Mumcu’dan, ’Karayılan savunma bakanı olur’ uyarısı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, TBMM Büro Şefimiz Nuray Babacan’la birlikte yaptığımız bayram sohbetinde, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, başta türban, bazı konularda mağdur rolünü ne kadar sevdiğini sergilemeye çalıştı.
Aynı Mumcu, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın yeni terörle mücadele önerisi üzerinde de önemli değerlendirmeler yaptı.
Ağar’ın açılımı yaptığı Güneydoğu gezisini izlemiş biri olarak özünde, iki siyasinin de farklı konuşmadıklarını düşünüyorum.
Mumcu, terörün ABD ve Irak elinde bir koza dönüşmesine itiraz edip ABD’nin tehlikeli bir oyun oynadığını söyledi.
Ağar’ın da bunu söylediğini anımsattığımda aynen şunu dedi: "Bunu ikna edici biçimde söylediğinde, sadece ikna olmam; bu, memnuniyet verici, işbirliğine, ayakta alkışlamaya hazır olduğum bir tavır olur."
ABD PLANI YÜRÜYOR
Bu sözlerden henüz ikna olmadığı anlaşılan Mumcu’nun gerekçeleri var.
Başbakan Erdoğan’ın, "Kürt sorunu" ve "demokratik cumhuriyet" tanımlamaları kullanması üzerine o günlerde kapsamlı analiz yaptığını anımsatan Mumcu devam etti:
"Sorun terör değil, bölücü harekettir. Bölücü hareket, yeni bir faza geçiyor, yeni siyasi hedefler kurguluyor. Türkiye’yi uluslararası arenada sıkıştıracak strateji uyguluyor. Türk siyasetçisi ile devletinin konuya terör odaklı ya da etnik sorun odaklı yaklaşımı son derece yanlıştır, dedim."
Sonuçta hata yapıldığını, olaya Amerikan yaklaşımı ile bakıldığını savunan Mumcu, bunu çarpıcı bir örnekle açıklıyor:
"PKK’nın silah bırakması, buna karşılık Türkiye’de PKK’nın lider kadrosunun siyaset yapabileceği, yani Murat Karayılan’ın Milli Savunma Bakanı olmasının mümkün olduğu bir düzenlemeye giderek terörsüz bir Türkiye tablosuna Türkiye razı edilmek isteniyor."
Mumcu, PKK’nın ateşkes ilanını, ABD’nin Irak’ta sıkışmasına bağlarken, Kürt devleti için PKK’nın silahsızlandırılıp, Kuzey Irak’tan çıkarılması gerektiğini anlatıyor ve "Peki bu silahlı adamlar nereye gidecek?" diye soruyor.
Yanıtı, "Türkiye’ye" diye veren Mumcu, bu kez "Nasıl?" diye soruyor.
Sonra da, "Silahlar bırakılacak, genel aftan yararlanılacak. Bazıları Mahmur Kampı’ndan, bazıları Avrupa üzerinden Türkiye’ye teslim edilecek; ama çıkarılan yasayla serbest bırakılacak, üst düzey yöneticilerin siyaset yapma hakları ellerinden alınmayacak" diyor.
AĞAR’IN YANLIŞI
İşte Mumcu, Ağar’ın bu noktada çıkışı ile hata yaptığını düşünüyor.
Hükümetin çizilen bu senaryoya uyduğunu savunan Mumcu, Ağar’ın da burada rol almak istemesini yadırgıyor.
Oysa Türkiye’nin kendi milli çıkarlarına uygun bir politika yürütmesi gerektiğini anlatan Mumcu, kategorik olarak ABD ile işbirliğine karşı olmadığını; ancak milli çıkarlarda ısrarı şart koşuyor.
Belirsizlik tablosu çizdiğini düşündüğü DYP’ye bu nedenle itiraz ediyor.
Mumcu’nun aynı noktadan DYP ve Ağar’a bir de içerlemesi var.
Ağar’ın, bu kadar yolsuzluğa bulaşmış, sokağa çıkamaması gereken bir iktidara ’destek veriyor’ görüntüsünden çok rahatsız oluyor.
Çünkü Mumcu, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisi nedeniyle Türkiye’nin çok ağır bir siyasi bedel ödeyeceğine inanıyor.