SALI günü yapılan partilerin yeni yıldaki ilk grup toplantıları, tahminlere uygun olarak Türkiye’nin seçim atmosferine girmeye başladığını gösterdi.
Artık Başbakan Tayyip Erdoğan’dan, döneminin başarılı icraatlarını daha çok dinleyeceğiz, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ısrarla alt gelir gruplarına, “Bize oy verin, size devlet desteğini artıralım. Bunu da yardım paketleriyle değil doğrudan para aktararak yapacağız” demesine alışacağız. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Kürt sorunu ve ülke bütünlüğü konusundaki söylemlerini sertleştirerek sürdürmesini de beklemeli. TAKİBE DEVAM AKP Grup toplantısına Roman çıkarması da seçim amaçlıydı, ancak yine de gülümsemeden edemedim. Çünkü 29 Aralık’ta, Kılıçdaroğlu’nun, yılbaşı gecesi Zonguldak yerine neden Soma’ya gitmek zorunda kaldığını yazmıştım. Enerji Bakanı Taner Yıldız ile Çalışma Bakanı Ömer Dinçer’in ‘ani Karadon Maden Ocağı ziyareti’ kararı üzerine Kılıçdaroğlu, rotayı Soma’ya çevirmişti. (Bugün, o ‘ani ziyaretin’ Kılıçdaroğlu ile olan bağına daha çok inanıyorum.) Bu gelişmeleri aktardıktan sonra yazımın o bölümünü şu satırla bitirdim: “Yılın başında Roman sivil toplum örgütleriyle buluşacağını da bildirelim.” Emin olun, bu cümleyi özellikle yazdım, iktidarın Kılıçdaroğlu’nun bu girişimine de bir karşılık vereceğini düşündüm, öyle de oldu. AKP Grubu’ndaki o manzara ardından yaptığımız sohbette, “İddia ediyorum, daha başka etkinliklerimizde de AKP aynı şeyi yapacak” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, dün aradı ve gülerek şunları söyledi: “Malum, Kemal Bey 20 Ocak’ta Erzurum’a gidecek. Bunu geçen hafta ilan ettik. Başbakan da bugün Erzurum programı yapmış. AKP’li bir arkadaşım aradı o haber verdi. ‘Biz istemiştik, ama bir türlü olamadı, sayenizde Başbakanımızı Erzurum’a getiriyoruz’ diye bana takıldı.” Tekin, doğrusu bu durumdan çok da hoşnut kalmış göründü, çünkü, “Kemal Bey yakında en az oy aldığımız illerden olan Sakarya’da muhtarlarla buluşacak, AKP’ye şimdiden haber vereyim” derken de gülüyordu. REKABETİN ZORLAŞTIĞI ALANLAR Muhalefet, iktidarın bu tür ataklarını bir şekilde karşılayabilir, ama adalet duygusunu derinden sarsan son tahliye kararları da gösterdi ki çok daha zorlu alanlar söz konusu. AKP, 8 yıldır yaşanan her olumsuz gelişmeyi başkalarına bağlamada başarılı oldu, örneğin terör arttığında adres TSK’ydı, işsizlik artığında TOBB’du. Bugün de aynı şey yaşanıyor, tahliyeleri, kötülüklerin anası yargı yaptı! Oysa iktidarın, yasa maddesini sorunlu yazmasını geçsek dahi, yargının hızlanması için atılmayan adımların sorumlusu kim, diye sormayacak mıyız? Gayet basit şu örneği de vermemiz gerekmiyor mu? İstinaf Mahkemeleri Yasası ta 2005’te çıktı, iki yıl hazırlık süresi kondu. O iki yılda binalar yapılacak, yargı elemanları atanacaktı. Ardından da 2007 yılında mahkemeler çalışmaya başlayacaktı. Hem de AB fonlarından destek alındığı halde o binalar bir türlü bitirilemediği için tam da Başbakan’ın, haklı olarak, duble yollarla övündüğü günde Türkiye vicdanları sızlatan bu tatsız tahliyelerle yüzleşti. Oysa kimseyi kandırmayalım, bu ülke o binaları çoktan yapardı yapmasına da öncelikle ‘HSYK’nın istenen düzene’ sokulması gerekiyordu, olan da bu.