Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

O savcılar gidecekti de

PERŞEMBE günü, “Bakın buraya da yazıyorum, göreceksiniz bu soruşturmalar kısa sürede tamamlanacak ve o savcılara bir fatura çıkarılması olasılığı çok yüksek” diye yazmıştım.

Doğrusu bu kadar hızlı hareket edileceğini düşünmemiştim, ama böylesine cüretkâr bir karar alınabileceğini bekliyordum.
Artık böyle demek ki, sizden olanları soruşturan savcıları anında görevden uzaklaştırırken yıllardır ‘Acı çekiyoruz’ diye bağıran sanıkların feryadını, sırf sizden değil diye ‘sümen altı’ edebiliyorsunuz, bu ne acı çifte standart.
Somut örnek verelim, bir Ergenekon savcısıyla ilgili yapılan yüzlerce şikâyet uzun süre işleme konulmadığı gibi, “Yeni şikâyetler geldiği için hepsine bakılıyor” gerekçesiyle bir türlü sonuçlandırılmadı.
Bu sürede savcı, terfi ettiğine göre de şikâyetlerin tümü haksızmış demektir.
Ne diyelim, bağımsız ve tarafsız yargıdan anlamamız gereken artık buymuş. “Yetmez, ama evet” diyenleri de anlamamışız.
Oysa onlar, “Şimdilik buna da şükredin” diye uyarı görevlerini yapmışlar.
YILDIZ OLMAK VARKEN
Yargıda ne büyük çifte standartlar yaşanıyor, gerçekten akıllar almıyor.
Bütün bunlar yaşanırken CHP’de olanları da akıllar almıyor.
Bir süredir Kürt sorunu nedeniyle CHP ile ilgili yazamadım , ancak CHP’de hiç de önemsiz görülmeyecek pek çok gelişme yaşandı.
Kemal Kılıçdaroğlu sonrası CHP’nin kazandığı ivmenin 12 Haziran seçimlerinde bu partiyi memnun etmediği kesin ve bunun bir faturası bekleniyordu.
Kılıçdaroğlu, faturayı yönetimdeki arkadaşlarına kesti, haksız da bulunmadı.
Seçim boyunca bir ikisi hariç, gündem yaratan tek genel başkan yardımcısı olmadı , öylesine boş bir alan vardı ki yıldızlaşmak çok da kolaydı.
Aksine birçoğu kırdıkları potlar, aleyhte kullanılacak sözleriyle CHP’den puan alıp götürürken bunun farkında dahi olmadılar.
CHP örgütlerinin yeterince çalışmadığı veya güçsüz olduğu da bir gerçekti.
Ancak CHP yönetiminin de onlara yeterli hedef ve şevk vermediği kesin.
Kılıçdaroğlu da seçim sürecinde tabii ki bazı hatalar yaptı, ama çalışkanlığı ile CHP seçmeninden alkış aldı, tatmin etti.
O alkışta, seçim sonrası daha organize bir parti yönetimi umudu da vardı.
ARTIK KILIÇDAROĞLU’NDAN GİDİYOR
Kabul Kılıçdaroğlu, genel başkanlığa hazırlıklı olmadığından, arkasında da siyasi bir mücadele ve o mücadeleyi birlikte omuzladığı kadrosu yoktu.
Yanında kimi bulursa yetinmek durumunda kalan Kılıçdaroğlu, parti içinde çok badireler atlatınca giderek daha dar bir kadrodan yönetici seçti.
Üç büyük değişimin ardından yeni bir yönetim oluşturan Kılıçdaroğlu’nun, artık tek sorumlu görüleceği, ‘kendisinden yemeye başlayacağı’ ortada.
Üç büyük ilde yapılan atamalar da yıkıcı sonuçlar gösteren cinsten oldu.
Bir il başkanının, yolsuzluk duyarlılığı tek kelime ile alkış alır.
Ancak uygulanan yöntem de alkışlık olmalı, düşünün, böylesi bir Türkiye’de bir il başkanının, hani bazı askerler veya ajanlar gibi konuşmanızı gizlice kaydettiğini biliyorsanız ne kadar yürekli olabilirsiniz?
Beni mazur görün, ama şunca yıllık gazeteciyim, tek konuğumun dahi konuşmasını gizlice kaydetmediğim için bu yöntemi hiç anlamıyorum.
Bu arada Can Ataklı’ya bir yazısında adı geçen CHP yöneticilerinin gösterdiği tepkinin yadırgatıcılığı da atlanacak gibi değil, hele o CHP’liler Kılıçdaroğlu veya partileri çok daha ağır eleştiriler alırken hep sessiz kalmışlarsa.
Yazarın Tüm Yazıları