suriye ile ilgili bu plan artık görünür hale gelmişse, o zaman hükümetin Suriye politikasının bu planla uyumlu olup olmadığını sorgulamak gerekir.
Hükümet bu planın farkındaysa, her vatandaşın bu gerçeği bilme ve “Öyleyse bunca kanı akıtmaya niye devam ediliyor” diye sorma hakkı doğar.
Pek üzerinde durulmadı; ama ben Abant’ta en çok bu noktaya takıldım. 
PLATFORMDA YENİ DÖNEM
Bu arada Abant Platformu ile ilgili bazı fısıltıları da aktarayım.
CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde açılış konuşması yaptığı, bir PM üyesinin sürekli katılım sağladığı platformda, AKP’nin temsil düzeyinin AUK üyesi Mustafa Şentop ile sınırlı kalması önemsendi.
Bu noktada, platformun eski yöneticisi, Cemaatin önemli temsilcilerinden görülen Naci Bostancı’nın dahi, Milli Eğitim Komisyonu toplantılarını gerekçe gösterip, Abant’a gitmekten son dakika vazgeçmesi de dikkat çekici bulundu.
Çünkü, Hakan Şükür’ün maç izleme izni aldığı komisyondan, Bostancı da birkaç saat uzak kalabilir, hiç değilse açılışa katılabilirdi.
Platformun organizasyonunu bugün itibariyle, artık ABD’de 9 okulun genel müdürlüğü görevinden ayrılıp gelen bir matematik dehası üstlenecek.
Faruk Mercan’ın görevini üstlenen Hüseyin Hurmalı, Gülen’in de yakından tanıyıp güvendiği, California Üniversitesi’nde Yapay Zeka bölümünde çalışırken okulların yönetimine geçerek çok iyi lobicilik öğrenmiş bir isim.
Tanıdığımdan beri, “Eğer mesleğinde kalsaydı uluslararası bir marka olurdu” diye baktığım Hurmalı, bugün yaptıklarından dolayı çok mutlu. Seçimine saygı duyduğum, “Hedefim platformu uluslararası yapmak” diyen Hurmalı’nın, ABD’lilerle bağlantısı sayesinde bunu da başaracağını göreceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları