HAFTASONU Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Mustafa İsen’le İstanbul’da, tarihi yarımadada kemik sızlatan rüzgara rağmen keyifli bir gezi yaptık.
Mimar Hilmi Şenalp’in de katıldığı İsen’in, yarımada ile ilgili projeleri büyük bir heyecanla anlattığı tura Ayasofya’dan başladık. Ayasofya’nın girişinin sağ tarafında II. Selim, III. Mehmed, III. Murad, I. Mustafa ve I. Ahmed’in türbelerinin bulunduğu bölüm var.
Burada hızla süren restorasyon çalışmaları altı ay sonra bitiyor.
Ayasofya’dan çıkıp meydana bakıyoruz; karşıda Sultanahmet Camii, solda Hürrem Sultan Hamamı, Alman Çeşmesi, Dikilitaş, Türk İslam Eserleri Müzesi.
Sadece camiyi değil, bütün bu eserleri kapsayan ses ve ışık gösterisi için bir Fransız mimar bir yıldır sürdürdüğü çalışmaları bitirmek üzere.
Bu arada, İstanbul’u iyi bildiğime inanan biri olarak, Yerebatan Sarayı’nın önündeki beyaz taş anıtın, milenyum nedeniyle dikildiğini ve o gün o taşın meridyenlerin başlangıç noktası kabul edildiğini öğreniyorum.
O beyaz milenyum taşı, bundan sonra daha iyi gösterilecek.
TOPKAPI - DENİZ - BAHÇE
Gülhane Parkı’nda ilk durağımız, yaz sonundan itibaren Türk İslam Teknoloji Tarihi Müzesi’ne dönüştürülmüş olacak olan Has Ahırlar.
Gülhane artık Topkapı Sarayı’nın hasbahçesi haline getirilecek ve Sarayburnu’ndan denizle bütünleştirilecek.
Böylece Saray, eskisi gibi arka bahçesine de, denize de kavuşacak.
"Topkapı Sarayı Bütünleştirme ve Sur-u Sultani Kapsamında Düzenleme Projesi" kapsamındaki bu kavuşma ile Sultan Abdülaziz’in, "Demiryolu geçsin de yatak odamdan geçsin" sözü nedeniyle Saray’ın yıkılan deniz kenarındaki bazı köşklerin yeniden inşa edilmesi için harekete geçiliyor.
Bunlar, İncili, Mermer, Yalı köşkleri ve Şevkiye Kasrı olabilir.
Sarayburnu’ndaki İDO atölyeleri, büyük bir kültür merkezine dönüştürülecek olan Sirkeci Garı, vapur iskeleleri proje gereği tarih olurken, demiryolu ve sarayla deniz arasındaki yol yeraltına çekilecek. Sonradan yapılanlar dahil Saray alanında 20’ye yakın kamu kuruluşu arasında bölüşülmüş binaların tamamı yeniden Saray’a bağlanıyor.
Bazı bölümleri yıkılmak üzere olan eski Darphane binasıyla ilgili olarak Türk Tarih Kurumu ile görüşmeler sürdürülüyor.
Elmadağ’daki Mehter Takımı’nın Saray içine taşınıp, tarihteki gibi dış bahçede günlük gösteri yapması için de Genelkurmay’la temas sürüyor.
TARİHE KREDİ KARTI
Yeni bölümleri de yakında restore edilip hizmete sokulacak olan Arkeoloji Müzesi ile Topkapı Sarayı arasındaki kapı yeniden açılacak.
Kombine bilet uygulamasına geçilerek, Arkeloji Müzesi’nin cazibesi artırılacak; çünkü günlük ziyaretçi sayısı Saray ve Ayasofya’da 5 bini aşarken, 2 milyon obje bulunan müzeyi ziyaret edenler 500’de kalıyor.
Topkapı çevresini gezdikten sonra Süleymaniye’ye geçtik.
İsen, cami ekleri olan Doğumevi ile Darüşiffa binalarını Kitap Hastanesi ve sergisi yapılmak üzere devraldıklarını büyük bir keyifle ifade ediyor. Türkiye’deki 300 bin el yazması eserin kısa sürede dijital ortamda kredi kartından bedel ödenerek okunabilir hale geleceğini anlatıyor.
Külliyedeki medreselerden birinin Türkiye Bilimler Akademisi’ne tahsis edileceğini de söyleyen İsen, tüm bu projelerin 2009 yılı sonunda tamamlanacağı iddiasında.