Paylaş
Bu kez her iki oydan birini alan Başbakan’a tek kelime söze gerek yok.
Sonuçları değerlendirmeye devam eden CHP için ise dikkate alınır alınmaz bilemem; ama şöylesi yeni ve kısa bir ‘sonuç raporum’ var:
“Kemal Bey, seçim sürecinde üstün performans gösterdiniz, takdir topladınız, artık gerçekleştirmeyi kafanıza koyduğunuz tatile bir an önce çıkmayı hak ettiniz. Sakin düşünmek ve en küçük yeni bir hataya neden olmamak gerekli.
Alın işte ‘Stockholm sendorumu’ tartışması. Daha ilk duyduğum an bu söylemi eleştirmiş bir gazeteciyim. MYK toplantısında, sonuçlara böyle bakan akademisyen veya arkadaşınız her kimse, bırakın ona katılmayı, susturulmamış olması dahi çok ciddi bir sorundur. Çünkü Alevilerin CHP’ye oy vermesini bu sendroma bağlayanlar nasıl ki Alevileri anlayamıyorlarsa, siz de aynı nedenle AKP’ye oy verenleri anlamamış oluyorsunuz.
Seçmeni bu tür değerlendirmelere tabi tutmak son derece yanlış. Aynen referandumda ‘Hayır’ diyenlere deli imasında bulunmak gibi; hatta ‘AKP’ye oy vermem; çünkü hâlâ aklım var’ pankartını kürsüden okumak gibi.
Mutsuz büyük bir kitlenin varlığına en çok siz inanıyorsunuz; ancak o insanların AKP’ye oy vermesi eğer psikolojik terimlere bağlanırsa yarın ilk hedefinizde olması gereken o vatandaşları nasıl kazanabilirsiniz?
ACİLEN BAŞKANIN ADAMLARI ARANIYOR
CHP, bu seçimde sayenizde iyi malzame sahibiydi; yeni lider, yeni projeler, yeni hedefler, vs. Ancak bu malzemenin hakkını tam verip vemediğinizi ve bu yolda ne tür hatalar yapıldığını sorgulamanız gerekir.
Yakın çalışma arkadaşlarınız, size tam destek olup yükünüzü mü aldı, yoksa birbirlerine ‘takmakla’, akılları sıra espri üretmekle mi uğraştılar?
Sizin dışınızda kaç CHP yöneticisi, gündem belirleyen çıkış yaptı; partinize oy kazandıran yönetici sayısı kaç, kaybettiren sayısı kaç?
20 yıldır uyutulan CHP örgütü bu kadar kısa sürede uyandırılamazdı; ancak yeterli çalışmadı denen bu örgütü merkeziniz ne kadar yönlendirdi, ne kadar motive etti, ne kadar destekledi, düşünüldü mü?
Hiçbir lider insanüstü olamayacağından hepsinin yardımcıları vardır; ama mutlaka ‘Başkanın adamları’ diye tanınan bir kadrosu da olur.
‘Başkanlık ofisini’ oluşturan bu profesyonel kadro, başkanı bilgilendirir, yönlendirir, hatalarını düzeltir; rakibinin hamlelerini öngörür, karşı söylem geliştirir; başkanın her adımını tasarlar; böylece onun işini kolaylaştırır.
YANITSIZ KALAN SALDIRILAR
Belki de ‘Başkanın adamlarının’ eksikliği nedeniyle Alevi kökeninizin tehlikeli bir biçimde meydanlarda dillendirilmesine, partinizin 60 yıl önceki uygulamalarının bugüne taşınmasına, adaylarınızın dinle ilgili gaflarına ilaç olacak etkili karşı söylemler geliştirilemedi.
Girdiğiniz ilk seçimden, (biz başarısız görsek de) yüzde 26’lık bir sonuçla çıktınız; bu önceki yönetimin hayal edemediği bir sonuçtu.
Halkın size verdiği prim henüz bitmiş görünmüyor; ancak hatalar devam ederse kimse yarın ne olacağını kestiremez, bunun önüne geçmenin tek yolu doğruları öne çıkarmaktır, doğrular öne çıkarsa hatalar çok çabuk unutulur.
İlk doğru da CHP’yi oturtmaya çalıştığınız özgürlükçü, demokrat çizgidir.
Bu çizgi sizin gücünüz, rakiplerinizin ise zaafıdır; halkın desteğini doğru kullanmanız halinde, rakiplerinizden çekinecek bir şeyiniz de olamaz; çünkü CHP’de dahi geriye dönüş düşünülemez; gerisi sizin kararınız.”
Paylaş