Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Siyaset için güzel bir özlem

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ın önceki gün AKP Grubu'nda, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı konuşma, gereksiz polemikler hariç, muhafazakár bir siyasetçinin ağzından çıktığı için çok önemliydi.

Erdoğan, muhafazakár dünyanın ilgisiz kaldığı kadın hakları, kadına yönelik şiddet, kadın-erkek eşitliği konularında doğru tespitler yaptı.

Bunu Türk siyaseti açısından sevindirici bir gelişme olarak görmeli.

Ancak, bu söylemin eylemle, uygulamayla desteklenmesi çok daha önemli.

Çünkü, son yıllarda AB gerekçesiyle de olsa hukuk alanında kadınla ilgili atılan büyük adımların uygulamaya yansımadığı ortada.

BÜROKRAT DA DANIŞMAN DA YOK

Türkiye için demokratik ayıp haline gelen siyasetteki kadınla ilgili utandıran rakamlarla işe başlayalım.

TBMM'deki yüzde 4.4'lük temsille 142 ülke içinde 126'ncı sıradayız.

3 bin 225 belediye başkanının 18'i (binde 5.6), 34 bin 477 belediye ve il genel meclisi üyesinin sadece yüzde 2.4'ünün kadın olduğu bir ülkeyiz.

Oysa yoruma gerek yok; AB ülkelerinde her seçilmiş 5 kişiden biri kadın.

Erdoğan'ın söylemine inanacak olursak, önümüzdeki seçimlerde AKP için bu tablo değişecek; ama cumhurbaşkanı olursa partisi ne yapar bilemeyiz.

Kendi adıma pek iyimser değilim; çünkü hadi Erdoğan, erkek egemenliği nedeniyle siyasette istediği sayıda kadına destek olamadı diyelim; peki ya bürokraside tablo ne?

Türkiye’de, kamu görevlileri arasında kadınlar yüksek bir oranda.

Yani, "yok" gerekçe değil; ama buna rağmen her şey iki dudağı arasında olduğu halde Erdoğan’ın döneminde üst düzey bürokratik makamlara atanan kadın sayısı çok sınırlı kaldı.

Tesadüfen onların bazıları da AKP'li eşi veya akrabası çıktı.

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun, geçen hafta, arkasında bir erkek bürokrat ordusuyla çıkan fotoğraftaki yüz ifadesini de karede başka hemcinsi olmamasına bağlıyorum.

Ayrıca anımsatayım; Erdoğan'ın onca danışmanı arasında kadının adı yok.

KADINLAR LİSTE BAŞINA

Aynı konuda muhalefet partileri de henüz umut verici bir noktada değil.

Oysa eylülde yayınlanan UNDP araştırmasında ilginç sonuçlar var.

Araştırmaya göre, kadın aday sayısının yüksekliği, o partiye verilen kadın oylarını yüzde 25 artırabiliyor.

Özellikle Ege, Akdeniz ve Karadeniz'de kadın aday kabulü yüzde 90'ların üstüne çıkıyor ve bu konuda DYP ile CHP seçmeni çok daha önde.

Ankete katılanlar, kadın siyasetçi sayısının artmasını, kadın-erkek ayrımının kalkması, kadın hakları ve kadın özgürlüğü açısından önemli görüyor; kadının siyasette etkin olması halinde sağlık, eğitim, insan hakları ve çevre konularında önemli ilerleme olacağına inanıyor.

Anketin, kadının siyasetteki azlığını yüzde 77 oranında "şans verilmemesine" bağlaması ise partilere yollanan açık bir mesaj.

O nedenle seçmen yapısı nedeniyle başta CHP ve DYP olmak üzere, partilerin daha çok kadını seçilecek sıradan aday göstermesi gerekiyor.

Örneğin, en az 10 ilde birinci sırada kadın adayları görmek güzel bir özlem değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları