KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Atilla Koç, hayatında ilk kez gittiği İran’dan, kendi tabiri ile ’dindar biri olarak’ ilginç izlenimlerle döndü.
Bakan Koç, TBMM’deki sohbetimizde bu izlenimlerini bizimle paylaştı.
Son cümlesini, "Velhasılıkelam; İran ihmal edilecek ülke değil" diye bitiren Koç, bakan olarak İran’ı incitecek ifadeler kullanmamaya özen gösterdi.
Ama, bence yine de yaptığı değerlendirmeler, dini kurallara dayalı devlet anlayışı ile ilgili önemli tespitler içeriyor.
DİNE AYKIRI CENNET
Genel izlenimini sorduğumda, ilk tespitini, "Dünyada cennet yaratmak bizatihi dinin ruhuna aykırı" diye yaptı.
Koç, "Sokağı nasıl buldunuz" şeklindeki soruma da yine doğrudan İran’ı hedef almadan; ama bence ilginç sözler içeren bir yanıt verdi:
"Bakın dindar biri olarak söylüyorum; insanların günah işleme hürriyeti de vardır. Dikkat edilmesi gereken nokta hakaret etmemektir."
Koç, domuz eti yiyip yememenin, ineği kutsal sayıp saymamanın başkalarının değil, bunlara inananların sorunu olarak gördüğünü söyledi.
Gerekçesini de, "Çünkü, günah işlememe hakkı da var" diye açıkladı.
Bütün bunların demokrasinin güzelliğinde yaşayabileceğinin altını çizen Koç, bu noktada da şöyle bir yorumda bulundu:
"Demokrasi güzel bir şey. Demokrasi derken sadece oy vermeyi kastetmiyorum. Farklı düşüncelerin oluşması, gelişmesi ve bunların siyasal partiler olarak da örgütlenip halkın önüne çıkabilmesidir. Güzel olan bu. Bu olurken, Türkiye’den konuşalım, işte yüzde 34’le iktidara gelmeyi eleştirmek pek de makul değil. Demokrasilerde bu mümkün. Yeter ki farklılıklar korunabilsin, özgürce ifade edilebilsin ve örgütlenebilsin."
Koç’un bir başka mesaj içeren şu değerlendirmesi de dikkat çekiciydi:
"Eğer baskı yapılıyorsa, bu baskı, hangi değer ve ideoloji adına yapılıyorsa en başta ona zarar veriyor. Din adınaysa dine, ideoloji adınaysa ideolojiye, bir kişi adınaysa o kişiye. Bu kadar açık."
ALT KADRO DAHA SERT
Bakan Koç, mesleki temasları ile ilgili izlenimlerini de aktardı.
İran’dan, Türkiye’ye geçen yıl 956 bin turistin geldiğini, rakamın bu yıl 1 milyon 300 bini aşabileceğini aktaran Koç, İran tarafına turizme önem vermeleri gerektiğini söylemiş.
"Çünkü İran’ın böyle bir potansiyeli var" diyen Koç, İran için bu alandaki en büyük sorunu konaklama ve ulaşım olarak görüyor.
İran’da, Rusya’nın bile terk ettiği Tipolov türü uçakların kullanıldığını işaret eden Koç, "İsfahan bir kültür turizmi merkezi olabilir.Termal turizm de gelişmeye çok elverişli" dedi.
Koç, bu sorunların aşılması için İran tarafına, "Bizim işadamları gelip burada yatırım yapsın" tavsiyesinde bulunduğu bilgisini verdi.
Son bir gözlem ise Ahmedinecad dönemi yönetimi ve kadroları ile ilgili.
İran’ın köklü devlet geleneğine rağmen Ahmedinecad’la randevunun yer ve zamanının son ana kadar belirsiz kalmasını garipseyen Koç, "Ancak randevudaki tutum ise oldukça samimi ve güzeldi" diyerek bir hakkı da teslim etti.
Koç’un, Ahmedinecad’ın bakanlar dahil alt kadrosunu daha sert, yani radikal bulduğunu da belirtmeliyim.