MESUT Yılmaz’ın, memleketi Rize’den yaptığı açıklamaları nasıl okumalı?
Benim gördüğüm, daha çok DYP ile Anavatan’ı ilgilendiren bir durum söz konusu.
Yüce Divan sonrası, merkez sağda partilerüstü bir imaj veren Yılmaz, bunun Anavatan aleyhine, DYP’nin lehine geliştiği inancıyla partisinin yanında saf tutma gereği duydu.
Hem de kendisine umut bağlayan bazı arkadaşlarının, "Genel başkan olacak" hayallerini yıktığı gibi Mumcu ile arasındaki güven sorununu beklenmedik bir hızla "çok büyük oranda" yok ederek yapan Yılmaz, asıl mesajı DYP’ye gönderdi.
"Anavatan’ı yok sayarak yoluna devam etme" demeye getiren Yılmaz’ın mesajını DYP, "Ne anlamı var ki" diye es geçebilir; ama Yılmaz görevini yaptığına inanıyor.
ESKİ SİYASETÇİ NEGATİFLİĞİ
Benim için ilginç olan; Yılmaz’ın, merkez sağda bütünleşme gibi bir projesi olmayan Mumcu’yu dinledikten sonra bile, engelin DYP’den kaynaklandığı sonucuna varmasıdır.
Mehmet Ağar’la buluşmadan, siyaseti partisinde yapacağını açıklamasının başka yorumu yok. Rize’de gördüğü ilginin ardından bu tutumunu daha da netleştirdi, diyebilirim.
Diğer bölgeleri tartışmalı bulsak bile Karadeniz’de önemli bir desteği olan Yılmaz, sempatisini daha da artırarak DYP’yi zorlamaya çalışacak.
Ancak bu süreçte Yılmaz’ın en büyük engeli, bütünleşme çabalarına "eski bir siyasetçinin arayışı" etiketinin yapıştırılmış olmasıdır.
Oysa Yılmaz, hem Yüce Divan kararı ardından motorun sıfırlandığına inanıyor, hem de geride bıraktığı imajını yenilemek istiyor.
Yeni dönemini pozitif imaj bırakarak tamamlama arzusundaki Yılmaz, genel başkanlık amacında olmadığını ortaya koyarak ilk fedakárlığı gösteriyor.
Çok olağanüstü bir gelişme olmadıkça da Yılmaz bu yolda yürüyecek.
ÇİFT BAŞLI GÖRÜNTÜ
Bu yürüyüşün zorluklarını görmemek de mümkün değil.
Anavatan’da aktif siyaset yapmaya kalktığı andan itibaren, hem çift başlı bir görüntü oluşacak, hem de Mumcu’ya karşı olanlar Yılmaz’ın başını ağrıtacak.
Aynı durum Erkan Mumcu için de geçerli olduğu için konuyu Yılmaz’a sordum.
Yılmaz, "Doğru; ama maharet bunu önlemekte" diyerek kendine güvendiğini gösterdi.
Yılmaz’ın bu çabalarının Anavatan’ı eski günlerine döndürüp döndüremeyeceğini bilemeyiz; ancak özellikle de Karadeniz’de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın işi o kadar kolay olmayacak.
Çünkü Yılmaz, Erdoğan’ın protestocu fındık üreticilerine biber gazı atmadığı için emniyet müdürünü görevden almasını sloganlaştıracak gibi görünüyor.
"Size biber gazını layık gören bir Başbakan var" mesajı veren Yılmaz, hemşerilerine "Kadınları ve çocukları öne sürdüler, diyerek Karadenizliye hakaret eden biri Karadenizli olur mu? Zaten olsa, gelir memleketi Rize’de karşıma çıkar" diye seslenmeyi de ihmal etmiyor.