MİLLETVEKİLLERİNİN maaş yetersizliğinden yakınması bugüne değil, her döneme özgü bir sorun.Yakınma gerekçelerine bakıldığında milletvekilleri son derece haklı.Seçmen ağırlama, davetlere katılma, sık sık geziye çıkma, iyi giyinme, ziyaretlerde bulunma gibi gerekçeler milletvekili harcamalarını yükseltiyor.Bu harcamaların yüksekliğinin bilinmesine rağmen AKP dönemiyle birlikte, başlangıçta, farklı bir yaklaşım sergilendi.Lojmanları kullanmama kararı alkış tufanı ile açıklanırken, 2003 başında memura verilen yüzde 12’lik zam da milletvekiline verilmedi.Ancak aradan daha bir yıl geçmeden Türkiye, AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa’nın ağzından milletvekillerinin geçinemediğini öğrendi. VALİ YİYİYOR VEKİL ÖDÜYORFatsa, 26 Ekim 2003 günü, ‘Arkadaşlar geçinememekten şikáyetçi. ‘Hırsızlık mı yapalım, bizi başka şeylere zorluyorlar’, diyenler var’ demeci veriyordu.Bir süre sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da maaşını Almanya Başbakanı ile kıyaslayarak, ‘Ticarette kazancım olmasa geçinemem. Schröder 15 bin Euro alıyormuş. Bizimki ne ediyor? 3 bin küsur Euro’ diye dert yanıyordu.Bugün ise geçim sıkıntısı az sayıda milletvekilini ilgilendirse de, 350’sinin emeklilik geliri olsa da Meclis koridorlarında ‘Maaşımız yetersiz’ yakınmaları oldukça artmış durumda. Milletvekilleri kiradan, dernek davetiyelerine ödenen yüksek bedellerden; şenliklerde açık artırmaların, biraz da iradelerinin dışında, yüksek bedelle üzerlerinde kalmasından; seçmene verdikleri yemek faturalarının ağırlığından, telefon giderlerinin yüksekliğinden; uçak, otobüs ödemelerinin bütçelerinde açtığı büyük deliklerden söz ediyorlar.Bir AKP milletvekilinin, ‘Milletvekiliyiz ya, hangi masada otursak, ödeme bize düşüyor. Örneğin bir ile gidiyorsun, vali dahil, o ilin ileri gelenleriyle yemektesin. Sıra faturaya geliyor. Bakıyorsun vali bile elini cebine atmıyor’ diye yakınması ciddi bir çaresizlik örneği.Ancak, halkın geçim sıkıntısı, devletten maaş alan herkesin en az milletvekili kadar haklı gerekçelerle ‘geçinemiyorum’ demesi, ‘Yoksulun sesiyiz’ diyen AKP’nin, soruna çözüm bulmasını zorlaştırıyor.Oysa asıl çare, milletvekilini dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyecek bir seçmen akını karşısında bırakan sistemi değiştirmektir.Bu yapılmadan, çoğu kişi için 10 YTL’nin bile büyük para olduğu Türkiye’de, milletvekili maaşı üçe de katlansa yetmez.Dahası, yoksulun gözü hep o maaşta olacağından bereketi de olmaz.HUKUK ÖNÜNDE EŞİTLİKDevlet Bakanı Nimet Çubukçu, geçen yazımızla ilgili bir düzeltme yaptı. Çubukçu, ayrıcalıklara karşı çıkarken, kadına kota tanınmasını kastetmediğini, kadının hukuk önünde eşitlik mücadelesine desteğinin tam olduğunu belirterek şunları dedi:‘Bazı kadınlarla aramızda olan dava, bu arkadaşlarımızın sözlerinin, eleştirinin ötesinde hakaret içermesiyle ilgilidir. Bu anlamda kadın diye de kimseye ayrıcalık verilemeyeceğini söylüyorum. Kota konusu bundan farklı bir konu. Ben o konuyu farklı zeminde düşünüyorum. Bu konunun siyasi partiler ve seçim yasalarında değil parti tüzüklerinde düzenlenmesi gerektiğine inanıyorum.’