Paylaş
DEVLET Bahçeli’nin daha 7 Haziran gecesi, yeni bir seçim için ‘hodri meydan’ çekmesi pek çok seçeneği altüst etti.
Kabul etmeli ki AKP’siz hükümet seçenekleri o an ortadan kalktı ve Baykal’la görüşmesinden güç alan Erdoğan da ülkeyi seçime götürme amacını gerçekleştirmek için anayasa/teamül kaygısı duymaksızın bütün kartlarını kullandı.
Bahçeli, tüm bu süreci HDP’yi kabullenmeme, gri görme üzerinden yürüttü.
AKP’siz hükümet seçenekleri ardından AKP ile koalisyona kapısını kapatan, bir ay sonra ‘koşullar uygun değil’ gerekçesiyle seçim istemeyen de aynı Bahçeli oldu.
NE BAŞBAKANLIK NE TBMM BAŞKANLIĞI
Oysa Bahçeli’ye başbakanlık dahi teklif edilmişti.
Uzlaşma yolları aransaydı TBMM Başkanı’nın MHP’den çıkması da olasıydı.
Ancak Bahçeli öyle tutum aldı ki,
kendisine başbakanlık öneren Kemal Kılıçdaroğlu’na oldukça sert eleştiriler yöneltti.
Koalisyon ve TBMM Başkanlığı seçimi için HDP’yi yok sayma anlayışı TBMM’yi yeniden AKP’nin hâkimiyetine sokmanın, bu partiye moral üstünlük kazandırmanın yolunu açtı.
Bahçeli ülkeyi seçime CHP veya CHP-MHP azınlık hükümetlerinin götürmesinin önünü de açmayınca Cumhurbaşkanı Erdoğan fırsatı değerlendirdi; ‘Kılıçdaroğlu’na görev yok’ dahi diyebildi, AKP ağırlıklı bugünkü hükümetle 1 Kasım’a gidişi sağladı.
Bugünden itibaren MHP seçmeni, “7 Haziran’dan beri hangi stratejimiz partimize moral ve güç kazandırdı” diye soracaktır herhalde.
O seçmenin özellikle de Erdoğan’ın politikalarına karşı duran bölümünün, Erdoğan’ı Saray’dan çıkarma, 17/25 Aralık’ın soruşturma sözü veren Bahçeli’nin hangi sonucu elde ettiğini sorgulayacağını bilmeli.
TÜRKEŞ OY DEĞİL MORAL GÖTÜRÜR
Aynı seçmenin, eline fırsat geçtiği halde MHP’nin, ‘HDP gerekçesi’ ile AKP ve Erdoğan’ı köşeye sıkıştıracak her manevrayı geri çevirmesine güçlü destek verdiği de düşünülmesin.
Hele de Erdoğan fırsatı yakalar yakalamaz MHP’ye sert yumruk atmışken.
Tuğrul Türkeş yumruğu, MHP tabanında oy kayması yaratmayacak gibi, ama MHP seçmeni üzerinde böyle bir moral kırılması yarattığını görmeli.
Ayrıca Erdoğan-MHP çatışması henüz bitmiş değil, başka adımlar gelebilir.
Çünkü, HDP’ye yüklenişin bu partiye zarar yerine oy sağladığı görülünce, ‘MHP’yi baraj altına itmek daha kolay’ düşüncesine varılmış olmasın?
Gördüğüm kadarıyla, ‘Tuğrul Türkeş üzerinden partimize operasyon yapılıyor’ anlayışı MHP’de kenetlenme yaratmış; o nedenle ki Türkeş, kendisiyle birlikte kabineye başka iki MHP’liyi daha çekme uğraşısında hüsran yaşadı, ‘tüy dahi’ koparamadı.
Ancak, 7 Haziran’ın mesajını yok sayan Bahçeli, seçim hükümetiyle de Erdoğan’ın elini daha güçlü kıldı.
Bürokraside MHP’ye yakın kadroları ‘sıkı kontrol’ amacı bunlardan biri.
Özellikle İçişleri Bakanlığı’na atamayı bu anlamda da çok manidar bulmalı.
Malum, Selami Altınok, 17/25 Aralık sürecinde, Efkan Ala yönlendirmeli operasyonlarla o soruşturmaların ortadan kalkmasını sağladı.
Emniyet Müdürü atandığında İstanbul’a Başbakan uçağıyla götürülmüşken, bakan yapılınca Ankara’ya tarifeli uçakla dönmesi, uçağın içine kadar gelip gözyaşlarıyla uğurlayanların sadece yardımcıları olması kimseyi yanıltmasın.
Güçlü destekle daha büyük görevler üstlenecek; ama Altınok da bilmeli ki, koşulları eskisi kadar rahat olmadığından eski ‘başarısının’ tekrarı da çok zor.
Paylaş