TERÖR nedeniyle köyünden edilmiş vatandaşlarla ilgili sorun, Türkiye’nin yıllardır BM ve AB’deki en önemli sıkıntılarının başında geldi.
Ancak, İçişleri Bakanlığı ile UNDP’nin pilot bölge olarak seçilen Van’daki toplantısı bu sorunda önemli ilerleme sağlandığını ortaya koydu.
Bu gerçeği UNDP’nin yeni temsilcisi Mahmood Ayub da BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın özel temsilcisi Walter Kailen de teslim etti.
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da "En önemli işimiz" dediği projeye verilen önemi, toplantıyı sonuna kadar, yanında sorunun yaşandığı 14 ilin valisi olduğu halde, izleyerek bir kez daha gösterdi.
Kailen’in, "Üç yıl önce Bakan Bey’le bu sorunu konuşamıyordum bile; ama bugün çok önemli sonuçlar almaya başladık" dediğini aktarırsam devletin soruna bakışındaki değişim daha net görülür.
RESİM DAHA DA NETLEŞECEK
Van’daki toplantı gösteriyor ki devletin tutumundaki değişiklik, sorunun çözümünü oldukça kolaylaştırmış, yerel yöneticilerle sivil toplum örgütlerinin daha rahat ve birlikte çalışmasının yolunu açmış.
Sonuçta da pilot bölge Van’dan, ulusal eylem planı çıkar duruma gelinmiş.
Bu gelişme sadece AB ve BM raporlarına olumlu bir yansıma ile kalmayacak.
Örneğin, AB’nin bölgesel kalkınma fonunun kullanımına da olanak verecek. Oysa Türkiye, 2001 yılındaki 45 milyon Euro fonu dahi kullanamadı. Örneğin; Hacettepe Üniversitesi tarafından yapılan ve aylardır sonuçlarının açıklanması beklenen bir araştırma sorunun gerçek boyutunu gösterecek.
Çünkü, Başbakan Tayyip Erdoğan, kaç kişinin yerinden olduğunu en gerçek rakamları ile ortaya koyacakaraştırma için, "Açıklansın" dedi.
Ayrıca, diğer partilerin belediye başkanlarının yanı sıra DTP’li başkanlar da İçişleri Bakanlığı ve UNDP ile daha yakın çalışmaya başlamış.
Öyle görünüyor ki Van’daki toplantı yeni AB ilerleme raporunda Türkiye’nin başını ağrıtan konulardan birinde eksilme sağlayacak.
AKSU’NUN İADE ETTİĞİ ÇORAPLAR
Hani Van’a gidince, bu ilin milletvekili olan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in gündeme gelmemesi düşünülemezdi.
Doğaldır ki Çelik’le ilgili gündem "kartvizit çorapları" üzerineydi.
Sokaktaki Vanlı, "Bizde böyle bir moda yok" derken, çoraplarda Bakan’ın adının önünde neden ’Doç’ (Doçent) ibaresinin yer almadığını merak etmiş.
Bu, yüzyılın ’jestini’ yapmış çorap üreticisinin unutkanlığından kaynaklanmış olabilir; ama iftar sofrasında ilginç bir bilgi alıyorum.
Yemeğe katılan bir AKP’li bu yalakayla ilgili bir ayrıntı veriyor.
Meğer aynı çoraplar İçişleri Bakanı Aksu’ya da gönderilmiş.
Demek ki, çorapların diğer bakanlara gönderilmiş olma olasılığı da var.
O neyse de Aksu, kabine arkadaşı Çelik gibi davranmamış.
Çorapları görür görmez, "Bu kadar da olmaz" diyerek hemen iade etmiş.
Bu bilgiyi aktaran AKP’li, Aksu’nun tutumunu doğru bulduğunu söylerken Çelik’in görgü kuralları ile alçakgönüllülük konusunda ise sınıfı geçemediği kanısında.
Söz konusu kişi bir eğitim bakanı olunca, sanırım bu yargıya hak veren de çok.