İKTİDARIN dokuzuncu yılında Kürt sorununa çözüm konusunda başa dönülmüş, yeniden hava harekâtı zorunlu görülmüşse AKP’nin de devletin tüm kurumlarının da yeni şeyleri düşünmesi gerektiği açık ve net.
Bir kere işe ciddiyetle yaklaşmak gerektiği ortaya çıkmıştır, yani Bülent Arınç’ın, “Çay kahve içip dağılıyorlar” söylemine hiç başvurmamak gerek.
Yapılan operasyonlar etkili sonuç verse de PKK ateşkes ilan etse de hiçbir şekilde sorunun bittiğini düşünmemeli.
Kabul etmeyeceklerin çokluğunu görür gibiyim, ancak bugün bölgede PKK-BDP çizgisi, daha geniş tabana hitap etmekte, daha organize, yerel yönetimlerde daha güçlü, halkı etkileyecek daha fazla enstrümana sahip. Durum bu nedenle çok daha farklı, çözüm de hem daha kolay hem daha zor.
ÖNCELİK KADIN VE GENÇ
Yeniden vurgulayayım, PKK-BDP bölgede özellikle gençler ve kadınlar arasında, onlara hiçbir hizmet getirmediği halde büyük destek bulmuş.
Peki gençler ve kadınlar neden bu yola girdiler ve nasıl kazanılır?
Defalarca ifade ettim, gençler ve kadınlar sadece etnik kimlikle kazanılmamış, onları aşiret/aile baskısından kurtaran ‘kadın’ ve ‘genç’ kimliği de verilmiş.
1984 Eruh baskını sonrası 15 gün kaldığım Hakkâri’de kadın sokakta dahi yoktu, bugün ise aynı sokaklarda gecenin her anında kadın görebilirsiniz.
Kadın sadece sokağa da çıkmamış, örgütte, yerel yönetimlerde, BDP’de, bütün diğer siyasi hareketlere oranla, çok daha aktif, çok daha ileride ve güçlü. 30 yılda o coğrafyada kadın erkeğe hükmeder, emir verir konuma gelmişse, o fotoğrafın doğru okunması ve kadının daha iyi anlaşılması şart.
Gençlerde de tablo aynı, aile ve aşiret baskısından kurtulmuş, gece eğlenceye de çıkabilen, karşı cinsle rahatlıkla iletişim kuran bir gençlik var artık.
İş-güç sahibi olmasa da o gencin bu coğrafyada kazandığı bu hakkı Batı’dan bakıp anlamamız çok zor, o nedenle diyorum ki kadın/genç üzerindeki baskı, PKK’nın henüz etkin olamadığı diğer illerde de kaldırılmazsa kaygılanalım.
SİYASETİN DİLİ DEĞİŞMELİ
Bakın eğer bir ilde, yıl değil aylar zarfında 400’ü aşkın kadın intihar ediyorsa, ‘gelenek’ denip dedesi yaşında adamlarla evlendirilen onlarca çocuk hamile kalıyorsa, genç/kadın katı bir muhafazakâr yaşama mahkûm kılınıyorlarsa bunun ilelebet sürmesi hiç beklenmesin, biri gelir o yapıyı kırar, ama kim?
Artık halkla temasta örgütün önüne geçen, örgütle halk arasında duvar oluşturan politikalara ihtiyaç var, ancak sadece o bölgede ‘başka şeyler yapmak’ da yetmez, toplumun tümünü kucaklayacak yeni kararlar almalı.
Bu parlamento Kürt sorununun çözümü için kritik önemde ve elverişli bir zemindi, ancak daha ilk adımda sakat doğum gerçekleşti.
Operasyonlar ne sonuç verirse versin, yemin krizini CHP ve BDP değil AKP kendi iradesi ile çözerek bu yoldaki ilk adımını atabilir.
AKP iç muhalefete karşı terörle ilgili dilini derhal değiştirmeli.
Ne oldu yani, seçim süresince muhalefet PKK ile işbirliği içinde gösterilerek yüzde 50 kazanıldı da sorun mu çözüldü veya çözüm tek başına mümkün mü?
AKP’yi destekleyen medya da muhalefete gösterdiği acımasızlığa son vermeli. İktidar muhalefet ile bu sorun temelinde yeni bir diyalog geliştirmeli.
KCK davası dahil, geniş kesimlerde rahatsızlık yaratan çok sanıklı tüm ana davaları bir an önce sonlandıracak yöntemler geliştirilmeli, bulunmalı.
Türkiye bu ikinci, üçüncü derecedeki sorunlarını bir an önce çözerse temel ve yakıcı olan terör sorununu daha rahat çözebilir.
Toplumun tüm kesimlerinin, sorun üzerinde odaklanmasının başka yolu da yok.