MARMARİS ’in her yeri "No hassle" pankartlarıyla donatılmış.
Bu pankartlar bile turizmin bu yılki tablosunu gösteriyor.
Artık tek bir turisti dahi kaçırmamak gerektiğini anlayan yerel yönetim ve esnaf harekete geçmiş.
Ana slogan "iradesi dışında rahatsız etmeme" anlamına gelen "no hassle" olmuş.
Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar, turistleri ellerinden kollarından tutup çekiştirerek rahatsız etmeye son vermeyi amaçladıklarını söylüyor.
"Esnaf sınıfındaki işyerlerinin sayısı ihtiyacın çok, ama çok üstünde olduğu için ayakta durmak için her yol deneniyor. Bu yollarda sona gelindiğini görmemiz gerekiyor" diyor.
KURTULUŞ İÇKİ VE MEŞRUBAT
Acar’ın verdiği bilgiler de, sahildeki bir yürüyüş de bu yıl turist sayısındaki düşüşü gözler önüne seriyor.
Avrupa’dakiler kadar çekici ve güzel olan lokanta-kafe-barların önündeki "Büyük bira 3 YTL" yazısı bunun bir göstergesi.
Marmaris’in dünya güzeli koylarına tur düzenleyen teknelerde kişi başı fiyatın öğle yemeği dahil 15 YTL olması, küçük çocuklar için ücret alınmaması da bir başka gösterge.
Buna rağmen geçen yılı aradıklarını söyleyen bir tekneciye,
"Peki nasıl kurtarıyorsunuz" diye sordum.
Yanıt "Meşrubat ve içkiden" olunca, "Eyvah, yeni bir aldatma yöntemi" demekten kendimi alamadım.
Marmaris’ten sonra Antalya’ya geçtim.
Her iki yerde de Alman turist sayısında önemli azalma var.
Bunu bir ölçüde Dünya Kupası maçlarına bağlayan turizmciler var; ama Antalya’da etkinliklere katılan CHP Lideri Deniz Baykal ile konuyu görüşme olanağı buldum.
CHP’DEN TURİZM ATAĞI
Baykal, çoğumuzun dikkatini çekmeyen bir konudan söz ediyor.
Arıtma tesisi olmayan yerlerde denize akıtılan pis su görüntülerinin Alman televizyonlarında gösterildiğini söyleyen Baykal, hükümeti turizm yöreleri için topladığı paraları AKP’li belediyelerin birkaç şarkıcı-türkücü getirdiği şenliklere akıtmasını büyük bir talihsizlik olarak niteliyor.
"50-60 milyon dolarlık yatırımı esirgedikleri için bunun bedelini ağır ödüyoruz" diyen Baykal, asıl sorunu ise şöyle dile getiriyor:
"Can alıcı sorun, ülke çekiciliğini yitirmekte olmamızdır. Türkiye, Batı’da giderek içe kapanan, Ortadoğulu olan, fanatikleşen bir görüntü kazanıyor. Bu, imajımızı zedeliyor. İşte bu nedenle, Türkiye’nin güler yüzlü, hoşgörülü, demokratik yüzünü değiştirmemek gerektiğini söylüyorum."
Antalya’ya turizm için 30 milyar dolar yatırıldığını yılda 8-10 milyar dolar gelir elde edilmeye başlandığını söyleyen Baykal, hükümetin ’Antalya nasılsa kendini kurtardı’ anlayışında olmasını da eleştiriyor.
Antalya için, "Turizmin bel kemiği" diyen Baykal, Antalya’nın göreceği zararın tüm turizmi vuracağını belirtiyor.
Turizme daha çok ilgi göstereceklerini de anlatan Baykal, gelecek ay TÜRSAB’la birlikte büyük bir sunum yapacaklarını, orada CHP’nin çözüm önerilerini ortaya koyacaklarını açıkladı.
Faydalı da olur gibi, çünkü sorun hükümeti aşmış görünüyor.