ENERJİ ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Zeki Çakan’ın Yüce Divan’a sevk kararlarından biri de, "miktar indirimleri elde edilmesine karşılık, Mavi Akım Anlaşması’nın iptal koşulları oluştuğu halde anlaşmayı iptal etmediği için..." suç işlediği iddiasına dayanıyor.
Çakan’ın Yüce Divan’da yargılanma süreci devam ede dursun, ben İran’dan alınan doğalgazla ilgili bir belgeyi dikkatlere sunmak istiyorum.
Bununla da birilerini yerme veya savunma amacında değilim.
Ancak, Yüce Divan kararlarında ve gerekçelerinde belirleyici olan AKP kadrolarına, dün suç gördükleri işlemleri bugün neden yapmak durumunda kaldıklarını sormak ve bunun yanıtını da bilmek gerekiyor.
FAKS TEYİDİ İVEDİ YAZI
Elimde o günün BOTAŞ Genel Müdürlüğü Doğalgaz İşletmeler Müdürü Recep Arslantay’ın, 2 Mayıs 2005 tarih, B.15. 2.BOT 1.02.29.02-2005/173 sayılı Doğalgaz Alım ve Kontrat Devirleri Daire Başkanlığı’na gönderdiği, "Faks teyidi" ve "Acele" mühürlü, "İran 70 gün" konulu şu yazısı var:
"İran’dan ithal edilen doğalgazın kimyasal gaz kompozisyonlarındaki of speck (kontratta taahhüt edilen kalitede olmayan gaz) gün sayısı, Ek-1’de görüleceği üzere 70 güne ulaşmıştır.01.01.2005-01.05.2005 tarihleri arasındaki İran gazındaki of speck günleri gösteren tablo (Ek-2) başkanlığınıza gönderilmektedir.Gereğini bilgilerinize arz ederim."
Yazının eklerinde de "N2 SAPMA-yüzde 5" başlıklı sütünün altında 70 gün boyunca gazın akmadığını gösteren boşluk dolu çizelge yer alıyor.
Etkin üç BOTAŞ görevlisi tarafından da paraf edilen bu yazı, "Kontratı tazminatsız fesih hakkı doğdu; kullanabilirsiniz" anlamına geliyor.
Bu hak o gün kullanılmadı, bugüne kadar da kullanılmış değil.
Buna rağmen İran indirim yapmamakta direnince, Enerji Bakanlığı fesih hakkını kullanmayı değil, tahkime gitmeyi uygun gördü.
REFAHYOL KAYIRMASI
"Rus gazındaki gibi, ’Al ya da öde’ cezasına düşmemek için İran gazı kesilseydi iyi olurdu" diyenler bulunsa da Rusya’ya bağımlılığını azaltmak için İran hattının kesilmemesi genel kabul görüyor ve doğru politika olarak nitelendiriliyor.
Ancak, bunun bir karşılığının olması gerektiği de açık.
Örneğin Çakan döneminde Mavi Akım için doğan fesih hakkı, fiyat indirimi ve "Al ya da öde" cezasının silinmesi karşılığında kullanılmadı.
Bu kazanımlar Çakan’ın, AKP oyları ile Yüce Divan’a sevkini engellemedi.
Şimdi öğreniyoruz ki İran’dan doğalgaz alımına yeniden başlandı.
O zaman, bizim "İran’dan bazı avantajlar sağlandı mı?" diye sorma hakkımız doğuyor.
Türk şirketleri kazandı diye bazı ihaleleri iptal etme yoluna giden İran’ın, Türkiye’ye, Rusya’nın 260 dolarlık fiyatının da üstünde gaz sattığını anımsadığımızda bu bilgi çok daha önem kazanıyor.
Çünkü, fesih hakkını kullanmayan Çakan’la şimdiki Bakan Hilmi Güler’in uygulamaları arasında görünürde hiçbir farklılık yok.
Aksi düşünce çifte standart işareti olarak kabul görür.
Yoksa Mavi Akım’da "Anlaşmaya sonradan ilave edilen ’K faktörü’ ile gaz daha pahalı oldu" diyen; ama bunun Refahyol döneminde yapıldığını saklayan Enerji Bakanlığı, İran gazında da mı aynı dönemi kayırıyor sorusu akla gelecek.