Paylaş
Kitapta, Türkiye ve Atatürk hatırı sayılır yer tutmuş; Maalouf, Atatürk’ün Müslüman dünyadaki yeri üzerinde epey kafa yormuş.
Maalouf sanki bu kitabını, sabah akşam, “Atatürk’ü nasıl küçültürüm” üzerine kalem oynatanlara karşı yazmış.
Doğrusu Atatürk’ün hakkını veren sadece Maalouf değil, dünyanın öbür ucundaki Şili’de de Atatürk büyüklüğünden hiçbir şey kaybetmemiş.
Türkiye, bu ülkedeki itibarını hâlâ Atatürk’ün bıraktığı mirası üzerinden koruyor, dersek yeridir.
ŞİMDİKİ HÜKÜMET DE AYNI
Zafer Çağlayan da bu hakkı her konuşmasında anımsattı; bununla da yetinmedi, hem Mustafa Kemal Okulu’nu, hem de Atatürk Parkı’nı ziyaret etti.
Şili, Türkiye Cumhuriyeti’ni Latin Amerika’da ilk tanıyan (1926) ülke.
“Neden bu ilgi?” diye, Türk-Şili Parlamento Dostluk Grubu Başkanı Dr. Enrique Accorsi’ye sordum.
Accorsi, 2002’de Dünya Tabip Odası Başkanı olarak Diyarbakır’a gelip, orada tanıştığı meslektaşı Nur Balaban’a aşık olup evlenen bir Şili milletvekili.
Accorsi, sorumu yanıtlarken, Atatürk’ün anti-emperyalist mücadelesinin yanına bir şey daha koydu.
“Atatürk’ün laik yapısı çok belirleyici oluyor. Çünkü Şili’de o günün hükümeti için laiklik her şeyin önünde. Atatürk’ün bu yanı fark edilince genç cumhuriyet hemen tanınıyor.”
Bugünün Şili hükümeti de Türkiye sempatisini aynen sürdürüyor.
Devlet Başkanı Michelle Bachelet Jeria, Şili’nin 22 serbest ticaret anlaşmasından sadece Türkiye ile yapılanı için, “İmza töreni ofisimde olsun” dedi.
Törene katılan, konuşma da yapan Bachelet, ev sahibi olduğu kokteylde sonuna kadar kaldı; yanına gelen her Türk işkadını ve işadamı ile tek tek ilgilendi.
Çağlayan da Bachelet’in bu jestini teşekkürleriyle karşıladı.
YERİNDE DURAMAYAN BAKAN
Çağlayan’ı 10 yıldan fazladır yakından tanıyorum; ancak doğrusu Şili ve Brezilya’da gördüğüm çok daha başka bir Çağlayan’dı.
Söz konusu olan ihracatsa, ticaretse yerinde duramıyor.
İhracatçılar, hele şu küresel kriz döneminde çok zor bir işi yapıyorlar; Çağlayan da onların işlerini kolaylaştırmak için her yola başvuruyor.
Örneğin Şili’de Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) otel salonuna 50 masa kurmuştu; her masada bir Türk ihracatçısı Şilili muhataplarıyla görüşüyordu.
TİM ve Dış Ticaret Müsteşarlığı her yıl, yaklaşık 30-40 ülkede bu tür ticaret etkinlikleri düzenliyor.
Çağlayan, diğer programlarını tamamlayınca salona geldi; masa masa dolaşıp Şilili işadamları ile tanıştı, onlara hepsini tek tek tanıdığı Türk muhatapları hakkında bilgi verip övdü; burada da kalmadı, tüm Şilili işadamlarına kartvizitini verdi, “Eğer teminatsa bu kartvizit teminattır” dedi.
Paylaş