Paylaş
“Anlamadın tabii ne dediğimi” diye ekleyip sözlerini sürdürdü:
“Eskiden zil yoktu, bahçe kapısında ip sarkıtılırdı. İpi çekince içeride çan çalardı. Böylece kapıya en yakın kişi gelip açardı. Ben de dün akşam bir ip çektim. Kapanmak bir yana bugün de ip üstüne ip çekeceğim. Üç kapı var.”
Tekrar mektuba dönünce, daha sohbetin başında Erdoğan-Baykal buluşmasının bu hafta, Başbakan çarşamba günü Irak’a gideceğinden, belki de bugün veya yarın gerçekleşebileceği ortaya çıktı.
Yine de Başbakan’a muhtemelen bugün ulaşacak CHP’nin yanıtında, “Görüşlerimiz işte bunlar” dendikten sonra, “Buna rağmen ‘görüşelim’ derseniz, buyrun sizi ağırlamaktan memnun oluruz” ifadesi yer alacak.
EKTEKİ RAPOR
Baykal, bu daveti nezaketen yapıyor gibi; çünkü görüşlerinde önemli bir değişiklik yok ve üstelik İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın “Bakın süreç, dediler nereye geldik” diye örnek gösterdiği Güneydoğu gezisine canı çok sıkılmış.
Geziyi de mercek altına alarak şunları dedi:
“Hâlâ ne yapacaklarını bilmez haldeler. Çelişki içinde olduklarından neler konuşuldu, nereye gelindi? Siz bilinçli, planlı bir süreç götürdüklerini mi düşünüyorsunuz? Hayır. Olan da Türkiye’ye oluyor. Kanun hâkimiyeti kalmadı. İçişleri Bakanı gidiyor, orada hayat durduruluyor. Her adımı hukuksuzluk. Acı bir tablo. Süreç yaşanırken, hukuk üstünlüğü işlemez kılındı. Güvenlik güçleri sadece kendilerini koruyor, bakan seyirci.”
Baykal, sürece böyle baksa da kurmayları yanıtı yazmayı sürdürüyor. Yanıt mektupta, CHP’nin görüşleri sıralanıp sürecin hatalı yürütüldüğü belirtilecek; “Bütünleşmeden söz ediyorsunuz; ama ülke bölünmeye doğru gidiyor” gibisinden ağır bir ifade ile bunun gerekçeleri yazılacak.
Yanıtın her satırı, “CHP’yi böyle bir sürecin parçası yapamazsınız” imasıyla dolu olacak; ancak ekine konacak bir dosya ile özel bir mesaj verilecek. Baykal ve arkadaşlarının, SHP’nin 1989 Kürt Raporu’nun arkasında durulmadığı yolunda bir izlenim yaratıldı; AKP’de de bu hava oluştu. Oysa eke, yanıtta da bol atıf yapılan bu rapor konarak; “Eğer raporumuzdakiönerilerle gelirseniz, o zaman durum ayrı” denmiş olacak.
İŞGAL BİTMEDEN OY YOK
Görüşme gerçekleşirse, Baykal başka konuları, örneğin Ermeni açılımını, gündeme getirebilir mi; hemen söyleyelim, Erdoğan açmadıkça, “Hayır”.Baykal, “Tek konu bu. Başka şeyler konuşacak halimiz mi var” dedi. Ama Ermenistan’la imzalanan protokolü sorduğumda şu yanıtı verdi:
“Kuşkularım var ve çok açık. Nedeni de Azerbaycan. Bakın hep susan Aliyev dahi konuştu. Bunun önemi ortada. Bir yeri yaparken yıktığınız yer can kardeşimiz. Birileri istiyor diye, onların haklarını nasıl görmezlikten gelirsiniz. Soykırım denerek bunu yok mu sayacağız? İçi boş bu iddialara boyun mu eğeceğiz? Ne yani, sınır sorunum mu var ki, sınırlar tanınacakmış? Bütün hükümetler bu sınırı kapalı tuttu, Karabağ işgal altında diye. Onlar yanlış mı yaptı? Peki, işgal mi kalktı ki sınırı açıyorsun? Söyleyeyim, işgal kalkmadıkça bu protokole Meclis’te oy vermeyiz. İşgali kaldırsınlar beraber oy verelim. İsteyen alkışlasın, millet her şeyi görüyor.”
Paylaş