RUSYA, Ukrayna’ya doğalgaz sevkıyatını kesince, Mavi Akım’a ilgiyi artırırken ne kadar önemli olduğu gerçeğini de yeniden ortaya çıkardı.
Bunun üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, "Mavi Akım’la İlgili Gerçekler" başlıklı kitapçığı ile BOTAŞ’ın CHP’ye gönderdiği bir savunmayı yeniden okuma gereği duyunca bazı ilginç noktalara ulaşıldığını gördüm. Birincisi, 2003 yılında Mavi Akım’la ilgili tahkime gitme kararı, Rusya’yı "kandırmak" amacıyla verilmiş.
İkincisi de AKP, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer’i "Rusya’dan alınan doğalgaza uygulanan formülü değiştirdi" suçlamasıyla Yüce Divan’a gönderdi; ancak bugün aynı partinin bakanı, bu formül değişikliğinin doğru ve zorunlu olduğunu itiraf ediyor.
TAHKİMDE TÜRKİYE KAYBEDECEKTİ
Önce yorum yapmadan iki belgeden alıntılarla yola çıkalım.
Belgelerde, "oluşan, daha doğrusu oluşturulan" ifadesi kullanılarak atıf yapılan 2003’teki Mavi Akım formül değişikliğine şu savunma getiriliyor:
"Rus kontratlarında fiyat, aynı formüllerden türetilmektedir."
"Hükümetler arası anlaşmanın hiçbir yerinde formül yoktur."
"Sözleşmeye hatalı geçen formül aslında 18.02.1998’de değiştirilmiştir. Aynı günlü Cumhur Ersümer imzasını taşıyan Side Letter ile Mavi Akım için de formül düzeltilmiştir, BOTAŞ’a uygulanır hale getirilmiştir."
"Genel teamüllere uymayan, teknik olarak hiçbir çalışma prensibi içermeyen, daha önce değiştirilen, tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığı açıkça ortada olan söz konusu formülle ilgili ihtilafın, tahkimde çözümünün beklenmesi halinde, BOTAŞ için en az fiyat kadar önem arz eden alım taahhütlerinin indirilmesinin mümkün olmadığı gerçektir."
"Formül bu haliyle kendi içinde ve diğer anlaşmalarla tutarsızdı."
"BOTAŞ, Side Letter ile düzeltilmiş olan, uygulamada benzeri olmadığı için savunulması imkánsız olan formül yapısını koz olarak kullanmış, anlaşmaları revize etmiştir."
"Varılan mutabakat ile formül, olması lazım gelen şekli almıştır."
Şimdi bu savunmalar ışığında, Rusya’ya karşı bu ’kandırmacı’ tutumun bundan sonra nasıl inandırıcı olacağını sormak gerekmiyor mu?
Ayrıca, tanık sıfatına rağmen Side Letter’de formül değiştirdiği iddiası ile Yüce Divan’a gönderilen Ersümer’e haksızlık yapılmış olunmadı mı?
EROĞLU’NUN BİLGİSİ YOK
Önceki yazım üzerine DSİ Genel Müdürlüğü Basın Müşavirliği’nden gelen yazılı açıklamada, DSİ projelerinin açılış törenlerini organize eden firma ile Genel Müdür Veysel Eroğlu’nun geçmişte bir ilişkisi bulunmadığı; Eroğlu’nun bu organizasyonlar konusunda bilgi sahibi olmadığı belirtildi.
Biz yine de açılış davetiyelerinin altında Eroğlu’nun imzasının bulunduğunu, Genel Müdürlüğü’nün açılış pankartlarıyla donatıldığını anımsatalım.
Ayrıca Eroğlu, bu konularda bilgi sahibi değilse, çalışma arkadaşlarıyla ilgili bir küçük araştırma yapması halinde bazı sonuçlara ulaşabilir.
Öte yandan, Eroğlu’nun imtiyaz sahibi olduğu ve "Vakfımıza gelir oluyor" dediği Su Dünyası Dergisi’nin vakfa yıllık katkısı sadece 26 bin YTL.
Dergiye tek bir DSİ müteahhidinden alınan reklam bile daha yüksek.
O nedenle Eroğlu ve derginin Yayın Kurulu üyesi Enerji Bakanı Hilmi Güler’e, "İmzalarınız orada kalmaya devam edecek mi" diye yeniden soralım.